Mobil Servis Sağlayıcı İş Adamları Derneği (MOBİLSAD) Başkanı Kerem Alkin, mevzuattaki düzenlemelerin yetersizliği nedeniyle Türkiye'deki şirketler tarafından geliştirilen her mobil uygulamanın 1 dolarının 70 'Cent'inin yurtdışındaki aracı şirketlere gittiğini açıkladı. Türkiye'de mobil uygulama pazarı oluşturma gereğinden söz eden Alkim, 'Türkiye'de mevzuat gereği, Türkiye'deki teknoloji KOBİ'si tarafından üretilen bir yazılımı almaya kalktığınızda tüm kredi kartı bilgilerinizi yeniden yeniden girmeniz gerekiyor. Uygulama satın alma süreci, yurtdışında ne kadar basitse, Türkiye'de de o kadar basit olması gerekir. Halen mevzuatlar nedeniyle uygulamalar yurtdışındaki uygulama mağazalarında satışa sunuluyor. Bu nedenle de her 1 dolarlık bir uygulamanın 70 Cent'i, aracı firmalara gidiyor. Uygulama geliştiricilere sadece 30 Cent kalıyor. Bu nedenle Türk Teknoloji KOBİ'leri yerel regülasyondan kaynaklanan haksız rekabete maruz kalıyor.' şeklinde konuştu.
Apple'ın AppStore adlı uygulama mağazasına kullanıcılar girişte kredi kartı numaralarını verdikleri için, her uygulama indirmek istediklerinde tekrar tekrar kredi kartı numarası bilgisi vermiyor ve tek onayla uygulama satın alma işlemini gerçekleştirebiliyor. Türkiye'de ise, mevzuatın buna izin vermemesi nedeniyle bir uygulama satın alınabilmesi için, elektronik haberleşme mevzuatı sebebiyle yazılı abonelik sözleşmesi yapılması, banka ve kredi kartları mevzuatı sebebiyle kredi kartı bilgilerinin saklanamadığından her işlemde bilgilerin tekrar girilmesi gerekiyor. Ödeme sistemleri ile ilgili mevzuatın tamamlanmamış olması sebebiyle de gerekli alternatif ödeme sistemlerinin etkin olarak kullanılamaması nedeniyle AppStore'da 15 saniye süren uygulama satın alma işlemi, Türkiye 3 dakikaya çıkıyor.
Türkiye'deki her hangi bir sektörü ilgilendirecek yasal düzenleme yapılırken, o sektörlerin görüşlerinin alınması gerektiğini ifade eden Alkin, 'Elektronik Ticaret Kanunu'nda yaşanan sorunların, Türk Ticaret Kanunu'nda yaşananlardan bir farkı yok. Türk Ticaret Kanunu'ndaki sorunların aynısı burada da var. Alınacak olan yargı kararının, bu işin uzmanı olanlara sosyoekonomik ve teknik etki analizi yaptırılması lazım.' dedi. Yargıtay'ın baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılması kararını eleştiren Alkin, 'Baz istasyonları şehir dışına çıkarılmış olsaydı, Van'daki depremde enkaz altında kalanların yerlerinin tespit edilmesi ve kurtarılması mümkün olmayacaktı. Yargıtay, baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılması yönünde karar alırken, önünde uzman raporları konulsaydı, böyle bir karar verilemezdi.' şeklinde konuştu.
Türkiye ile dünyadaki mobil alandaki vergilendirmeyi karşılaştırdıklarında hoş bir tablo çıkmadığını belirten Alkin, 'Maliye Bakanımız da bu tablodan çok memnun olmadığını geçtiğimiz günlerde ifade etti. Vergilendirme, ses iletişimi olarak algılanıyor. Farklı mecralar çıktı, tamamen veri akışı anlamına gelen süreçlerde ses iletimiyle aynı verginin uygulandığını görüyoruz. Bu da bizim için yurtdışında haksız bir rekabet tablosu oluşturuyor. Merkez Bankası'yla oluşturduğumuz diyalogla, mobil uygulamalarla ilgili yasal düzenlemeleri, dünya üzerindeki örnekleri de göz önüne alarak bir model oluşturmaya çalışıyoruz.' dedi. Geliştirme Kurulu'nun 7 üyeden oluştuğunu ve yaptıkları çalışmalar sonucu MOBİLSAD'ın kurula üye olduğunu hatırlatan Alkim, 'Ne katkı sağlamamız gerekiyorsa, hakkını vererek bunu gerçekleştireceğiz.' yorumunu yaptı.
