Seçimlere az bir süre kalan Adıyaman'da heyecan dorukta. Çözüm sürecinin yeni bir ivme kazandırdığı kentte vatandaşlar 13 yılda gelen istikrar ve güven ortamından memnun. Halkın en büyük beklentisi büyük umutlarla başlatılan sürecin başarıyla sonlandırılması. Çözüme sahip çıkan Adıyamanlılar, HDP'nin tehditlerine büyük tepki gösteriyor. Silahların gömülesi çağrısında bulunan halk, sokağa çağrı ile barışın olmayacağı görüşünde.
Adıyamanlı Osman Kaya istikrardan yana oy kullanacağını söylüyor. Seçimlerde AK Parti'nin tekrar iktidara gelmesini istediğini söyleyen Kaya, “Silahların gömülmesi için HDP'nin katkı sağlaması lazım. Çözüm masada olmalı. Sokakta savaşarak değil. Milleti sokağa dökmekle fayda gelmez” diyor. CHP, MHP ve HDP'nin vaatlerine prim vermediğini ifade eden Kaya, “Bu vaatler inandırıcı değil” diyor.
HDP'nin çözümün arkasında durmadığını ifade eden Abuzer Kaya, “MHP ve HDP'nin işbirliği yapması inanılır gibi değil” ifadelerini kullanıyor. Kaya, Türkiye'nin üçüncü büyük köprüsü olan Nissibi Köprüsü'nün şehre çok faydası olacağını söylüyor. Adıyaman'da iş yok diyenlere de tepki gösteren Kaya, “İş çok da işi beğenen adam yok” diye konuştu.
Çözüm sürecinin başarıyla bitmesi ile her şeyin daha güzel olacağını dile getiren Mehmet Ali Ekinci ise, “Bizler kardeşiz, bizleri ayıramazlar. Bir birimizden farkımız yok. Süreci sonuna kadar savunuyoruz” diyor. Muhalefetin iktidara gelemeyeceği için bol keseden attığını belirten Ekinci Adıyamanlıların bunlara prim vermediğini söylüyor.
Adıyaman'ın Kahta İlçesinde konuştuğumuz Ramazan Yaman ise, “AK Parti, ülkemizdeki barışın ve çözüm sürecinin sigortası. İnsanlarımızın huzur ve refahı için AK Parti'nin bu dönemde tek başına 400 vekil ile Meclis'te olmasını temenni ediyorum” diyor. Yaman, “Onlara kanmamak lazım. Özellikle bu partilerinin zihinleri birdir. Birisi doğu da tedirginlik yaratıyor. Diğeri de batı da tedirginlik yapıyor. CHP, MHP, HDP ve paralel yapı Türkiye'yi bir kaos ortamına götürmek istiyor” dedi.
Mavi Marmara'da şehit olan Fahri Yaldız'ın kardeşi Faruk Yaldız, eski Türkiye deyince akla kuyrukların geldiğini söylüyor. Yaldız, “O dönemlerde yollar kötü, hastanelerle berbattı. Eğitim ise sıfırdı. Hastanelerde doktorlar vatandaşın insan yerine koymadığını gördük. Kürtçe konuşamıyorduk. Erkekleri mesleğe göre çağırıyorlardı. Örneğin, odun satan adamı odun gel buraya diye... İşte bunları gördük” diyor.
