|
İzlenimler
Arena Kapalı Spor salonunda en son Başbakan Davutoğlu'nun Genel Başkan seçildiği kongreyi izlemiştim.

AK Parti'nin seçim beyannamesi ve aday tanıtım toplantısı nedeniyle aynı salondaydık.

Salonda seçimle kongre arasında bir hava vardı. Henüz Başbakan gelmemişti ama salon heyecanlı ve kıpır kıpırdı.

Kolay değil. AK Parti çok önemli bir süreçten geçiyor. Partinin ağır topları üç dönem kuralına takılmış, 175 milletvekili liste dışı kalmış ama salon doluydu ve kalabalık salonun dışına taşmıştı. 13 yıldır iktidarda olan ve liderini Cumhurbaşkanı yaptıktan sonra yeni kadrolarla yoluna devam eden bir parti için bunlar önemli.

Başbakan'ın salona girişi anonsu edildiğinde tribünlerde bir heyecan dalgası oluştu. Salonda coşku hakimdi. Baktım AK Parti bayrağı kadar Türk bayrağı vardı. Davutoğlu'nun Yörük ve Türkmen kimliğini de üstüne koyunca AK Parti bu seçimlerde milliyetçi damara seslenecek diye düşündüm.

Davutoğlu, salona Ayna Grubunun seslendirdiği, ”Davutoğlu Ahmet hoca, bir yiğit adam” müziği eşliğinde girdi. Erdoğan döneminde olduğu gibi salonda tribünleri selamlamak için bir platform yapılmıştı. Başbakan eşi Sare Hanımla birlikte oradan yürüyerek, tribünlere çiçek atarak partilileri selamladılar.

Davutoğlu salon turu atarken bir yandan da partinin seçim şarkısı çalıyordu. Trabzonluların spor literatürüne kazandırdığı, ”Bize her yer Trabzon” sözü dönmüş, dolaşmış. AK Parti'nin seçim şarkısı olmuştu. Ama bir farkla AK Parti, “Bize her yer Türkiye” diyordu. AK Parti 6 ayrı seçim şarkısı hazırlamış, bunların içinden en çok beğenileni kullanılacak ama seçim kampanyasın son düzlüğe girdiğinde başka sürprizlere de hazır olun.

Başbakan salon turunu yaparken tribünlerde futbol maçlarına özgü bir dalga oluştu. Bir tribün ”Başbakan” dedi, karşısındaki” Ahmet” diye karşılık verdi. Üçüncü tribün ise ”Davutoğlu” dedi. Daha sonra hepsi birden, ”Başbakan Ahmet Davutoğlu” diye tempo tuttular.

Davutoğlu kürsüye 12.02'de çıktı ve 1 saat 20 dakika süren bir konuşma yaptı. Siyasi hayatının en başarılı salon performanslarından biriydi. Konuşması başarılı, “Yeni Türkiye sözleşmesi” zekice bir adımdı. Siyasete bir derinlik getirdi, itibar kazandırdı. Ama keşke konuşmasını yaptıktan sonra o metni başbakan okumasaydı.

AK Parti'nin seçim beyannamesini ben 150-200 sayfa yazarken tereddüt etmiştim. Ama Davutoğlu, 350 sayfalık bir beyanname ile çıktı seçmenin karşısına. Ahmet Davutoğlu herhalde 2019 seçimlerinde seçmenlerin karşısına, “Meydan Larousse” Ansiklopedisi gibi birkaç ciltlik bir beyanname ile çıkar. O zaman üç seçim bir arada olacağı için küçük çaplı bir ansiklopedi bekliyoruz kendisinden.

Gelelim mesajlara. Ama ondan önce bir selam faslı vardı. Davutoğlu'nun selamlamasını kast etmiyorum. Genel Başkan seçildiği kongrede maneviyat büyükleriyle birlikte 81 vilayeti tek tek saymak istemişti de, 25-30'unda zoraki sınırlamıştı. Davutoğlu'nun selamlaması başlı başına bir yazı konusu. Tarihi şahsiyetlerden tutup, maneviyat erenlerinden çıkıyor. Bir de o şehre felsefi derinlik kazandıran bir isim veriyor. Örneğin İstanbul kadim şehir diyor.

Benim kast ettiğim Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın selamıydı. Davutoğlu ne zaman ki Cumhurbaşkanı'nın selamını iletti, salon bir anda coşkuyla ayağa fırladı. Erdoğan sevgisi bu işte.

Bir selam daha vardı. O da Davutoğlu Türk siyasetinde gördüğümüz ender örneklerden birini yerine getirdi Üçüncü dönemi dolan parti büyükleri için, ”Ağabeylerimizi selamlayın” diyerek salondakilerin ayağa kalkmasını istedi. Hem üç dönemi dolan ve bu ülkeye büyük hizmetleri olan isimler bunun fazlasıyla hak etti hem de AK Parti ve Davutoğlu'na yakışan bir jest oldu.

Keşke konuşmanın bir yerinde de eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bir selam gönderilseydi.

AK Parti'nin seçim beyannamesi açıklandı. Ama beklendiği gibi Başbakan, ”Yeni Türkiye Sözleşmesi”ni okudu. Beklendiği gibi “Başkanlık sistemi” ön plana çıktı. Davutoğlu'nun bizzat kaleme aldığı satırlarla AK Parti Türkiye'ye yeni bir Anayasa ve yeni bir sistem önerisinde bulundu.

Ama Başkanlık sisteminin ötesinde üzerinde durulması gereken noktalar vardı. Alevi kardeşlerimizin beklentisi olan “Eşit vatandaşlık”, çözüm sürecinin ruhunu oluşturan kimlik tanımıyla ilgili, ”Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı” gibi.

Davutoğlu'nun önerdikleri kadar, muhalefet partilerini de Türkiye Sözleşmesi açıklamaya davet eden tutumu yerindeydi. Bu sözleşmeler partilerle millet arasında bir akitleşme anlamına geliyor. Ayrıca siyaseti günlük polemik ve kavga dili olmaktan çıkarıp, bir derinlik ve seviye kazandırıyor.

Başbakan'ın siyasi mesajlarına gelince.

1-Şaşırtıcı bir şekilde HDP'yi değil en çok CHP'yi hedef aldı. Ulusalcı bir kimliğe sahip olan CHP'yi, “Reklamcısını Amerika'dan getiren alkışlarını Amerikan seçim kampanyasından alan parti” nitelemesiyle köşeye sıkıştırmaya çalıştı.

Kılıçdaroğlu başarının çıtasını yüzde 35'e koyarken Davutoğlu yüzde 55'i hedef olarak gösterdi. Böylece teşkilatını motive etmeye çalıştı.

HDP'den ziyade Demirtaş'ı hedef aldı. Silahlı mücadele konusunda net olmasını istedi. Bu kampanyada Selahattin Demirtaş'ın yumuşak karnı burası. 6-8 Ekim tarihlerinde milleti sokağa çağırarak 51 kişinin ölümüne neden olmak gibi bir sicili var. Ağrı olayları karşısındaki tutarsız tavrı bu yüzünü yeniden hatırlattı. Davutoğlu o nedenle iyi yerden yakalamış oldu. MHP'ye fazla yüklenmedi ama “şehit cenazesi beklemek yerine, vizyon sahibi olmak” çağrısı iyiydi.

Seçim gongu çaldı. Partiler seçim beyannamesini açıklamaya başladılar. Diğer partileri de takip edip, izlenimlerimizi paylaşacağız.
#seçimler
#ak parti
#başkanlık sistemi
9 yıl önce
default-profile-img
İzlenimler
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?
Vergi artışı yerine yapılacaklar
Gazze’deki soykırıma ‘istisnaî’ kılıflar..