|
Aynı delikten iki kez ısırılmak..
Tarih aldatılmışlıkların ve aldanmışlıkların da hikayesidir. Bu aldanmışlıklar çoğu zaman felaketle sonuçlandı. 19. Yüzyıl'ın sonlarından itibaren İngiltere ve diğer büyük güçler Osmanlı'yı “Avrupa”dan ve “Küçük Asya”dan çıkarmak için imparatorluğun çoğulcu yapısına el attılar. Ermenilere Anadolu'da bir “Ermenistan” hayali kurdurdular. Osmanlı'yı yıkmak için hangi aracı kullanmaları gerekiyorsa onu yaptılar. Ermeni gençlerini baştan çıkarma işini ise İngiliz ve Amerikalı Protestan misyonerler üstlendiler. Stratejik bir yönelimle Anadolu Ermenilerine el atan teşkilatlardan biri de “American Board of Commisioners for Foreign Missions (Amerikan Yurtdışı Misyonerler Komiserliği Masası) idi. 1810'da Boston'da kurulan teşkilat Ermenilerin yaşadığı vilayetlerde faaliyete başladı. Kurdukları okullarda Ermeni gençlerin kafasına ayrılıkçı fikirleri zerkettiler.

“Hıristiyan-Siyonist” ve “ahir zamancı” bir anlayışa sahip olan ABCFM, “İncil ülkesi” olarak nitelediği Anadolu'da İslam'ın yıkılışını hızlandırmak ve Şark Kiliselerinin yeniden doğuşunu sağlamak istiyordu. Rusya'nın baskısıyla ve iç isyanların etkisiyle dağılmanın eşiğine gelen Osmanlı İmparatorluğu ABCFM'nin görüşlerini etkilemişti. Buna göre İslam iktidarsızlaştırılacak ve Yahudiler de Filistin'e döneceklerdi. İngilizlerin desteklediği ABCFM'nin gözünde Ermeniler ise sadece Osmanlı'yı çatlatan bir etnik unsur olarak değerliydiler. ABCFM'nin Yahudi asıllı Protestan misyonerlerinden Levi Parsons daha 1819'da Boston'da “Osmanlı İmparatorluğu'nu ortadan kaldırın, Yahudilerin dünyanın dört bir tarafından yurtlarına dönmeleri karşısında hiçbir engel kalmaz” diyecekti.

1819'da bu sözler bir kehanetti ama 1917'de artık değildi. İngiltere Dış İşleri Bakanı Lord Balfour, Siyonizmin finansörlerinden Lord Rothschild'e yazdığı mektupta Yahudilerin Filistinde bir devlet kurmalarını İngilterenin desteklediğini bildirmişti. Osmanlı'ya isyan eden 'Arap' ve 'Ermeni komitacılara verilen sözler ise hiç verilmemiş gibi sayılacaktı.

Bugün pek çok Avrupalı devlet ve bu arada Putin, 1915'de olan bitenler hakkında Ermeni tezini destekleyen açıklamalar yaptılar veya parlamentolarında kararlar çıkarttılar. Dün Ermenileri yüzüstü bırakan güçler güya bugün sahip çıkıyor görünüyorlar. Daha arkada neler oluyor, ona bakmak lazım. Acaba Türkiye'yi yeni bir büyük oyunun içine çekmek için tezgahlar mı kuruluyor? Yeni günahlarına Ermenileri tekrar mı bulaştırmak istiyorlar? .

Tahtından indirilerek Selanik'te ev hapsinde tutulan Sultan II. Abdülhamid özel doktoru Atıf Hüseyin Bey ile yaptığı sohbetlerden birinde konu Filistin'e ve Siyonistlere gelmişti. Abdülhamid Han, Siyonistlerin Filistinde büyük araziler satın almalarının İsrail'in temelini atmak için bir ön çalışma olduğuna dikkat çekerek,“Onlar da bugün hükümet teşkil edecek değiller ya, bu bir mukaddimedir, gaye-i emeldir. Şimdiden işe başlayıp birçok sene sonra maksadlarına erişebilirler. Ben zannederim ki erişeceklerdir de” demişti.

Bu sohbetten 37 yıl sonra İsrail kuruldu. Tarihte yaşanan acılardan herkes ders çıkarmalı. 'Geçmişi' geri getiremeyiz ama 'gelecek' önümüzde. Kapı komşusu iki ülke, Türkiye ve Ermenistan, bölge dışı güçlerin tezgahlarına aldanmadan, el ele vererek daha güvenli bir gelecek inşa edebilir. Biz koca bir imparatorluk kaybettik, Ermeniler de kazançlı çıkmadılar. Üstelik 70 yıl Rus sultası altında yaşadılar ve bugün Ermenistan yoksulluk içinde kıvranıyor.
#Sultan II. Abdülhamid
#Atıf Hüseyin Bey
#filistin
#siyonizm
9 yıl önce
Aynı delikten iki kez ısırılmak..
AK Parti"nin fenoları!
İstikrarlı başarının yolu
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm