|
Alevi paketi bekliyor

Birkaç gündür İspanya’dayım.

Hani şu Franco’nun ülkesinde.

Madrid sokaklarını geziyorum.

Madrid’in meydanları ünlü.

Tüm eylemlerin başladığı ya da bittiği yer olan “Sol Meydanı” içlerinde en ünlü olanı. Ancak şehirde futbol kulüplerinin şampiyonluk kutlaması yaptığı meydanlar bile farklı.

Franco yıllarca,3 F ile yönetmişti bu ülkeyi.

Fado, Fiesta, Futbol.

İspanyollar rahat insanlar.

Ama tüm Avrupa’nın olduğu gibi onların da rahatı kaçmış durumda.

Ekonomik sorunlar radikal akımları besliyor.

Fransa’da Le Pen, Almanya’da Padiga, İspanya’da ise Podemos...

Yani yapabiliriz...

17 ayrı özerk yönetime sahip olan İspanya’da Franco’nun fikirlerini savunan partiler bile var.

Avrupa pazar gününden beri şokta.

Hem de henüz Paris saldırısının şokunu atlatamadan.

3 gündür Madrid’de temaslarda bulunan AB Bakanı Volkan Bozkır’a sordum. “Henüz Paris olaylarının meydana getirdiği travmayı atlatamamış gözüküyorlar” dedi. Onun üstüne bir de Syriza geldi.

Avrupa’da konuşulan tek konu, Yunanistan’da Syriza’nın seçimleri kazanıp hükümet olması.

Avrupa, Yunanistan aynasında kendini görüyor.

Fransa’da Le Pen adım adım iktidara yaklaşıyor. Padiga ve Podemos’un grafiği ise yükselişti.

Yunanistan’daki seçimlerden sonra bu partiler müthiş bir moral kazandılar.

Bizde Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Gandi çıkaramayan Nişantaşı solcuları Selahattin Demirtaş’tan yerli Alexis Tsipares çıkarmanın peşindeler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü liderliği sayesinde başlayan çözüm süreci olmasaydı bizden nelerin çıkacağı tahmin etmek zor olurdu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde başlatılıp Başbakan Davutoğlu tarafından sürdürülen çözüm sürecinde, kapalı kapılar ardında çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Ben burada sürecin en az ilerleyen ayağına ilişkin son bilgileri paylaşmak istiyorum.

Bir süre önce çift ayaklı bir demokrasi paketinden söz etmiştim.

Bir ayağında çözüm süreci diğer ayağında ise Alevi paketinin yer aldığı bir çalışmaydı bu.

Çözüm süreci sessiz sedasız çok önemli bir ilerleme sağladı. Alevi paketine gelince onun için aynı şeyi söylemek mümkün değil.

Öncelikli olarak demokratikleşme paketinde çözüm süreci ile alevi açılımı bir birinden ayrılmış durumda. Müstakil paketler olarak çalışılıyor.

Alevi paketiyle ilgili olarak önümüzdeki günlerde Hükümet, dedelerle bir araya gelecek.

Bu vesile ile hükümetin üzerinde çalıştığı modele değinmek istiyorum. Tabi kimi zaman gel-gitler yaşansa da üzerinde çalışılan bir paket var. Ayrıca daha önce yapılan Alevi çalıştayları. Hazırlatılan raporlar nedeniyle güçlü bir veri bankası oluşmuş durumda. Dünyayı yeniden keşfetmenin anlamı yok. Zaman çözüm zamanı.

Hükümetin üzerinde çalıştığı Alevi açılımına göre, Cemevlerinin statüsü

özerk bir yapıya bırakılıyor. Daha önce diyanetin ya da içişleri bakanlığının bünyesinde ya da kültür bakanlığına bağlı bir yapılanma üzerinde durulmuştum ama üst kurul tarzı bir yapılanma eğilimi ağır basıyor, Alevi Federasyonlarının temsilcilerinin yer aldığı bir üst kurul düşünülüyor. Cemevleri de bu yapı içinde faaliyet gösterecek. Cemevlerinin tanımı ise yine Aleviler tarafından yapılacak.

İkincisi ise sistem içine alınan Cemevlerinin statüsü ve dedelerin durumu. Cemevlerinin oluşturulacak özerk yapıyla bağlanması amaçlanıyor. Alevi Federasyonlarının temsilcilerinin yer aldığı Üst Kurul.

Bu yapı sadece temsil makamı olmayacak. Aynı şekilde Aleviliğin temel kaynaklarının ortaya çıkarılıp, Alevilik üzerine akademik çalışmalar ve araştırmaların yapılmasını sağlayacak. Üst Kurul bu tür çalışmaları finanse edecek.

Bu arada Cemevlerinin giderlerinin karşılanması ve dedelerin maaşı konusu da yine bu yapı üzerinden çözülecek.

Alevi paketi belki iktidara oy getirmeyecek. Hatta kantarın topuzunun kaçırıldığı gibi bir algı olursa iktidar kendi tabanı ile sorunlar yaşayacak.

Ancak Alevilik, aynen Kürt sorunu gibi bu ülkenin en güçlü fay hatlarından biri.

Gezi olayları fay hattında biriken enerjiyi yansıtan bir dizi eylemler zinciriydi. Bayburt hariç Türkiye’nin her tarafında eylem yaptı Aleviler. Bir anlamda Alevi kalkışmasına tanık olduk.

O nedenle Alevi meselesinin çözümüne oy kaygısıyla bakılmamalı. AK Parti Hacı Bektaş-ı Veli postnişinini Milletvekili adayı yapsa dahi Alevilerden oy alacağını sanmıyorum. Ama bu iş oy meselesi değil, ülkenin geleceğiyle ilgili bir konu. Bu işi ya şimdi çözeriz ya da ileride çok ağır bedeller ödeyerek çözmeye çalışırız.

Başarılı olur muyuz orasını bilemiyorum.

Alevi sorunun çözerken Sünnileri tedirgin etmeyelim şeklindeki bir kaygıyı anlıyorum. Kürt sorunu çözerken Türk sorunu, Alevi sorunun çözerken Sünni sorunu yaşamayalım.

Ancak Kürt sorunu çözülürken Türklerin bundan memnun olması da gösteriyor ki Alevi sorunu çözülürken Sünniler de bundan memnun olur.

Birinin felaketi diğerinin saadeti olmamalıdır.

Alevi paketindeki direnci aşmak, hükümete empoze edilmek istenen kaygıları boşa çıkarmak için Sünni din alimlere büyük görev düşüyor. Bence hükümet Alevi sorunun çözümü için dedelerle toplanmak yerine Sünni din alimleriyle bir araya gelmeli. Onların Alevi sorunun çözümünün Sünni inanç sistemine bir zararı olmayacağını anlatması gerekiyor.

Alevilik denilince zihinlerde oluşan tabuları yıkmanın bir yolu da buradan geçiyor.

Başta Diyanet İşleri Başkanı olmak üzere Sünni din alimleriyle bir araya gelinmesi sürpriz olmaz.

#İspanya
#Avrupa
#Padiga
il y a 9 ans
Alevi paketi bekliyor
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı