Berlin Maratonu'nun 41'incisini izleyen atletizmseverler, geçen yıl olduğu gibi bu sene de dünya rekoruna tanıklık etti. Sezonun 6 büyük mücadelesi arasındaki Tokyo ve Chicago maratonlarını, parkur rekoru kırarak kazanan Dennis Kimetto, 2:02:57'lik derecesiyle 42,195 kilometrelik yarışın bitiş çizgisini ilk sırada geçti.
30 yaşındaki Kenyalı atlet böylece 2013'te vatandaşı Wilson Kipsang'ın kırdığı dünya rekorunu 26 saniye geliştirdi. Kimetto'nun 2 saat 3 dakika barajının altına inen ilk sporcu olarak tarihe geçtiği maraton, öyle bir tempoda koşuldu ki yarışın 2'ncisi Emmanuel Mutai de 2:03:13'lük süresiyle bir önceki dünya rekorunu geride bıraktı.
Yalnız başkent Berlin rekora pek de şaşırmadı. Çünkü her yıl eylül ayının sonunda yapılan organizasyonun düzenlendiği kent, son 9 dünya rekorun 7'sine ve üst üste 6. rekora sahne oldu.
Kimetto ve Kipsang'dan önceki dünya rekorunun sahibi bir başka Kenyalı sporcu Patrick Makau, 2:03:38 ile rekora koştuğunda takvimler 25 Eylül 2011 tarihini gösteriyordu. Makau'dan önce de Etiyopyalı efsane uzun mesafe koşucusu Haile Gebrselassie 2007 ile 2008'de, Kenyalı Paul Tergat 2003'te ve Brezilyalı Ronaldo da Costa, 1998'de maraton dünya rekorunu Berlin'de kırdı.
Atletizm Milli Takımı'nda uzun süre görev yapan Ertan Hatipoğlu, maraton mesafesindeki ilk yarışı 2012 Berlin Maratonu'nu 2:04:16 ile birinci Geoffrey Mutai'nin yalnızca 1 saniye arkasında 2. sırada tamamlayan Kimetto'nun dünya rekoru kıracağını tahmin ettiğini söyleyerek, "İnsanoğlunun 2 saatin altına doğru yaptığı koşu devam ediyor. Pazar günkü yarışın son kilometrelerinde temposuna katkı yapan bir atletin yokluğunu ve maratona 2 yıl önce başladığından bu mesafede gelişmeye müsait olduğunu göz önünde bulundurursak, iddia ediyorum Kimetto bu rekoru 1 dakika daha aşağı çekebilir" diye konuştu.
Maraton dünya rekorunun kırılması için artık birçok koşulun biraraya gelmesi gerektiğini belirten Hatipoğlu, Berlin'de art arda rekor kırılmasını şunlara bağladı: "Rekor için parkurun olabildiğince düz olması gerekiyor. Çünkü dönüşler sporcuların süratini öldürüyor ve onları bezdiriyor. Berlin'deki parkur da bolca düzlük barındırıyor ve var olan virajlarda sert değil. Yani Formula 1 için Monza Pisti neyse maraton koşuları için de Berlin'deki parkur o. Ayrıca nem oranının düşük ve sıcaklığın 13 derece civarında olması lazım. Berlin, denize kıyısı olmadığı için nem oranı ve yarışın eylül ayının sonunda düzenlenmesi de dikkate alınırsa sıcaklık bakımından elverişli. Sonuncu faktör ise Almanların kusursuz organizasyon yapma becerisi. Yetkililer, rekor potensiyeli yüksek sporcuları getirmek için uğraşıyor. Atletlerin beslenmelerinden, onların antrenör ve menajerlerinin rahatına kadar her ayrıntıya özen gösteriliyor."
