|
Stalin’in derdi Hitler değildi
“Hitler Almanyası”nın Mayıs 1945'de teslim bayrağını çekmesi Rusya'da törenlerle kutlanıyor. Rusya'nın, daha doğrusu “Sovyetler Birliği”nin Hitler'in yenilmesinde payı diğer taraflardan elbette fazladır. En büyük insan kaybını da Sovyetler Birliği verdi. 20 milyondan fazla Sovyet vatandaşı bu savaşta can verdi. Rusya'daki “9 Mayıs” törenlerini bazı solcular “Sosyalizmin zaferi kutlanıyor” diye duyurdular. Oysa Stalin bu zaferi 'Sosyalist' şiarlara dayanarak kazanmadı. Tam tersine, “Çarlık Rusyası”nın dinî ve millî değerlerine vurgular yaparak halkı kitleler halinde cepheye sürdü. Sovyet propagandası ülkenin komünizm için savaştığı bahanesini terketti. Din ve Çarlık rejiminin askeri başarıları dile getirilerek, halkın “Kutsal Rusya” için savaşması istenildi. Kilisenin itibarı iade edildi, çanlar çalmaya, mumlar yanmaya başladı. İktidarı boyunca dini değerlere savaş açan Stalin'in bu hızlıca geri dönüşü Hitler'in ani saldırısı karşısında yaşadığı şokun sonucuydu.

Yorumlara göre II. Dünya Savaşı, Sovyetler Birliği tarihinde devlet ve milleti biribirine yakınlaştırmış tek olaydı. Haziran 1941'deki Alman saldırısından sonra, Sovyet tarihinde ilk kez, resmi tezler gerçekle örtüşmüştü. Almanlar acımasız işgalcilerdi, millet sahiden bir ölüm kalım mücadelesiyle karşı karşıyaydı. Savaş, rejime o ana kadar sahip olmadığı bir meşruiyet kazandırmıştı. Bu, madalyonun bir yüzüydü. Madalyonun diğer yüzünde 1939'da Hitler ile Stalin arasında yapılan bir antlaşma vardı. Hitler, karşı cepheyi büyütmemek için Stalin ile pazarlık masasına oturdu. Stalin ise Avrupa'ya yönelecek olan Hitler'in Sovyetler Birliği'ne ilişmeyeceğini hesap etti. Böylece Avrupa'nın muharip kapitalist güçleri içeriden çökertilmiş olacaktı. Öte yandan antlaşmanın şerefine Polonya, Stalin ve Hitler arasında kardeşçe pay edilecekti. Nazi Hitler ile Sosyalist Stalin 23 Ağustos 1939'da “Saldırmazlık Paktı”nı imzaladı. Hitler bir hafta sonra Polonya'ya girdi. II. Dünya Savaşı böyle başladı.

1941'e kadar Hitler Avrupa'daki yayılmasını hızla sürdürdü. Bu devrede Stalin, Nazilere yiyecek, metaller ve diğer ihtiyaç duyulan malzemeleri sağlayarak destek verdi. Naziler 1 Eylül'de, “Kızılordu” ise 17 Eylül'de Polonya'ya girmişti. Doğu'dan ve Batı'dan saldırıya uğrayan Polonya ordusu teslim oldu. 1940 yılının Mart ayında Stalin, esir kamplarında tutulan 20 binden fazla Polonyalı subayın infaz edilmesi emrini verdi. Polonya'nın ülke savunması için orduya katılmış en yetişmiş insanları öldürüldükten sonra açılan çukurlara dolduruldular. Katliamlar “Katin Ormanı Katliamı” olarak tarihe geçti. Savaşın ilerleyen safhalarında cesetler ortaya çıktığında ise Stalin'in propaganda makinesi suçu Nazilere attı.

Haziran 1941'de Hitler hayatının hatasını yaptı ve Sovyetler Birliği'ne saldırdı. Stalin, Hitler'in Sovyetler Birliği'ne saldırmaya hazırlandığına ilişkin istihbarat raporlarına inanmamıştı. Bu yüzden ilk Alman saldırıları karşısında Soyvetler Birliği çok büyük kayıplar verdi. Ruslar ülkelerini savunmak için hakikaten inanılmaz bir direniş gösterdiler. Hitler Rusya'ya saldırmakla kendi ipini kendi çekmiş oldu. Hitler yenildi ve intihar etti. Stalin ise ganimet olarak Avrupa'nın yarısını ele geçirdi. Hitler, Stalin'le anlaşarak insanlık tarihinin en korkunç savaşını başlatmıştı ve yine Stalin'e savaş açması sebebiyle savaşı kaybetmişti. Bu yüzden 40-50 milyon insanın can verdiği bu savaşta Stalin'in de payı var.
#Hitler
#Stalin
#Dünya Savaşı
#Sovyetler Birliği
9 yıl önce
Stalin’in derdi Hitler değildi
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?