|
Afrika’nın makûs talihi

1960’lardan 2000’lere kadar olan dönemde Afrika sabah erken kalkanın darbe yaptığı, sınır savaşlarının, iç savaşların, salgın hastalıkların, kuraklık ve açlığın milyonlarca insanın ölümüne sebebiyet verdiği talihsiz bir alt kıtaya dönüştü. 40 yıl içinde meydana gelen savaşların listesine baktım, 40’dan fazlaydı. Afrika haritasını çizen sömürgeci güçler arkalarında çözümlenmesi hayli zor ve karmaşık bir miras bıraktılar. Bugün hangi Afrikalıya sorarsanız sorun, kendi sınırlarına dokunulmadığı sürece sömürgeci güçler tarafından çizilmiş bu haritaların değişmesine karşı çıkmıyor. Dolayısıyla sınırlara dokunmak savaş sebebi.

Sömürgeci güçlerin çekilmesi halinde Afrika’nın zenginleşeceğine ve bütünleşeceğine ilişkin hayaller kısa süre içinde söndü. “Soğuk Savaş” döneminde ise Afrika, iki süper güç (ABD-Sovyet Rusya) arasındaki nüfuz mücadelesinin arenası haline geldi. Bugün de değişen çok şey yok ve Afrika sahip olduğu doğal zenginlikler sebebiyle büyük güçlerin av sahası. 2008’de “Times”in kapağında, dev bir Çin bayrağı arkasında diplomat ve nöbetçilerden oluşan deve kervanının Afrika çöllerinde ilerleyişi resmedilmişti. “Times”, 19. yüzyıl sonlarını resmetmiş olsaydı Çin bayrağının yerini İngiliz, Fransız, Belçika, Alman veya Portekiz bayrağı alacaktı. O resimdeki deve kervanı ise Senegal, Nijer, Kongo ve Nil nehirleri güzergahlarını takip ederek Doğu’dan Batı’ya, Kuzeyden Güneye doğru ilerliyor olacaktı..

Afrika’da pek çok ülke diktatörler tarafından yönetiliyor. İktidarın tepesindeki bir grup kamu varlıklarına el koymuş durumda. “Afrika’nın Kuveyt’i” olarak bilinen ve kişi başına 10 bin doların düştüğü petrol zengini küçük Ekvator Ginesi’nde halkın çoğunluğu içecek temiz su bulamıyor. Dünyanın en kötü durumdaki 20 ülkesinden 15’i Afrika’da. Kuzeyinde savaş yaşayan Nijerya’da “Merkez Bankası” başkanı, devlete ait petrol şirketinin sattığı petrolden elde ettiği gelirin 20 milyar dolarını hazineye aktarmadığını açıkladığı için görevden alındı. 20 ay boyunca her ay 1 milyar dolar iç edilmiş. Nijerya halkı ise günde 2 doların altında yaşıyor. Güney Sudanlılar Sudan’dan ayrıldıkları takdirde sahip oldukları petrol yatakları sayesinde felaha ereceklerine inandırıldılar. Bugün Güney Sudan yönetici elitler arasındaki çıkar kavgasının sebebiyet verdiği bir iç savaş yaşıyor. Bayram sevinci matem havasına dönüştü. Petrol vanaları kimin elinde olacak, paraya kim hükmedecek, bütün mesele bu.

Açgözlülük, servet düşkünlüğü, güç sarhoşluğu Afrikalıları mahvediyor. Uluslararası enerji ve maden şirketleri ise kendilerine en fazla imtiyaz sağlayacak her kimse bahisleri ona yatırıyorlar. Şirketler ve arkalarındaki devletlerin rekabeti iç savaşların uzamasına yol açıyor. Taraflar birbirilerini öldürmek için daha fazla silaha ihtiyaçları var. Savaş uzadıkça fatura yükseliyor. Faturalar halka “yoksulluk” olarak yansıyacak. Kimisi din, kimisi mezhep, kimisi kabile ya da ulus adına savaştıklarını zannediyor ama kazananlar başkaları olacak. Oysa bir zamanlar Afrika çok daha huzurlu ve refah içindeydi. İslam, Afrika’yı hem zenginleştirmiş, hem daha fazla bütünleştirmişti. 19. yüzyılda Afrika’daki İslam- Batı karşılaşması bütün aslı ve fasıllarıyla bilinmeden Afrika anlaşılamaz. Afrika’da İslam mirası ise keşfedilmeyi bekliyor.

#afrika
#amerika
#afrika kıtası
9 yıl önce
Afrika’nın makûs talihi
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak