|

İnternet Kurulu 'Bırakın filtreyi biz koyalım' dedi

İnternet Kurulu öncülüğündeki sivil toplum kuruluşları, 22 Ağustos'ta yürürlüğe girmesi beklenen ve kamuoyunda tartışmalara neden olan internetin filtrelenmesine ilişkin yönetmeliğe itiraz etti. İnternet Kurulu, filtrelemenin sivil toplum kuruluşlarından oluşturulacak bağımsız bir kurul tarafından yapılmasını istedi.

Melih Bayram Dede
00:00 - 23/07/2011 Cumartesi
Güncelleme: 01:36 - 23/07/2011 Cumartesi
Yeni Şafak
İnternet Kurulu 'Bırakın filtreyi biz koyalım' ded
İnternet Kurulu 'Bırakın filtreyi biz koyalım' ded

İnternet Kurulu, kamuoyunda tartışmalara neden olan ve 22 Ağustos'ta yürürlüğe girmesi beklenen 'İnternetin Güvenli Kullanımına ilişkin Usul ve Esaslar' başlıklı yönetmelikte yapılması gereken değişiklik önerilerini Ulaştırma Bakanlığı ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na sundu. İnternet Kurulu Başkanı Serhat Özeren başkanlığında, sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak hazırlanan öneri metninde, en dikkat çekici konu, engellenecek ya da kesinlikle engellenmeyecek sitelerin listesinin hazırlanmasında İnternet Kurulu'nun yetki istemesi.


BEYAZ VE KARA LİSTEYİ KURUL OLUŞTURSUN

Kurul, 'Güvenli İnternet Paketi' seçen abonelerin girecekleri 'beyaz liste' ve giremeyecekleri 'kara liste'deki sitelerin belirlenmesi için İnternet Kurulu bünyesinde bir çalışma grubu kurulması ve listeleri bu grubun oluşturması önerildi. İnternet Kurulu, çalışma grubunun Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü başkanlığında oluşturulmasını, grubun dört üyesinin üniversitelerin psikoloji, psikiyatri, pedagoji ve sosyoloji uzmanlarından, iki üyesinin aile ve sosyal araştırmalar genel müdürlüğü uzmanlarından, iki üyesinin süreci takip etmeleri amacıyla Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumu'ndan, iki üyesinin de İnternet Kurulu sivil toplum kuruluşlarından oluşmasını önerdi.


KURUL TALEPLERİ DİKKATE ALACAK

Raporda, “İnternet Kurulu'nda üye bulunan iki sivil toplum üyesi, bu konuda görüş vermek isteyen üye olmayan diğer bütün STK'lar ve akademisyenlerle sürekli olarak temasta olacak ve buradaki görüşleri çalışma grubuna iletecektir. Böylece toplumun bütün kesiminin düşünce ve önerileri çalışma grubuna taşınacaktır.” denildi.


ENGELLEME KRİTERLERİ ŞEFFAF OLMALI

İnternet Kurulu raporunda, büyük tartışmalara neden olan 'Güvenli İnternet Paketi'yle ilgili olarak ise şu öneriler yer aldı: “Güvenli İnternet paketi tek olmalı, kendi içinde aile ve çocuk profili olarak ikiye ayrılarak mevcut durum ve güvenli internet paketi olarak değiştirilmelidir. 'Güvenli İnternet Paketi' içindeki aile ve çocuk profillerinin beyaz ve kara listelerinin belirlenmesi önemlidir. Bu konudaki kriterlerin belirlenmesi ve kamuoyuna bildirilmesi gerekmektedir. Çocuk profilinde yalnızca beyaz listeye erişim olmalıdır. Aile profilinde ise beyaz listeye erişim ve kara liste dışındaki sitelere erişim olmalıdır.”


SİTELER 9 NEDENLE MAHKEME KARARI OLMADAN KAPATILABİLİYOR

Türkiye'de internet sitelerinin engellenmesi farklı şekillerde gerçekleşiyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu bünyesindeki Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, kendisine verilmiş yetki çerçevesinde 9 katalog suç olarak ifade edilen kriterlere uyan siteleri, mahkeme kararı olmaksızın kapatma yetkisine sahip. 5651 sayılı 'İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un 8. maddesinde yer alan 9 katalog suç şunlar: İntihara Yönlendirme, Çocukların Cinsel İstismarı, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanılmasını Kolaylaştırma, Sağlık için Tehlikeli Madde Temini, Müstehcenlik, Fuhuş, Kumar Oynanması için Yer ve İmkân Sağlama, bahis ve Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar.


MEVCUT İNTERNET SEÇENEĞİ AYNEN KORUNMALI

İnternet Kurulu raporunda, yönetmelik metininde geçen 'Standart Profil' ifadesinin kaldırılması ve mevcut durum olarak değiştirilmesi tavsiye edildi. Raporda, “22 Ağustos tarihinden sonra mevcut durumda olan kullanıcıların durumları net bir şekilde ifade edilmelidir. Mevcut durumda hiçbir profili tercih etmeyen kullanıcıların 'kayıt yaptırma zorunluluğu veya şifre kullanımı gerektiren bir durumun olmayacağı' net olarak ifade edilmelidir.” denildi. Raporda yurtiçi profiliin ise tamamen iptal edilmesi gerektiği ifade edildi. İnternet Kurulu, hazırlanacak yeni yönetmelik metninde, abonelerin posta ile bilgilendirme yönteminin zorunlu olmaması gerektiğini savunularak, işletmeciler tarafından belirlenecek ve tüketiciler tarafından tercih edilebilecek SMS, web, e-posta vb. gibi farklı bilgilendirme yöntemlerinin de kullanılabilmesi gerektiği ifade edildi. Raporda ayrıca, internet aboneliği için hazırlanan sözleşmelerde 'Güvenli İnternet' seçeneğinin olmaması, sözleşme yanında tanıtıcı bir broşür verilmesi ve AB direktiflerine göre kişisel verilerin gizliliği konusuna dikkat edilmesi önerildi. Kamuoyunda tartışmalara neden olan 'İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar' başlıklı yönetmelik, 'Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun 22/02/2011 tarihli ve 2011/DK-10/91 sayılı Kurul Kararı ile gündeme gelmişti.


OKULLARA GÜVENLİ İNTERNET DERSİ KONULMALI

İnternet Kurulu, Güvenli İnternet Yönetmeliği'yle ilgili raporunda, Milli Eğitim Bakanlığı'na da tavsiye ve taleplerde bulundu. Kurulun önerileri şöyle: “Çocuklarımızı internet vatandaşlığına hazırlamak için ilköğretim müfredatına zorunlu ders olarak Güvenli İnternet, İnternet Vatandaşlığı, e-vatandaşlık, bilgi toplumu, internette yaratıcılık ve girişimcilik gibi başlıklardan oluşacak bir ders eklenmesi kaçınılmazdır. Bu derste bir yandan çocuklarımıza internette kendileri açısından sakıncalı olabilecek hususları ve bunlardan korunma yöntemlerini öğretirken, diğer taraftan interneti maksimum fayda sağlayacak şekilde kullanmalarını öğretmek gerekecektir. Aksi halde, yalnızca sosyal paylaşım sitelerini kullanan, 'akıl terleri ile' üretim yapamayan, yeni fikirler geliştiremeyen bir gençliğimiz olacaktır.”


TV'LERDE GÜVENLİ İNTERNET REKLAMLARI YAYINLANSIN

İnternet Kurulu'nun Aile Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü'ne önerileri ise şöyleydi: “Ebeveynlerin, teknolojik gelişmeleri çocuklarından daha geç öğrendiğini kabul ederek, bunların Güvenli İnternet konusunda çocuklarına yeterli bilgiyi veremeyeceklerini göz önünde bulundurmalıyız. Son 10 yılda internetin ülkemizde hızla gelişmesinden dolayı özellikle 40 yaş üstü ebeveynlerle çocukları arasında ciddi bir teknolojik uçurum oluşmuştur. Gençlerimiz belki bilgisayar kullanmayı bir şekilde öğrenebiliyorlar ama güvenli internet, e-vatandaşlık, kişisel haklar kavramlarını ailelere de öğretmemiz şarttır. Bu konuda en büyük sorumluluk okullarımıza düşmekle birlikte, toplumun tüm kesimlerinin taşın altına elini koyması ve bu konuda sorumluluk taşıması gerekmektedir. İnternetin alt yapısına verilen önem kadar; sosyal etkileri de dikkate alınmalıdır. Teknolojik dönüşüm kadar; sosyolojik dönüşüme dikkat etmezsek, ailelerine uzak gençlerin yetişmesi kaçınılmazdır. Bu durum, toplumu oluşturan en küçük birim olan aile yapısına ciddi zararlar verebilir. Ebeveynlere güvenli İnternet kavramını anlatabilmek için Aile Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, RTÜK, BTK, Akademisyenler ve İnternet Kurulunun dahil olduğu bir platform oluşturarak bütün illerimiz ve ilçelerimizde 'Güvenli İnternet' eğitim çalışmaları ve TV tanıtım filmlerinin hazırlanması ve bilinçlendirme çalışmalarının başlatılmasını öneririz.”



13 yıl önce