|
Listeler nasıl hazırlandı?
Milletvekili adayları açıklanmadan önce ANAR Genel Müdürü İbrahim Uslu ile konuştuk.

Liderler meydanlara çıkmadan önce, partilerin oy dağılımı şöyleydi:

AK Parti-46-48

CHP-23-25

MHP-13-15

HDP- 8.5-9.5

Bu sonuçları vermemin iki amacı var.

1-Milletvekili adayları belirlenmeden önceki tablo bu. Partiler seçim kampanyasına bu oranlarla başlıyorlar.

2-7 Haziran seçimleri sonuçlandığında partilerin aldığı oy oranı ile bu sonuçları kıyasladığımızda seçim kampanyası süresince hangi partinin ne kadar oy aldığını ya da kaybettiğini ölçme imkanımız olacak.

İbrahim Uslu milletvekili adayları ilan edildikten sonra tekrar sahada olacaklarını, bu kez adayların oy oranlarına etkisini ölçeceklerini söyledi. Seçmenlerin zaten bir kanaati var. Siyasi kimlik gibi parti tercihini seçimlerden önce yapanların oranı yüzde 80'e ulaşıyor. Ama geriye kalan yüzde 20 de çok önemli bir oran. Milletvekili adayları, seçim beyannameleri, liderlerin performansı ve zamanın ruhu bir araya gelecek biz 7 Haziran akşamı bunu seçim sonucu olarak karşımızda göreceğiz.

Partiler her seçime ayrı bir strateji ile hazırlanıyor. CHP, 2011 seçimlerinde aday profilini AK Parti'ye karşı belirlemişti. O nedenle CHP'de sağcı adaylar revaçtaydı. Bu kez listelerde kendilerine yer bulamadılar. Bu kez ise HDP'ye karşı bir aday profili esas alındı. Alevi ve Kürt ağırlıklı bir liste ile ortaya çıktılar.

Barajı aşmayı kendisine hedef olarak belirleyen HDP, Doğu'da kalelerini korurken batıda CHP'nin oylarına göz dikti. O nedenle Kürt-Alevi ekseninde adaylarla ortaya çıktılar. Alevilerden gelecek yüzde 1 ya da 1.5'luk oy oranı HDP'nin barajı aşmasına yetiyor.

MHP ilginç bir parti. Hem CHP'den hem AK Parti'den oy alabiliyor. Ama bu MHP'nin milletvekili listelerine yansıdı mı diye soracak olursanız verecek cevabım yok. Devlet Bahçeli bu tür stratejiler yerine sadakati esas alan ve mevcutla yetinen bir lider.

AK Parti milletvekili adaylarını belirlerken izlediği strateji neydi? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın listelere etkisi ne oldu gibi sorulara yanıt aramadan önce bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.

Milletvekili adayları en son Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığındaki Üst Kurul tarafından değerlendirilmişti. Davutoğlu'nun başkanlığında 116 saat süren üst kurul toplantısı yapıldı. Başbakan, il başkanları ile bire bir görüştü. Bu görüşmelerin toplamı ise 50 saat oldu. Davutoğlu'nun listeler üzerinde minimum 200 saatlik bir mesaisi oluştu.

Üst kurul toplantıları sırasında Başbakan'ın nasıl hareket ettiğini merak ettim. Davutoğlu daha çok dinlemiş. Polemiğe girmemiş. Üst kurul üyeleri ise adaylar üzerinde tek tek müzakere etmişler. O tartışmaları izledikten sonra son sözü Başbakan söylemiş.

Milletvekili listeleri Davutoğlu ile Erdoğan'ın ortak tercihlerini yansıtıyor. Tabi ki listelere Davutoğlu rengini verdi ama aday belirleme sürecinde bir araya gelmişler. Bazen 4 günde 3 görüşme yapmışlar. Bu nedenle Cumhurbaşkanı'nın talepleri doğal bir biçimde listelere yansımış.

Bu arada AK Parti milletvekili adaylarını belirlerken bölgelere göre farklı stratejiler izlemiş. AK Parti öncelikli olarak yüzde 50'lik oy oranını muhafaza etmeyi hedefleyen bir liste yapmaya özen göstermiş. Güneydoğu'da ise HDP'ye karşı bir milletvekili profili tercih edilmiş. Kısmen İstanbul için de aynı şeyi söyleyebiliriz. İstanbul listesi yapılırken CHP ve HDP'nin milletvekili profili de dikkate alınmış.

CHP ve HDP, Alevi-Kürt ağırlıklı bir listeyi tercih etmişti. AK Parti ise onların boş bıraktığı büyük pastayı esas almış.

Peki AK Parti için MHP bir anlam ifade etmiyor mu? Değil bir anlam, birçok anlamlar içeriyor. Başbakan Davutoğlu'nun, ”Yörük-Türkmen kimliği “ üzerine inşa edilecek bir strateji izleyecekler. Ben de merak ediyorum, bakalım ne göreceğiz?

Milletvekili listeleri, seçim beyannamesi, liderlerin performansı gibi noktalar önemli. Ama ondan daha önemli bir nokta var. AK Parti'nin milletvekili listeleri Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu'nun uyumunu yansıtıyor.

Böylece siyasetlerini, milletvekili adaylarının tespiti sırasında iki liderin kavga edeceği şeklindeki senaryolar üzerine kuranlar bir kez daha hayal kırıklığına uğradılar.

Geçmişte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Erdoğan arasında bir kavga çıkar mı diye beklediler. Olmadı.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan değişimi ile AK Parti Genel Başkanlığı sırasında büyük bir güç mücadelesinin yaşanacağını beklediler. Erdoğan'ın güçlü liderliği sayesinde bu da olmadı. Tam aksine AK Parti bu süreçten güçlenerek çıktı.

Milletvekili adaylarının belirlenmesi sırasında kavga çıkar diye beklediler o da olmadı.

AK Parti, siyasi istikrarı temsil eden bir parti. Abdullah Gül-Recep Tayyip Erdoğan döneminde bunun bozulmasına imkan vermediler. Geçiş süreci yaşanmasına ve zaman zaman çıkan sorunlara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan- Başbakan Davutoğlu sürecinde de bu ilke korunuyor.

AK Parti'nin ne yapıp edip bu özelliğini koruması lazım. Çünkü AK Parti'nin tercih edilmesinin nedeni bu. AK Parti'nin büyüsü uyum ve istikrar.

Kısa bir süre önce yaşanan tartışmaların meydana getirdiği küçük çaplı türbülans aşıldı. İki lider, bu tür sürtüşmelerin, ”Hükümete zarar verdiği” noktasında görüş birliğine vardılar. AK Parti milletvekili listelerine Erdoğan-Davutoğlu uyumunu yansıtmakla seçim maçına 1-0 önde başladı. Erdoğan-Davutoğlu uyumundan doğan sinerji seçim meydanlarına ve oradan sandığa taşındığı taktirde bunun seçim sonuçlarına olumlu yansımasının olması kaçınılmaz.

Seçim kampanyası süresince Erdoğan-Davutoğlu güç birliğini yansıtacak fotoğraf kareleri görecek gibiyiz.
#AK Parti
#aday listeleri
#köşe yazısı
9 yıl önce
default-profile-img
Listeler nasıl hazırlandı?
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?
Vergi artışı yerine yapılacaklar
Gazze’deki soykırıma ‘istisnaî’ kılıflar..