|
Cambaza bak
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunda, 28 Şubat Darbesi'nin ülkeye verdiği ekonomik zarara dikkat çekilerek, 2001 krizine de uzanan sürecin finansal maliyetinin ülkeye 381 milyar dolara mal olduğu açıklanmıştı. Uzmanlarca, bu rakam 2011'deki vergi gelirlerinin 2 katından fazla özelleştirmelerden elde edilen gelirin 7-8 katı, o dönemde kişi başına düşen kayıp ise yaklaşık 5 bin dolar olarak ifade edilmişti.

Bu süreçte Türkiye'nin, ''cambaza bak stratejisiyle'' küresel bir finans operasyonu (faiz lobisi) ile ekonomisi dize çöktürülürken, diğer taraftan ülke ''irticai kalkışma'' senaryoları ile içe kapatılıp başta bankalar olmak üzere, cumhuriyet tarihinin en büyük soygunları gerçekleştirilmişti. 28 Şubat sürecine destek veren medya, sendika, iş dünyası ve bazı üst düzey bürokrat ve askerler hortumlanan bankalar, ballı ihaleler ve kamu bankalarının içinin boşaltılmasıyla suretiyle nemalandırılmak suretiyle ödüllendirilmişlerdi.

Bu süreçte, asker, siyaset, medya, sermaye, sivil toplum, sivil bürokrasi işbirlikçileri sözde ''mürteci'' avında iken, antidemokratik bir şekilde REFAH-YOL iktidarını yıkıp, yerine asker ve sivil darbeciler tarafından atanan, millet iradesini temsil etmeyen ucube bir iktidar kurulmuştu. Birileri durumdan vazife çıkarırken diğerleri de soygun çıkarmıştı.

İşin ilginç yanı ise 28 Şubat'ta darbeyi gerçekleştiren taşeron darbeci askerlerin büyük bir bölümü ordu içinde pasifize ve tasfiye edilmelerine rağmen sivil darbecilerin yargılanmak bir yana, başta medya olmak üzere daha üst görevlere terfi ettirilerek taltif edilmeleri, darbeden zenginleşerek çıktıklarına yönelik iddialar, kamuoyu vicdanını menfi yönde etkilemekle birlikte, sivil darbecilerin vesayet makamlarınca koruma altına alınarak, daha sonraki yıllardaki darbe teşebbüslerinde de kullanılacağının bir işaret fişeği gibiydi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine MASAK, BDDK ve Gelirler İdaresi Başkanlığı, 28 Şubat darbesi ile ilgili yürütülen soruşturma çerçevesinde tutuklanan veya haklarında soruşturma açılan üst düzey askerler ve diğer TSK mensupları ve darbeye destek veren sivil unsurların hesaplarını mercek altına almıştı. Yaklaşık iki yıl boyunca 10 kişilik bilirkişi heyeti 500 kişinin 17 yıllık gelir ve giderlerini araştırdı. İncelemeler ışığında dönemin bazı komutanlarıyla sivil darbecilerin 1997-2002 yılları arasındaki borsada spekülatif işlemler yaptığı tespitlerine ulaşıldığı öğrenilmişti.

28 Şubat'ın darbesinin finans ayağına ilişkin yapılan incelemede elde edilen verilere göre, 28 Şubat aktörü bazı paşaların malvarlıkları, Evren ve Şahinkaya'nın malvarlığını gölgede bırakmıştı. MASAK uzmanlarının banka hesapları, tapu kayıtları, maliye verilerinden yola çıkarak yaptığı araştırmalarda, 28 Şubat öncesi ve sonrasındaki servet artışları, araştırılan kişiler bazında bir bir tespit edilmişti.

28 Şubat sürecinde, Türkiye'nin önde gelen holdingleri ve batık bankaların yönetim kurullarında yer alan askerlerin para hareketleri, uluslararası silah anlaşmaları bu anlaşmaların fahiş fiyatlar ve büyük komisyonlar üzerinden yapılıp yapılmadığı, silah alımlarında aracı olan yerli firmalar da aynı kapsamda araştırma konusu yapılmıştı. Ayrıca 2001 yılında yaşanan Şubat Krizi'nin darbe destekçilerinin servetleri üzerindeki etkisi, medya patronları bürokrat ve gazeteciler başta olmak üzere darbeden nemalanan sivil kesimin ''dalgalı kur'' kararından önce dövize geçtikleri de saptanmıştı. Aynı kişilerin hesaplarını sık sık darbecilerden aldıkları tüyolarla ''borsa-döviz- faiz'' üçgeninde değiştirdikleri de belirlenmişti.

Borsadaki spekülasyonların ağırlıklı olarak o dönemde atılan manşetler aracılığı ile gerçekleştirildiği de tespit edilmişti. Örneğin, “REFAH-YOL Hükümeti'ne yönelik sert açıklamaların yer aldığı gazete manşetlerini önceden bilen, darbenin asker, bürokrat ve gazeteci destekçileri, bir gün öncesinden portföylerini boşalttıkları, borsadaki düşüşün ardından tekrar alıma geçen darbe destekçilerinin, bu yöntemle önemli ölçüde kazanç elde ettikleri ortaya çıkarılmıştı.

Bu konuda çok önemli bir gelişme ise REFAH-YOL iktidarının yıkılmasına neden olan istifacı vekillerin servetlerinin araştırılmasıydı. Bu kişilerin mal varlıklarında önemli artışlar olduğu belirlenmişti. O dönemde DYP'den istifa ederek hükümetin yıkılmasına yol açan milletvekillerinin bir kısmına çantalarla rüşvet verildiği iddia edilmişti. Uzmanların, rüşvet iddialarının izini, istifacı vekillerin gelirleri ve mal varlıklarıyla sürmeye çalıştıkları bu konuda önemli ipuçlarının elde edildiği belirtiliyor.

28 Şubat Darbesi soruşturmasında hesap verme sırası, medya ve medya patronları başta olmak üzere darbeye destek veren sivil ayaklara geldi. 28 Şubat'ın ''Apoletli Medyası" ile BÇG arasındaki ilişkiler, kamudan alınan ihaleler ve özelleştirmeler, savcılığın talimatıyla Terör ve Mali Şube ekiplerince mercek altına alındı. Bu kez 28 Şubat'ın sivil destekçilerine dokunulacak gibi görünüyor.
#TBMM
#REFAH-YOL
#28 Şubat Darbesi
9 yıl önce
Cambaza bak
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi