Seçim otobüsüyle Anadolu'yu karış karış gezen Yeni Şafak ekibi, 7 Haziran öncesi Siirt'te halkın nabzını tuttu. Siirtlilerin üzerinde çok ciddi bir baskı var. Halk, “HDP barajı geçemezse kan dökülecek” mesajlarıyla tehdit ediliyor. Terör örgütü sempatizanları, HDP Meclis'e giremediği takdirde kentte 6-7 Ekim Kobani olaylarına benzer eylemleri yeniden başlatacaklarına ilişkin mesajlar veriyor. Bu tehditlerden bunalmış durumdaki Siirtliler, belediyenin de nedereyse hiçbir hizmet yapmadığını söyleyerek 'değişim şart' diyor. Kentte genci-yaşlısı hemen herkes belediyeden dert yanıyor. Memnuniyetsizlik had safhada.
Öğrenci Saliha Yüzbaş, belediyenin çalışmalarından yakınarak, “İnekler halkın kullandığı alanlara rahatlıkla giriyor. Kimi zaman aniden yola çıkıp trafiği altüst ediyor. Buna bir çözüm bulunmalı. Çevre düzenlemesi konusunda çok eksiklikler var. Sosyal aktivite alanı deseniz hiç yok. Siirt'in bir değişime, canlanmaya ihtiyacı var. Hatta değişim şart” diyor. Genç seçmenlerden Zeynep Dilek ise bölge genelinde olduğu gibi Siirt'te de halk üzerinde baskı olduğunu ifade ederek HDP'lilerin kendilerine 6-7 Ekim'i hatırlatarak 'kaos' şantajı yaptığını kaydediyor. Belediyenin vatandaşa hizmet götürmediğinden yakınan Dilek, şehrin en büyük sorunlarından birinin etrafa yayılan çöpler olduğunu belirtiyor.
Siirtli Yusuf Ahı ise yeni Türkiye'den barış ve kardeşlik istediğini söylüyor. Ahı, 6-7 Ekim Kobani olaylarının ilk günlerde bölgede tedirginlik yarattığını hatırlatarak, “Bu yapılan eylemler, sürece zarar verir. İnşallah hayırlı olur. Bakınız taşın altına elini koyan bir Cumhurbaşkanımız var. Süreci başlatan da odur. Burada oynanan bir oyun var, halkımız buna gelmemeli” dedi. Siirt'te belediyenin olmadığını anlatan Ahı, “Yerel yönetimlerde ideoloji bir kenara bırakılmalı. Hizmet her zaman birinci sırada olmalı. Altyapı yok, yollar bozuk, çöpler alınmıyor, sıkıntılar saymakla bitmiyor. Hizmete bakılır, ideolojiye değil” diye konuşuyor.
7Haziran'da oyunu eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki farkı ortaya koyanlara vereceğinin altını çizen Hasan Tetik, “Hükümetin eksiklikleri yok mu, var. Fakat eğitimden, sağlığa, yollardan, havalimanlarına kadar önemli projeler hayata geçti” diyor. Çözüm sürecinin önemine de değinen Tetik, HDP'yi sert bir şekilde eleştirerek, bu partinin Kürtleri temsil etmediğini söylüyor. Tetik, “CHP, MHPve diğer siyasi partiler de çözüm sürecine dahil edilmeli. HDP Kürtlerin temsilcisi değildir. Bu süreç HDP yokken başlamıştı, bunları görmek lazım. Baskı siyaseti ile çözüm olmaz” yorumunda bulunuyor.
Siirt'in meydanında mısır satan Aziz adında bir vatandaş da, kentteki trafikten dert yananlardan biri. Mısırcı Aziz, “Altyapı yok, işsizlik çok. Siyasi partilerin vaatleri verilirse, iki sene sonra para biter. Memurlar aç kalır” dedi. Demirtaş'ın Diyanet odaklı siyasetine tepki gösteren Aziz, “Hepimiz Müslümanız, dinin üzerinden siyaset yapılır mı? Ben yakıştıramadım. Herkes yaptıklarından hesap verecekler” açıklaması yapıyor.
Siirt'in içler acısı halinin ortada olduğunu söyleyen Hayrettin Yılmaz, “Belediye çalışmıyor. Ara sokakların yolları bozuk, çöpler doğru dürüst toplanmıyor. Siirt'in girişi daha da güzel olabilir” derken, çözüm sürecinin ise yeni bir umut doğurduğunu belirterek şunları söylüyor: “Süreç, Siirt'de güzel bir hava oluşturdu. İnsanlar korkmadan yaşamaya başladı. İnşallah olumlu sonuç ile sonuçlanır da barış ve huzur gelir.” “Şehirde barışı hakim kılmak istiyoruz” diyen genç seçmenlerden Hülya Taz ise “Barış olsun, kan dursun, beraber yaşayalım. Artık herkes uyandı ve gerçekleri gördü. Siirtli vatandaş çözümün mutlu sonla sona ermesini istiyor” yorumu yapıyor. İki çocuk annesi Ayten Özbey ise “Siirt'te hiçbir şey yok. Şehir merkezinin yolları berbat. Yollar yapılmalı, altyapı eksiklikleri giderilmeli ondan sonra çıkıp oy istenmeli.En büyük isteğimiz çözüm sürecinin mutlu sona ermesidir. Akraba akrabaya, kardeş kardeşe düşmüştür. Bu devran böyle gitmez. Kardeşin kardeşe küskünlüğünü, akrabanın akrabaya dargınlığını, düşman-lığını bitirecek olan tek şey çözümdür, şehre, ülkeye barış gelmesidir” diye konuştu.
İşsizlikten yakınan gençlerden Adem Şili, “İş olmadığı için gençler farklı alanlara yöneliyor. Uyuşturucu bataklığına sürükleniyor” uyarısı yaptı. Kerem Elik ise “Gençlere dokunulmalı, gençlerin elinden tutulmalı” diyor. Her iki genç de özgür bir Türkiye'de yaşlanmak istediklerini dile getiriyor.
