|
Postmodern Seçim Sonuçları...
Seçim sonuçlarının toplumsal karşılığını görmek üzere, Pazartesi sabahı uzun bir süredir gidemediğim İSAM'a gittim. İSAM Türkiye Diyanet Vakfı'nın en önemli hizmetlerinden biri.

AK Parti İktidarının tek bir kütüphane inşa edememiş olduğu gerçeğini defaatle zikrettim, şimdi sadece değerli görülenler ve değerli görülmeyenler bahsinde kütüphane meselesini birinci sırada tuttuğumu söylemekle yetinerek niye İSAM'a gittiğimi söyleyeyim.

7 Haziran seçiminin etkilerini İSAM'dan daha iyi göreceğim bir yer olamazdı. Akademisyenler, öğrenciler çay molalarında sürekli seçime dair konuşuyordu.

Bir taraftan konuşulanlara kulak verirken bir taraftan da Kütüphanenin on yıl öncesi ile benzeyen ve benzemeyen taraflarını gözden geçirmeye giriştim.

On yıl önce başı açık bir genç kızı görmenin imkansız olduğu kütüphane ortamında mini eteği ile araştırma yapan kadınlara rastladım. İlk defa rastladığım için ilgimi çekti, diğer üyeler için dikkat çekici bir durum değildi.

Kütüphanenin düzeni iki yıl öncesine göre biraz değişmişti.

TUS ve ALES için çalışanlar masaları işgal ettiği için araştırmacıların kütüphanede yer bulamaması sorununa çözüm olarak bodrum katlar devreye sokulmuştu. (İSTANBUL KÜTÜPHANESİZ!)

Personelin güler yüzünde, hizmet anlayışında bir değişiklik yoktu.

Gün boyunca, asansör konuşmalarında, çay, kahve, sigara molalarında araştırmacıların yaptığı seçim değerlendirmelerine kulak misafiri oldum.

Erkekler rakamlar üzerinden gidiyor, koalisyonun kimlerle olacağını ya da olmaması gerektiğini konuşuyordu.

Kızlar AK Parti'nin iktidar olmaması halinde başörtülülerin elde ettiği kazanımların devam edip etmeyeceği noktasında tedirgindi.

Seçimin ruhunu ele veren konuşmaya ise ikindi saatlerinde tanık oldum.

Uzun saçlı genç kız başörtülü iki arkadaşına seçim gecesi evlerindeki atmosferi tasvir ediyor:

“Telefon çaldı, ananem hah işte benim AK Partiye oy verdiğimi anlayan HDP'liler arıyor dedi. Babam yok yok benim MHP'ye oy verdiğimi öğrenen AK Partililer arıyor dedi. Erkek kardeşim hayır ya benim HDP'ye oy verdiğimi öğrendiler teşekkür etmek için arıyorlar dedi. Halam, Yalanınız ortaya çıktı hani bu defa CHP'ye oy verecektiniz reklamı o kadar beğendiğinizi söylemiştiniz, dedi. Annem hepimize baktı ne Biçimsiniz yahu iyi ki oy kullanmaya gitmemişim dedi.

Gitseydin kime oy verecektin dedik hep beraber. Saadet Partisi için oy toplayan arkadaşlara oy kullanırsam size veririm belki demiştim ama... dedi.”

Ne kadar çoğulcu bir aileniz varmış deyip hep beraber güldüler.

Genç kızın anlattığı kadar çeşitli olmasa da aile içi seçim tercihleri gittikçe farklılaşıyor.

Sülalelerin hep beraber bir partiyi destelediği, ya da aynı sülalenin iki farklı kolunun stratejik olarak bir sağ, bir sol partiyi desteklediği seçmen davranışı yukarıdaki örnekte de görüldüğü üzere “çekirdek aile” içinde bile atomize olmuş durumda.

Yakın çevreniz üzerinden seçim okuması yaptığınızda yukarıdaki örnek kadar “çeşitli” seçmen profili görmeyebilirsiniz, ama her evden en az iki farklı seçmen profilinin çıktığı muhakkak.

Seçimden bir ay önce trafikte bir sürücü ile aramızda şöyle bir diyalog yaşandı:

Sürücü bana HDP hakkında ne düşündüğümü sordu. Güneydoğulu olduğunu öğrenince esas kendisinin ne düşündüğünü sordum. Ben HDP'ye vereceğim dedi. Annem ve eşim de AK Parti'ye verecek. Benim onları ikna etmem mümkün değil. Belki onlar seni ikna eder AK Parti için dedim. Yok dedi HDP'nin dışarda kalması çok tehlikeli olur. Peki evin hanımlarını niye ikna edemiyorsun?

HDP'ye oy verin deyince biz namaz kılan insanlarız diyorlar. Yav ne alaka!!!

Kızım üniversite öğrencisi, başörtülü. Sen kendine ver oyunu dedim. Kendin dediğim HDP tabi. Yok ben AK Parti'ye vereceğim dedi. Ama aldı boyunun ölçüsünü. Arkadaşları birbirlerine kime oyunu vereceksin diye soruyormuş sıra benim kıza gelince senin kime oy vereceğin belli sen Kürtsün demişler. Kızım eve gelip ağladı. Haklısın baba HDP'ye oy vermesem bile HDP'yi destekledin diyecekler. En iyisi oyum HDP'nin diyeyim de başım dik gezeyim dedi.”

Durum şu ki HDP de en çok AK Partili seçmenden aldıkları oyları zafer sevinci içinde karşılıyor. Neden mi?

HDP'nin AK Parti seçmeninden aldığı oylar, dindarların oyları olduğu için...

Dindarların oyunun etkili olduğu Türkiye gerçeğinden dindarların politikalarının, ahlaki ilkelerinin etkili olduğu Türkiye gerçeğine geçemedik bir türlü...

...

7 Haziran seçimlerinin öncelikli olarak okunması gereken sonucu her parti için “emanet” oy kavramının yürürlükte olduğu.
#İSAM
#AK Parti
#HDP
9 yıl önce
Postmodern Seçim Sonuçları...
Huntington'un tezi doğru mu
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü