|

Muhalefeti gizli bir el birleştirdi

Başbakan Davutoğlu, AK Parti’ye karşı legal, illegal yapılarla konsolide bir cephe oluşturulmaya çalışıldığını söyledi. Davutoğlu, “Legal üç siyasi parti ile mücadele ediyoruz. Anormal olan anlaşması çok zor üç partinin biribirini eleştirmemesi. Gizli bir el sanki birleştiriyor bunları. Gizli bir bilinç. Yani birilerinin planının parçası olmayı zamanla kabul ettiler” dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 30/05/2015 Cumartesi
Güncelleme: 05:51 - 30/05/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

Seçim çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdüren, bir günde en az 3-4 programa katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, önceki gün katıldığı Malatya mitingi dönüşünde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.



Bazı anket sonuçlarına bakılarak koalisyon ihtimallerinden bahsediliyor. Size ulaşan bilgiler nasıl? Böyle bir ihtimal görünüyor mu?

12 yıl kesintisiz iktidar olan bir parti için herkesi aynı zamanda memnun etmenin zorluğu aşikar. En iyi hizmetleri verdiğinizde dahi bir hizmet alışkanlığı başlıyor. Ancak AK Parti'nin en büyük başarısı zamanın yıpranmalarına direnebilme kabiliyeti. Psikolojik olarak, doğal olarak yıpranılabilecek durumlarda bile AK Parti kendisini yenileyebiliyor. Bir de bizim hiç rahat bir dönemimiz olmadı. Türkiye'de 50'li yıllardan bu yana dört yılı zamanında tamamlayan bizim dışımızda sadece Özal ve Demirel var. Başka kimse yok. Bizde de dört yıl hiç aralıksız tamamlanmadı. Hep araya mahalli seçimler girdi. Referandumlar, cumhurbaşkanlığı seçimleri girdi. Siyaset hep yüksek tansiyonda seyretti. AK Parti bu yüksek tansiyonu da idare edebildi. Sayın cumhurbaşkanımız... yani sörf gibi. Dalgalı denizde hem gemiyi idare edeceksiniz hem mesafe alacaksınız.



HEP BİR HESAP İÇİNDELER


AK Parti'nin karşısında olan güçler için AK Parti'yi yıpratabilmek açısından üç seçim bir şanstı. Mahalli seçimler, cumhurbaşkanı seçimleri ve 7 Haziran. Bizim önümüzde üç engel vardı. Biz bayrak yarışını sürdürmeye çalışıyoruz ama biri de o engelin çıtasını yükselterek ya da bizim ayağımıza çelme takarak aşmamızı engellemeye çalıştı. Bu Gezi olayları ile birlikte başlayan ve tansiyonu, çıtayı yukarı çeken gerilim böyle bir şey... Şimdi son engelde dediler ki AK Parti nasıl yorulur? 30 Mart seçimlerine biz alışılmış yapımızla girdik. Alışılmış yapı iyi veya kötü demiyorum ama bunların beklentisi biz başbakanlık, genel başkanlık değişimlerinden sonra bir de üç dönem sebebiyle hep bir hesap içinde oldular bu çevreler.



KONSOLİDE BİR CEPHE OLUŞTURMA ÇABASI


Bizim burada eksiklerimiz olamaz mı? 12 yılın getirdiği tortular... Bu da doğal. Biz eksik gördüğümüz şeyleri düzeltmekle mükellefiz. Kendimizi de gerektiğinde eleştirebiliyoruz, oturup konuşuyoruz. Bu açıdan bir olumsuzluk görmüyorum. Tek parti iktidari anlamında da bir sıkıntı görmüyorum. Ama şunu görmek lazım: İlk defa 12 yıl içinde karşımızda çok konsolide bir cephe oluşturmaya çalışıyorlar. Daha önce birbirleriyle mücadele eden taraflar dahi şimdi tek bir hedefe kilitlenmiş durumdalar: AK Parti'yi iktidardan indirmek. Legal üç siyasi parti ile mücadele ediyoruz, bu normal. Ama anormal olan şey birbirleri ile anlaşması çok zor olan bu üç partinin birbirine hiçbir eleştiri yöneltmemesi, hiçbir şey söylememesi. MHP'den HDP'yi rahatsız edecek tek bir söz çıkmıyor. HDP'den de MHP'yi rahatsız edecek tek bir söz çıkmıyor. CHP'nin ulusalcı söylemlerinin HDP ile birleşmesi mümkün değil. Gizli bir el sanki birleştiriyor bunları... Gizli bir bilinç... Bunlar “biz birbirimize dokunmayalım, hatta gerekli yerde koalisyon yapalım... Destek anlamında... Ama AK Parti'yi zayıflatmadan bizim önümüz açılmayacak" diyorlar.





ÜÇ PARALEL: PENSİLVANYA,İMRALI, DHKP-C


Komplo olduğunu mu düşünüyorsunuz?

“Gizli bir bilinç" dedim... Şimdi komplo olan ne? Eskiden bir paralel vardı. Bunu 17 Aralık'tan beri görüyoruz. Şimdi üç tane paralel olduğunu görüyorum. Paralelden kastım şu: Siyasi parti olmamakla birlikte siyasi parti gibi davrananlar. Biri belli, Pensilvanya. Bakın gidip HDP ile Diyarbakır'da konuştular. Kılıçdaroğlu Zaman gazetesini ziyaret etti. Onlar da Bahçeli'yi ayrıca ziyaret ettiler. Bir başka paralel Kandil. Yani HDP'nin kararlarını Demirtaş mı alıyor Kandil mi alıyor? Bir bakıyorsunuz Demirtaş açıklama yapıyor, bir bakıyorsunuz Cemil Bayık açıklama yapıyor. Bir bakıyorsunuz Karayılan açıklama yapıyor ve yaptıkları açıklamalarla çifte oyun oynuyorlar. Demirtaş, PKK'ya soğuk kitlelere,


“ben özgürlükçüyüm" mesajı veriyor. PKK ise Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da “benim istediğim gibi davranmazsanız hesap sorarım" havasında.



DHKP-C'NİN SOLİSTİ ADAY


Mesela şimdi Siirt mitinginden ayrıldıktan sonra arkadaşlarımız HDP binası önünde saldırıya uğramış. Yasin Aktay Siirt'te saldırıya uğradı. Burhan Kayatürk Van'da saldırıya uğradı. Böyle iki yönlü bir şey takip ediyorlar. Üçüncü bir yapı DHKP-C. Bunun solisti, Grup Yorum'un solisti, CHP'den Hatay birinci sıra adayı. Bir bakıyorsunuz DHKP-C'den tutuklanan biri HDP'ye saldırı yapıyor, HDP bu saldırıyı AK Parti'ye yüklüyor. Sonra faili ortaya çıkınca da HDP “yok yok DHKP-C yapmamıştır" diyor. DHKP-C de “HDP'yi destekliyoruz zaten" diyor. CHP'ye verdikleri destek de malum.





Seçimde hile CHP geleneği


Kılıçdaroğlu'nun, 'hile' iddiasına ne diyorsunuz?

Ajitasyon yapıyor başka bir şey değil. Sandıkta umut kalmayınca ne yapsın. İktidarda olan bir partiyiz. Suhuletle gireceğimiz bir seçimi tehlikeye atar mıyız? Aylar önce bunun planlamasını yaptık. Neler yapılması gerekir konuştuk. 6-7 Ekim'den sonra biz teyakkuz halindeyiz. 7 Haziran öncesinde her türlü senaryoya hazırız. CHP niye böyle diyor? Kendisinin niyeti bozuk olduğu için, 46 zihniyeti olduğu içn elinden gelse bunları yapacağı için başkasının da yapacağını sanıyor. Kimsenin bundan tereddüt etmemesi lazım. AGİT gözetiminde bir seçim yapıyoruz. Her sandıkta her partnin temsilcisi var. Ama şöyle bir oyun yapabilirler.


Sahte oy pusulaları basıp bir yere atarlar. Bunu yaptılar geçmişte.



Elimizde deliller var


Bir çok yerde seçmene HDP'ye oy vermesi yönünde PKK tarafından baskı ve tehditler olduğunu duyuyoruz.

HDP ve PKK'nın baskılarıyla ilgili elimizde bir çok delil var. Ama sıkıntı olan nokta şu. Hukuk devletiyiz. Bir vatandaş gelip bunları şikayet etmedikçe bir şey yapmak mümkün değil. Bir belediye başkanımız, kahraman bir arkadaşımız. 6-7 Ekim olaylarında direndi. Bir olay nedeniyle PKK ile kan davasına varan bir sonuç doğdu. Geçenlerde barışalım diye görüşmüşler. Demişler ki “tamam bu kan davasına son verecegiz. Ama sen de AK Parti'den istifa edip HDP'ye geçeceksin." Masaya yumruğunu vurmuş arkadaşımız, “canım pahasına da olsa böyle birşey olmaz" demiş. Valilere seçim güvenliğinin sağlanması konusunda talimat verildi.



Anketlerle algı operasyonu


Başbakan Ahmet Davutoğlu, son dönemde bir algı operasyonu yaratılmaya çalışıldığını belirtti. Davutoğlu, "Buradaki mesele bizim kitlenin güvenini sarsmak ve son zamanlarda anketler üzerinden “AK Parti kitlesi kararsız..." mesajı vermek. Diyelim ki olabilir... AK Parti 2009'da yüzde 38'e kadar düşmüştü. Yönetim değişmemişti, üstelik “one minute"un rüzgarı vardı. Dinç bir partiydik. Yüzde 38'e düşmüştük. AK Parti öldü mü? Şimdi öyle bir hava estiriyorlar ki AK Parti yüzde 44'e inse bitti sayacaklar. CHP yüzde 35'e çıksa zafer kazanmış olacak. Biz yüzde 42'ye insek AK Parti bitmiş olacak. Bu bir algı operasyonu. Ama bence işlemiyor. Çünkü mitinglerde coşku gittikçe artıyor. Herkesi İstanbul şaşırttı, beni olumlu anlamda İzmir şaşırttı ve memnun etti" diye konuştu.



Planın parçası oldular


Ben bunu fark ettiğimde, hatta cumhurbaşkanımız bana latife ederek “kendini çok yoruyorsun" dedi... Ama bunu fark ettiğimde dedim ki “72 değil 81 ilin tamamına gideceğim." Herkese şunu göstermek istedim: Bu parçalayıcı siyasete karşı bir tek AK Parti bunu yapabiliyor. Şimdi düşünün CHP'nin 33, MHP'nin 45, HDP'nin zaten 50'yi aşkın ilde milletvekili yok. Komplo olan kısmına bu noktada geliyorum. Üç legal parti zamanla buna intibak ettiler. Yani birilerinin planının parçası olmayı zamanla kabul ettiler. Diğer üç paralel ise bunları kendi hedefleri için kullanmaya çalışıyor.



O YAZILAR MASUM DEĞİL


Bütün bunların arkasında da uluslararası basın... Uluslarası basın HDP ile ilgili neredeyse büyük bir kampanya yürütüyor. Bu ilk değil. 2002'de bizi engellemek için Genç Parti'yi, Cem Uzan'ı çıkardılar. Ama Allah öyle bir denklem getirdi ki DYP'den ya da ANAP'tan oy aldığı için onlar aşağıya indi. 2007'de de bizim içimizde operasyon yapmaya kalktılar. Erkan Mumcu, Mehmet Ağar, merkez sağda bir oluşuma yöneldiler hatırlarsınız. 2011'de de Kılıçdaroğlu'nu Gandi diye sundular. Hiçbiri tutmadı. Şimdi de HDP'yi böyle takdim ediyorlar. Mesele temerküz eden bir gücü engellemek. AK Parti, 12 yıl içinde Cumhuriyet'in en büyük güç temerküzünü yaptı. İşte burada komplo başlıyor. O yazılar masum yazılar değil.



HDP'nin maskesi düştü


HÜDA PAR üyesi iki kişinin HDP'lilerce öldürülmesini kınayan Başbakan Davutoğlu, "Kadıköy'de, Şişli'de cici çocuk oyununa giren HDP, Şırnak'ta başka bir partinin taraftarlarını taradı. Birer birer maskeleri düşüyor" diye konuştu.



Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Van ve Kayseri mitinglerinde halka hitap etti. Davutoğlu Van mitinginde ezan okunduğu sırada konuşmasına ara verdi. Ezanın ardından mitinge katılanlar hep bir ağızdan İstiklal Marşı'nı söyledi. İstiklal Marşı'na eşlik eden Davutoğlu, “Bana birçok hediye sunuldu mitinglerde ama bugün en güzel hediyeyi siz verdiniz dünyanın en güzel korosu bu. Allah bu ülkenin üzerinde ezanları eksik etmesin" dedi. Konuşmasında muhalefeti eleştiren Davutoğlu, önceki gün Siirt'teki mitingden sonra HDP'li bir grubun AK Partililere saldırdığını hatırlatarak, olaya sert tepki gösterdi: “Kadınlara sahip çıktığını söyleyen kadın örgütlerine, gençlere sahip çıktığını söyleyen aydınlara sesleniyorum. Buradan meydan okuyorum. Dün Siirt'te miting yaptık Tunceli'ye geçerken haber geldi. Elif, Merve ve Yeter. HDP binasının önünden geçerken barbar bir takım zorbalar tarafından saldırıya uğradılar. Şimdi cevap versinler. Bu zorba erkekler HDP binasından çıktı bizim bacılarımıza saldırdılar. Hemen gerekli talimatları verdik. Biz HDP binalarına saldırı yapıldığında kınama yaptık. Şimdi ne Demirtaş'tan ne de sözde aydınlardan kınama, açıklama gelmedi. Tek bir AK Partili kimseye saldırmadı. Sadece AK Partili oldukları için saldırırsa hesabını sorarız." Bu arada Davutoğlu, Siirt'te saldırıya uğrayan 3'ü kadın, 4 partili için AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Murat Özekinci'yi telefonla arayarak geçmiş olsun dileğinde de bulundu.



ŞİDDET YANLILARINA SANDIKTA DERS VERELİM


Başbakan Davutoğlu, partisinin Kayseri Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitinginde yaptığı konuşmada Şırnak'ın İdil ilçesinde Hüda Par üyesi Muhammed Şerif Şimşek ile Abdulcelil Talayhan'ın HDP'lilerce öldürülmesini kınadı. Miting alanındakilere "Şiddet yanlılarına, bu vandallara bir ders vermeye var mısınız" diye soran Davutoğlu, şunları söyledi: "Birer birer maskeleri düşüyor. HDP, hani Kadıköy'de, Şişli'de cici çocuk oyununa giren bu Demirtaş, var ya, bakın şimdi, biraz önce haber geldi, Şırnak'ta uzun namlulu silahlarla başka bir partinin taraftarlarını taradılar, iki kişi vefat etti. Şimdi HDP'ye sormak vakti değil mi? AK Parti'nin milletvekili Burhan Kayatürk'e Van'da saldırırsınız, Siirt'te milletvekili adayımız Yasin Aktay'a saldırırsınız, Erzurum'da Abdurrahim Fırat'a saldırırsınız. Bizim kardeşlerimizi, Siirt'te mitinge geldi diye kızlarımızı, bacılarımızı darp etmeye kalkarsınız. Başka partilere saldırırsınız. Peki nerede, bir kınama gördünüz mü? Diğer partilerden ses çıkıyor mu? Hayır. Çünkü hepsi işbirlikçi."


200 aydının "HDP'ye oy verin" diyerek destek beyanında bulunduğunu belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:"Peki dönüp HDP'ye 'Seçime giriyorsan silahla ne işin var?' diye sormak gerekmez mi? Soruyorlar mı? Çünkü eğer HDP barajı geçerse AK Parti'nin oyları düşer diye düşünüyorlar. Bunu MHP de istiyor, CHP de ama biz başkasının barajına bakmayız. Biz, milletin gönlüne bakarız."







#davutoğlu
#seçimler
#hdp
9 yıl önce