|
Henüz vakit varken...

Şu lafları ne kadar çok duyduk… “Türkiye’ye ne olursa olsun; önemli değil. Ülke kendini nasılsa toparlar. Yeter ki, Tayyip Erdoğan’dan kurtulalım…” Ya da “Onun ipini çektiler… Artık iflah olmaz…” ya da “AK Parti artık tarihi misyonunu tamamladı. Şimdi inişe geçme zamanı”…

Gezi’den bu yana olup bitenler, “Amaç aracı mubah kılar!” şeklindeki özdeyişin bazı istisnalar dışında erdem ve irfandan ne kadar uzak olduğunu hatırlatıp durdu. Bir de izleyenler bilir; Kurtlar Vadisi’nin 9 yıl kadar önceki sezon finali bugünlere gönderme yapıyordu sanki… Hani Gladyo’nun marifeti sayesinde siber saldırılarla her şeyin altının üstüne getirildiği, dinlemeler, ses taklitleri, suikastlarla sadece ana karakterlerin değil, izleyicinin bile ayağının altından halının çekildiği hissine kapıldığı o bir iki bölümlük muhteşem final…

Geziden bu yana ülkenin altından halı çekilmeye çalışılıyor.

Seçim hattı mahalline yaklaştıkça da halı daha da büyük bir hız ve kuvvetle çekilecek gibi…

Biz 13 yıldır akla ve duygulara payanda oluşturacak bir iletişim ve algılama yönetimi çerçevesinden bakıldığında AK Parti ile ilgili aynı görüşü dile getirdik durduk… “Majör hata yapmadıkça ve kendi bindiği dalı kesmedikçe istenildiği kadar halı çekilirse çekilsin; AK Parti iktidarını zorlayacak bir durumun ortaya çıkması çok zor…”
Ancak bilindiği üzere, “Homo homini lupus!” (insan insanın kurdudur) sözü, Dücane Cündioğlu’nun deyişiyle, ‘Hz. İnsan’ için söylenmiş en ‘talihsiz’ sözlerden biri olmasına rağmen, ne yazık ki, zaman zaman doğruluğunu kanıtlamak istercesine ortaya acı örneklerle çıkabilmektedir…

Günümüze kısmen de olsa uyarlandığında “AK Parti’ye ancak AK Parti zarar verebilir… Başkası değil…” şeklinde de özetlenebilecek bu dilemmadan ve bir miktar da yıllarca altını çizmeye çalıştığımız Güç Kirlenmesi pozisyonundan çıkışın AK Parti’nin çok iyi bildiği ve yıllarca uyguladığı üç yolla mümkün olabileceği söylenebilir:

Biri, doğru siyasi yöntemlerin devreye sokulması (bizim uzmanlığımızı aşar); ikincisi seçmenin ihtiyaç ve taleplerini doğru okumak (çok sayıda araştırma ile nabız tutmak) ve nihayet üçüncüsü iletişimi disiplin altına alıp, ‘adhoc’ (kendiliğinden, içinden geldiği gibi) değil; stratejik (hedefe kilitlenmiş, planlı programlı) bir şekilde (kriz durumları dahil) yönetmek…

AK Parti kurmaylarının durumu doğru okuduklarını, görüştüğümüz arkadaşlardan edindiğimiz intibalar ile tespit ediyoruz… AK Parti seçim kampanyası için iletişim boyutunda henüz sahaya çıkmadı… Ancak bu kez beklenti yüksek… Etrafı silip süpürüp temizlemek, birlik ve beraberliği güçlendirmek, hedefe kilitlenmek; kaybedilmiş ittifakları yeniden tesis etmek (İttifaksız iktidar olunmaz), müphemiyetin her türünü ortadan kaldırmak, 3İ kuralını (İstişare, İkna, İttifak) uygulamak için geçmişindeki refleksleri hatırlasa yeter…

Bizce 2011 başarısını yinelemek ve aşmak için elbette hâlâ vakit var…
#Tayyip Erdoğan
#ak parti
#Homo homini lupus
9 yıl önce
Henüz vakit varken...
Kara dinlilerle milletin savaşı
Basra Körfezi’nde tetkik, süreklilik ve takip
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…