|
Etnik temelli siyasette bileşik kaplar
Henüz iki gün geçmesine rağmen seçimlere dair herhalde söylenmemiş söz kalmadı. Yorumun, fikrin anında tüketildiği medyatik ortamda kalıpların dışına çıkabilen çok az yazı çıktı. Yine de uzun bir iktidar döneminin bitişinin ardından seçmen tercihlerinin arkasındaki sosyal, siyasal, ideolojik etkenlere dair aklı başında yorumlara ihtiyaç var.

7 Haziran seçimlerinin siyasi sonuçları ne olursa olsun, yoğunlaşmada farklı partilere dağılma gösterse de muhafazakâr tercihlerin belirleyiciliğini koruduğu söylenebilir. Muhafazakârlığın dönüşümünü de göz önüne almak kaydıyla, hemen her partinin kendine
muhafazakâr aynasında çekidüzen verme ihtiyacı hissettiği bir dönem yaşandı.

Tüm bu genel tespitler arasında fark edilmeyen ya da yanlış yorumlanan bir gelişme, üzerinde durmayı hak ediyor. HDP'nin gösterdiği oy patlaması hakkında yapılan yorumlar genellikle güzellemeden ileriye geçemedi. Kürt siyasetinin Türkiye partisi haline gelmesi, barış, Türklerle Kürtleri bir arada kardeşçe temsil, çoğulculuk, demokrasi....

Ancak HDP'nin barajı aşmasının, -üstelik kemiyeti ile keyfiyeti ters orantılı da olsa farklı siyasal temsiliyetleri de yanına alarak- yükselişinin yanı sıra
MHP'nin de yükselmiş olması
birbirinden ne kadar bağımsız ele alınabilir.
Siyasetin bileşik kapları formülünü
doğrulayan bu iki trendin anlaşılması için, Türkiye'de siyasal tercihlerin, eğilimlerin hem temsiliyet hem dönüşüm açından vektörel etkisi önemsenmelidir.

HDP'nin yükselmesinin sebebini, kimi beyaz seküler Türk çevrelere göre, Kürt siyasetinin barışçıl, özgürlükçü, çoğulcu dilinde aramak gerekir. Bu yoruma güvenecek olursak aynı anda başka bir etnik milliyetçiliğin adresi olan MHP'nin yükselişini anlamlandırmak güçleşecek.
Etnik temelli bir siyasi hareketin yükselişinin başka bir etnik kimlik üzerinden siyaset yapan siyasi hareketi tetiklediği bir sonuç yaşanmıştır Türkiye'de.

Beyaz-sol Türklerin desteğinde beyaz Kürt siyasal söyleminin, olanca barış, kardeşlik söylemine rağmen Türk milliyetçiliğinin yükselişini tetiklemiş olması, verilmek istenen görüntü ile algının bunun tam tersi olduğu sonucuna götürür..

MHP ve HDP'nin gerek propaganda dilleri, argümanları, gerek programları taban tabana zıt gibi görünse de
iki farklı etnik milliyetçilik temeli üzerinde siyaset yapmaları
gerçeği unutulmamalı. Özellikle MHP'nin bu konudaki tavrı ve politikası net olmasına rağmen HDP'nin söylemi ile sosyo-kültürel tabanı arasındaki çelişki kafaları karıştırmış olabilir.

Her iki partinin etnik denklemde yürüttükleri siyasetin ortak paydalarını yakalamak gelecek okuması açısından önemlidir. Özellikle müesses nizamın sistemik uygulamalarıyla adeta gün yüzüne çıkan HDP'nin derin bilinçaltı karşısında, MHP de daha açık olarak kendini ortaya koyuyor.

HDP'yi Kürt siyasetinin yasal temsilcisi makamına oturtan
bakış açısı, bu partinin Kürtlerin taleplerini siyasete taşıyan yapı olduğu sonucuna götürüyor. Bu durum etnik kökeni ne olursa olsun tercihini şu veya bu siyasete yakın görenlerle,
dini aidiyetini önceleyen ve büyük yekûn teşkil eden kesimin yok sayılması anlamına gelir
. Nasıl ki Türk milliyetçiliği siyasetini takip eden MHP'ye Türk siyasal hareketi, Türklerin siyasal temsilcisi denemeyeceğine göre aynı kriterin neden HDP için de uygulanmadığı önemli bir nokta. Özellikle Kürt siyasal hareketi, Kürtlerin siyasi temsilcisi gibi meşrulaştırıcı ve totalci bir yaklaşımın sorgulaması gerekir.

HDP ya da başka bir parti için Kürt siyasal hareketinin temsilcisi algısının oluşturulması, bu hareketi çoğulculaşmaktan, Türkiye partisi olarak konumlanmasından uzaklaştıran bir dildir. Bilinçli olarak seçilen bu tanımlama biçimi, Kürt etnik temelli bir duyarlılığın keskinleşmesine, siyasal ve özellikle de dini hassasiyeti nedeniyle mesafeli duran kesimi bu parti parantezine alınmaya icbar ediyor.

Nitekim Müslümanlığını bilinçli olarak öne çıkaran ve siyasal tercihini bu yönde kullanan Kürtlerin etnik temelli olduğu açık olan ve dini tercihleriyle mesafeli hatta zıt bir yapıya yakınlaşması, sadece AKP'nin hataları ile açıklanamaz. Muhafazakâr Türklerin MHP'ye yaklaşması, ulusalcı bir duyarlılığın öne çıkması ise; muhafazakâr Kürtlerin bu seçimlerde HDP'ye yönelmesinde de bilinç altında işlenen bu
temsiliyet söyleminin etkisi büyüktür
. Sonuçta gittikçe yükselen bir etnik aidiyet durumu söz konusu her iki kesimde.

Siyasette yeni bir renk olarak yerini alan HDP'nin önünde çözmesi gereken sorunlar var. Bunları nasıl çözeceği hem bu partinin hem de Türkiye'deki siyasetin nasılı, hatta ülkenin geleceğinin şekillenmesinde belirleyici olacak.

HDP'nin beklenmedik bir güçle mecliste temsiliyeti onu bir Türkiye partisi yapma sürecini başlatacak mı?
Sistemin bir parçası olmakla Türkiye'nin parçası olmak arasındaki keskin çizgi
önemli bir ayrımdır.

Muhafazakâr Kürtlerin
, hatta bazı Türklerin değerlerini temsili bir yana, muhafazakâr değerlere mesafeli bir siyasi söyleme yakınlaşmış olması, etnik temele dayalı bir siyaset tercihidir ve bu Türkiye'nin geleceği açısından da dikkate alınmalıdır. Türklerin Türk milliyetçiliğine yakınlaşmasını tehlikeli gören sol liberallerin Kürtlerin etnik milliyetçiliğe yönelmelerini teşvik etmeleri düşündürücüdür.

HDP'nin Kürtleri sekülerleştirerek, Türklerden ayrıştırarak muhalif Kürtleri bile toplaması, Türkiye'nin partisi olmasından ziyade,
Kürtlerin ayrıştırıcı etnik kimlik üzerinden kendilerini temsil edilmeye icbar edilmesi anlamına gelir
.

Etnik duyarlılığın dini duyarlılığın önüne geçmesi, kaçınılmaz bir ayrışma ve sekülerleştirme operasyonudur. MHP'yi muhafazakâr tabanına rağmen CHP ile yakınlaştıran süreç ne ise Müslüman Kürtleri HDP çatısına iten de aynı süreçtir.
#kürtler
#hdp
#ak parti
#türk siyaseti
#seçimler
9 yıl önce
Etnik temelli siyasette bileşik kaplar
Nazım Hikmet yaşasaydı hangi partiye oy verirdi?
Darbe girişimin tortularını temizlemek için ekonomi kurumları ne yapmalı?
Baltayı taşa vurarak gündem olmak
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?