|

Televizyondan sinemaya tarihi çalım

Ülke gündemini işgal eden tarihle ilgili tartışmalar devam ederken, Osmanlı dönemini konu eden diziler de seyirciden büyük ilgi görüyor. Son yıllarda hikâye ve teknikleriyle göz dolduran dönem dizileri, asırlık Türk sinemasına adeta tarih dersi veriyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 16/01/2015 Cuma
Güncelleme: 20:31 - 15/01/2015 Perşembe
Yeni Şafak
Osmanlıcanın okullarda ders olacağı açıklamasıyla yoğun bir biçimde tartışılan Osmanlı ve Türk tarihi ile ilgili mevzular, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen karşılamayla birlikte iyice alevlendi. 16 Türk devletini temsil eden askerlerin de törende yeralması, geniş kitlelerin dikkatini yeniden tarihi konulara çekti. Öte yandan TRT’de yayımlanan Diriliş; Ertuğrul ve Filinta’nın gördüğü büyük ilgi, kimilerince konjonktürün getirdiği bir avantaj olarak yorumlandı, kimileri de bu alandaki boşluğa dikkat çekerek televizyonun bu boşluğu iyiden iyiye doldurduğunu hatırlattı.  

Hiç kuşkusuz gündemi işgal eden tarih konulu tartışmalar kısa sürede dinerek yerini yeni gündem maddelerine bırakacak. Ancak televizyon sektörünün tarih alanında elde ettiği başarı, sinemamızın bu alanda bulunduğu içler acısı durumu tartışmak için bir fırsat oluşturdu. Biz de fırsatı değerlendirerek bu hafta, televizyonun sinema sektörüne attığı ‘tarihi’ çalımı masaya yatırdık. 

SİNEMANIN BÜYÜK TARİHSİZLİĞİ

Yıllardır dile getirilmesine rağmen, sinemamızın tarihi konulara dair projeler üretememesi sektörün bu alanda yaşadığı kısır döngü kadar, ülke tarihine bakışına dair önemli ip uçları veriyor. Adına ister tarihi filmler, ister epik sinema diyelim, sinemamız dönem hikâyeleri anlatamıyor. Yüzüncü yılını kutladığı 2014’e kadar kimi türlere dair önemli işler çıkaran Türk sineması, tarih filmleri kulvarında sınıfta kalmış durumda. 2012 yapımı Fetih-1453 ve bugün vizyona giren Fatih’in Fedaisi Kara Murat’la yeni hamleler denese de, sinema tarihimiz sayısız hayal kırıklığıyla dolu. Ne içerik ne de teknik bakımdan nitelik taşıyan filmler, Dünyayı Kurtaran Adam ve Kara Murat serileriyle kara mizaha daha yakın duruyor.

TV’NİN FENDİ SİNEMAYI YENDİ 

Sinemanın, tabiri caizse çuvalladığı bu alanda, televizyon sektörü ise büyük bir yükselişe geçmiş durumda. TRT’nin 1970’lerin başlarından itibaren, (Yücel Çakmaklı başta olmak üzere) başarılı isimlere yaptırdığı diziler, gerek anlatım ve gerekse teknik bakımdan iyi bir seviye tuttururken, son olarak TRT1 ekranlarında yayınlanan Diriliş; Ertuğrul ve Filinta adlı diziler, sinemadaki tarihi filmlerle kıyas dahi kabul edilemeyecek düzeyde başarılara imza atıyor. Hatırla Sevgili, Çemberimde Gül Oya isimli dizilerle parlak bir süreci müjdeleyen TV sektörü, Muhteşem Yüzyıl’la birlikte, gerek prodüksiyon ve gerekse anlatım tarzıyla dönem işlerinde bir dönüşüm yaşadı. Şimdilerde seyirciyi ekrana bağlayan Diriliş; Ertuğrul ve Filinta, tarihe bakışlarıyla da seyircinin sahiplendiği işler oldu. 

Kurtuluş Zeydan- (TRT1 Kanal Koordinatörü)

BAŞARININ FORMÜLÜ DOĞRU TERCİH 

Kurum olarak dönem dizilerine ve filmlerine misyonumuz gereği hep öncelik verdik. Yönetim Kurulumuzun öncülüğünde, Nisan 2014’te Yıldız Sarayı’nda ülkemizin önde gelen tarihçileri ile ‘Tarihi Diziler Çalıştayı’nı gerçekleştirdik. Burada memnuniyetle gördük ki; Bizim üzerinde çalışmayı düşündüğümüz projelerle, değerli tarihçilerimizin önerileri büyük oranda örtüştü. Buradan aldığımız güçle, Diriliş ve Filinta’nın hazırlıklarına hız verdik. Tarihimizde iz bırakmış, dönüm noktası diyebileceğimiz pek çok dönem, mini dizi ve filmin planlamasını yaptık. Başlayan dizilerimizin arkasında TRT olarak çok güçlü durduk. Bu piyasayı bilenler için bunun anlamı büyüktür. Diriliş ve Filinta’nın yazım sürecinden çok önce hazırlık dönemi başlamıştır. Artık senaryo grubundaki herkes tarihimiz konusunda ciddi anlamda birer entelektüeldir diyebilirim. Hikâyelerin gerçekliği ve başarısı seyircimizi ekran başına kilitlemiştir. Karakterlerin gücü kadar senaryonun gücü de önemli bir etken olmuştur. Bu konuda da doğru tercihler yaptığımızı düşünüyorum. Senaryo dilinin başarısı kurulan dünya ile desteklenince ortaya başarılı yapımlar çıkmıştır.  Cast konusunda her iki projede çok başarılı tercihler yaptık. Sonuç olarak; doğru projeler ve doğru yönetim başarıyı getirmiştir diyebiliriz.

Serdar Akbıyık- (Sinema Yazarı)

MAHALLE BASKISI VAR

Televizyonun tarihi projeler konusunda sinemaya nispeten daha nitelikli işler yaptığı tespiti tabii ki doğru. Bu problemin altında yatan en büyük sebep Türk entelektüel sınıfının kendi içinde yaşadığı çatışmadır. Özellikle Cumhuriyet öncesi dönem ile uğraşmak, kafa yormak, çoğunlukla sağcı bir tutum olarak görüldü. Bu mahalle baskısına boyun eğen sinemanın entelektüellerinin tarihi filmlerden uzak durma çabası olgun örnekler seyretmemize hep engel oldu. Bir de dönem filmi çekmenin maddi zorlukları var. Bu zorlukların altına girmek, üstelik demin söylediklerimiz yüzünden damgalanmak insanların gözünü korkuttu. Bu işlerin televizyonda daha çok yapılması ise sinema ile televizyon arasındaki fiziki şartların farklılığından kaynaklanıyor. Halkın bu tür hikâyelere açlığı ortada, televizyonlarda da sinema yapımcılarından daha büyük bir maddi kaynak var. Hem tarihi dizilere para harcayabiliyorlar hem de bunun karşılığını hızlı bir şekilde alabiliyorlar. Bütün bu ayrım tarihi filmlerin çekilememesine sebep olmasından başka, başarılı yapımların da hayata geçirilememesine sebep oluyor. Sonuçta tarihi filmler kabiliyetli, kendini yetiştirmiş insanlardan daha çok, olaya duygusal olarak yaklaşan ve ehil olmayan insanların eline kalıyor. 
#Osmanlıca
#Cumhurbaşkanlığı Sarayı
#Diriliş; Ertuğrul
#Filinta
9 yıl önce