Ülkenin, Avrupalı ortaklarıyla reform karşılığı mali yardım müzakerelerindeki belirsizlik sürerken uluslararası ekonomistler, Yunanistan'ın içinde bulunduğu durumu ve ülkenin olası iflasını değerlendirdi.
London School of Economics ekonomi profesörü Iain Begg, Yunanistan'ın iflası ile avrodan çıkışı konusunda kesin bir bağlantı olmadığını söyledi. Begg, "Bu ekonomistlerin yıkıcı olacağını söyledikleri bir sonraki adım olabilir. Yunanistan'ın avrodan çıkması ani bir yüksek enflasyona ve halihazırda zayıf olan bankacılık sisteminden para çıkışına yol açacak" dedi.
Yunanistan'da ekonomiyi güçlendirecek reformların gündemde yeterince yer bulamadığını belirten Begg, şunları söyledi:
"İhracat zayıf, hükumetin iş ortamını yönetimi zayıf ve bu kötü bir hava oluşturuyor. SYRIZA hükümeti tüm bu konuları halledebilirdi ama onlar bunun yerine ekonomik kurtarma paketi müzakereleri ile çok meşgul oldu. Eğer bir büyüme olacaksa hükümet ihracat değerini yükseltmek zorunda. Bu yatırım gerektiriyor ve hükümet de bir iflastan sonra yatırım çekmenin son derece zor olacağını biliyor."
Londra merkezli Lombard Street Research ekonomistlerinden Konstantinos Venetis de Yunanistan için zamanın hızla tükendiğini belirtti. Venetis, Yunanistan'ın, bankalarını çalıştırmak ve kamu hizmetini sağlamak için Avrupa Merkez Bankasının acil kredilerine tamamen bağımlı olduğunu vurgulayarak, "Mevduatlar başka yerlere yatırıldığı için bankalar ciddi baskı altında bulunuyor" dedi.
Saxo Bank ekonomisti Christopher Dembik de Yunanistan'ın dönüm noktasında bulunduğunu, avrodan çıkmasının, ülke ve Avrupa için hatta küresel ekonomi için bir tehlike olacağını savundu.
Dembik, Yunanistan'ın parasının bitmek üzere olduğunu ve kredi sağlayanlarla yeni bir anlaşma yapılmaması halinde, 7,2 milyar avroluk yeni bir kurtarma paketini kullanamayacağına işaret ederek, "Yunanistan bir kurtarma anlaşmasına çok ihtiyacı var. Fakat zor durumdaki ülke, politik sebeplerden dolayı kredi sağlayanların kamu harcamalarını azaltma şartlarını kabul etmekte zorlanıyor. Hükümet olası bir iflasın sonuçlarının ne kadar büyük olabileceğini fark etmiyor olabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Dembik, "Yunanistan'ın Avrupa Merkez Bankasına ve diğer ülke merkez bankalarına 50 milyar dolar kredi ödemesi var. Eğer bunu ödemezse kıtadaki ekonomik olarak zor durumda olan ülkeler de bu durumdan yararlanmak isteyeceği için Avrupa finansal sistemi zor durumda kalacaktır" dedi.
Manchester Üniversitesi ekonomi profesörü John Simister de Yunanistan'ın avrodan çıkmasının avro para sistemine zarar vereceğini bildirdi.
Simister, Yunanistan'ın iflası durumunda avro birimine güvenin azalacağını belirterek, şunları ifade etti:
"Avro Bölgesi'nde ve AB'de uzun dönemli zarara eden olacağını düşünüyorum. 2001 yılındaki Arjantin'in iflası halen kaos oluşturmaya devam ediyor. Bu iflas da para kaybeden büyük şirketler ülkenin gemilerini ellerinde tutarak kredilerini geri istiyorlar."
Danske Bank ekonomisti Allan Von Mehren, iflasın küresel ekonomide kötü bir şoka sebep olacağını ileri sürdü. Mehren, bunun avroya ve AB'ye güvenin kaybedilmesine sebep olacağını vurgulayarak, "Bu güvensizlik küresel çapta borsalara ve finans kuruluşlarına doğru yansır. Daha da kötüsü Almanya ve diğer AB ülkeleri, Yunanistan'ın iflası durumunda bu ülkenin ekonomik olarak toparlanması için finansman sağlaması gerekecek. Burada Almanya başı çekecek ve bu durumu ülkenin halkı iyi karşılamıyor" değerlendirmesini yaptı.
Brüksel merkezli düşünce kuruluşu ekonomisti Gregory Claeys ise muhtemel bir ayrılığın Avrupa Birliği'nin yapısına da tehdit oluşturabileceğine işaret etti. Claeys, "Bu avro sisteminde şüphelere yol açacaktır. Bunun avronun geri dönülemez bir para birimi olarak görülmemesi manasına geleceğini düşünüyorum. Ve her başka ülke bir sorunu olduğunda böyle bir strateji benimseyecek" görüşünü paylaştı.
Claeys, Yunanistan'ı değersiz drahmiyi para birimi olarak kullanmaya zorlayacak bir çıkışın ülke için felaket olacağını vurgulayarak, "Eğer ülke avrodan çıkarsa tüm bankacılık faaliyetleri çökecektir. Fakat ben Yunanistan'ın avrodan çıkmasını olası görmüyorum. Bir anlaşmaya ulaşmak her iki tarafın da menfaatine. Bu kreditörler ve Yunanistan için en iyi çözüm" ifadesini kullandı.
Berenberg Bank ekonomisti Christian Schulz de Yunan ekonomisinin likidite krizi nedeniyle zaten bir zarar görmüş olduğunu dile getirerek, "Yunanistan kazanamayacağı bir bilek güreşine giriyor" dedi.
Banka mevduatlarında 30 milyar avroya yakın ciddi bir çıkış olduğunu bildiren Schulz, şunları kaydetti:
"Vergi gelirlerinde yıllık bazda yüzde 14'lük düşüş oldu. Ve geçen yılın son çeyreği ile bu yılın ilk çeyreğinde gayrisafi milli hasılanın düşmesiyle ekonomik bir durgunluğa düşüldü. Kreditörler istediklerini alacak ve ülke tekrar yorucu bir kemer sıkma dönemine katlanacak. Basitçe söylemek gerekirse Yunan hükümetinin hiçbir aracı yok. Bunun için vatandaşlar bir süre sıkıntı çekecek ve umarım ihracatın tekrar pazar payı kazanmasını sağlayacak yatırımları çekmek için yeteri kadar güven kalmış olacak."
Avrupa Merkez Bankası ve IMF verilerine göre, Yunanistan'ın toplam borcu 320 milyar avro ve milli gelirin yüzde 177'ine tekabül ediyor. Yunanistan'ın, kurtarma paketine ait 240 milyar avro, borçlarının en büyük bölümünü oluşturuyor. Ülkenin AB'nin en büyük ekonomisi olan Almanya'ya 56 milyar avro borcu bulunuyor. Yunanistan ekonomisi 2008'den bu yana yüzde 25 küçülürken, işsizlik oranı da yüzde 25'i aştı.
Yunanistan, Haziran'da IMF'ye 1,5 milyar avro ve 5,2 milyar avro da kısa dönemli borçlanma senetleri olmak üzere 6,7 milyar avro borç ödemesi gerekiyor. Ülkenin Temmuz'da da IMF'ye 452 milyon avro, kısa dönem senetlere 2 milyar avro ve Avrupa Merkez Bankasına 3,5 milyar avro olmak üzere 5,95 milyar avro borç ödemesi bulunuyor.
