Öncelikle dikkat çekmek istediğim birkaç nokta var. İzleme komitesinin sayısının fazla olması istenmiyor. Karar alma ve hızlı hareket edebilme açısından komitenin 7 kişiden oluşması planlanıyor.
İzleme komitesi göreve başladıktan sonra Kandil ve İmralı ile görüşecek. Hükümetle bir araya gelecek.
Eğer Kandil süreci tıkamak için yeni engeller çıkarmazsa, Nevruz’dan sonra izleme komitesinin göreve başlayarak, sürecin hızlanması bekleniyor.
Bu süreçte kritik eşiklerden birini de Öcalan’ın Nevruz mesajı oluşturacak. Mesaj görüntülü mü yoksa sesli mi olacak tartışmaları geride bırakıldı. Bu aşamada görüntülü ya da sesli mesaj düşünülmüyor. Öcalan, içeriği güçlü bir mesaj verebilir.
Öcalan’ın 2015 Nevruz’unda vereceği mesajların 2 yıl önceki açıklamasının bir benzeri olması beklenmiyor elbette ki. Eğer 2 yıl önceki mesajın bir benzeri olacaksa, Nevruz açıklamasına gerek var mı? Bir ileri adıma ihtiyaç var.
HDP-Hükümet ortak açıklamasında ise bir adım ileri atılıp, karşılıklı irade ortaya konuldu. Burada bir ayrıntıyı paylaşmak istiyorum. Ortak açıklama talebi Öcalan’dan geliyor. Hükümet kendi arasında tartıştıktan sonra, çözüme hizmet edecekse neden olmasın diyor. Eğer Kandil’in direnişi olmasa bu açıklama 4 Şubat’ta yapılacaktı. Sürecin kilometre taşlarından birini oluşturan ortak açıklamada Öcalan, PKK’ya, ”Silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik ve tarihi kararı vermek için PKK’yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum” çağrısını yapmıştı.
Meydanda herkesin eline Türk Bayrağının verilmesini beklemek ya da meydanının Türk Bayrağı ile donatılmasını istemek gerçekçi olmaz. Çözüm sürecine de hizmet etmez. Birbirimize bir şeyler dayatarak çözümü gerçekleştirmeyeceğiz. Bu bir dayatma değil, cevabı merak edilen bir soru.
Nevruz meydanında sembolik değeri yüksek yerlerde ya da belli bir sayıda katılımcının elinde Türk Bayrağı dalgalandırılabilir mi?
Burada iki kritik nokta var.
Türk Bayrağı aynı zamanlarda Kürtlerinde bayrağı. Dünyanın hangi köşesinde bir Kürt başı dara düşse o bayrağın dalgalandığı topraklara sığınıyor. Kobani’den, Şengal’den, Halepçe’den gelenlerin olduğu gibi. Ayrıca o bayrak rengini Kürt, Türk demeden şehitlerimizin kanından alıyor. Ancak bu ülkede Bayrak, İstiklal Marşı çok yanlış yere bir dayatma ve inkar aracı olarak kullanıldığı için, Nevruz meydanında Türk Bayrağının dalgalanması konusunu dahi ancak çözüm süreci belirli bir mesafe aldıktan sonra dile getirebiliyoruz. Ayrıca bunun bir dayatma olmadığının altını binlerce kez çizmek suretiyle.
Düşünün Kürtler, Türk Bayrağının da dalgalandığı Nevruz meydanda barışı konuşuyor. Bu görüntünün Karadeniz’de, Ege’de yansıması nasıl olur? Bin tane açıklama yapın, yüz defa söz verin tek bir kare bayrak görüntüsü tüm algıları yıkar.