|
Amerika’nın işkenceyle sınavı

ABD Senatosu İstihbarat Daimi Komitesi, “CIA”nin “11 Eylül” sonrası dönemde terör şüphelilerine uyguladığı sorgulama tekniklerine ilişkin olarak hazırladığı rapor ulusal güvenlik gerekçesiyle “kısmen” açıklandı. Rapora göre CIA, ‘şüpheliler’ üzerinde yoğun işkence uyguladı. Birçok Avrupa ülkesi de CIA’nin işkence uygulamalarına ev sahipliği yaparak insanlık suçuna ortak oldular. George W. Bush döneminde CIA, şüphelilerinin sorgu için gizlice sınır ötesine nakledilmelerinde Avrupa havaalanları ve üslerinden oluşan bir ağı kullanmıştı. Avrupalı devletlerin adam kaçırmalarda CIA'e yardım ettiği, hatta CIA’in bazı gizli sorgu merkezlerinin de Avrupa’da bulunduğu zaten biliniyor ve söyleniyordu.

Bush yönetimi “teröre karşı savaş” kılıfıyla insanlık suçu olarak kabul edilen işkencenin CIA tarafından bilgi toplama yöntemi olarak kullanılmasına ön ayak oldu. ABD’nin ‘terörle’ mücade yöntemleri insan hakları sicili bozuk despot rejimleri ziyadesiyle yüreklendirdi. Ortadoğu’da İsrail’den sonra ABD’nin en cömert yardımlarına mazhar olan Mısır rejimi, muhalif sivillere yönelik zalimâne tutumunu “teröre karşı ön saflarda mücadele ediyoruz” diyerek ilan etmişti. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell bir konferansında “Mısır'dan öğreneceğimiz çok şey var . Mısır bu konuda gerçekten bizim önümüzde ve birlikte yapabileceğimiz çok şey var” yorumunda bulunmuştu. Dönemin Mısır Başbakanı Atıf Abid ise pişkin şekilde Mısır’ın teröre karşı savaşta ön saflarda yer aldığını ve Batılı ülkelerin Mısır’ın teröre karşı verdiği mücadeleyi örnek almalarını bile salık vermişti.

Bush yönetimi üzerinde etkili olan Neo-con stratejistlerden Richard Perle ve David Frum 2004’de yayınladıkları “Şeytana Son: Terörle Savaş Nasıl Kazanılır” başlıklı ortak kitaplarında CIA’nın liberal görüşlere sahip insanların bir araya geldiği bir teşkilat haline geldiğini vurgulamışlardı. Perle ve Frum’a göre CIA istihbarat toplama ve analiz etme yeteneğini bu adamlar yüzünden kaybetmişti. İkiliye göre teröre karşı verilen ‘kutsal savaş’ doğrultusunda CIA derhal reforma tutulmalıydı. Senato raporuna bakılacak olursa, CIA bu reform çağrısına etkili işkence yöntemleri geliştirerek cevap vermiş. Hatta CIA özel bir şirketten danışmanlık hizmeti bile satın almış. İki doktorun kurduğu bir özel şirket 2009’a kadar CIA’ya hangi işkence yönteminin yararlı olabileceğine dair danışmanlık hizmeti vermiş ve karşılığında 81 milyon dolar kazanmış. Hipokrat yemini etmiş iki doktorun işkence yöntemleri konusunda CIA’yi aydınlatması insana “Josef Mengele”yi hatırlatıyor.

Nazi doktor Mengele toplama kamplarındaki siviller üzerinde insanlık dışı deneyler yapmıştı. Bu deneylerden birisi de Atlantikte denize düşen bir askerin kaç saat içerisinde öleceğini tespit etmekti. Doktor Mengele kış günlerinde buz dolu sulara sokulup bekletilen insanların donmadan önce kaç dakika yaşayabildiklerini test etmişti. CIA’nin sorgucuları da şüphelilere “waterboarding” yöntemi uygulamış. Suyla gerçekleştirilen bu işkence yöntemiyle nefessiz bırakılan şüpheli, şiddetli bir paniğe yol açan boğularak ölme hissine kapılıyor. Şüpheli ölmüyor ama defalarca ölüm paniği yaşıyor. İnsanlık dışı işkencelerden sadece bir tanesi bu. “Ulusal güvenlik” gerekçesiyle raporun çok büyük kısmı açıklanmadığı için hangi ülkelerin CIA’nin işkence turlarına göz yumduğunu veya desteklediğini şimdilik öğrenemeyeceğiz. Şimdilik, zira gerçeğin er veya geç ortaya çıkmak gibi tuhaf bir huyu var.

#abd
#cia
#işkence
#bush
9 yıl önce
Amerika’nın işkenceyle sınavı
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti