|
Gerginlik tütüyor…
Aralık 2013 krizini takip eden günlerde, Başbakan Erdoğan Dolmabahçe'de gazetecilerle bir bilgilendirme toplantısı yapmıştı.

Etyen Mahçupyan'ın yaptığı bir tespiti ve sorduğu soruyu hatırlıyorum. Krizin derinliğine işaret ederek, "siyaset örseleniyor, devlet örseleniyor, milli irade kavramı AK Parti tarafından araçsallaştırılarak örseleniyor. Bu durumda seçimleri kazansanız da, bu tam bir kazanç olmayacaktır. Sıkıntıları aşmak için demokratik bir sıçramaya ihtiyaç var. Bunu yapmayı düşünüyor musunuz?" sorusunu sormuştu.

Başbakan'ın yanıtının son kısmı şöyleydi:

“30 Mart'ta seçmenin vereceği cevap önemlidir, bu cevapla bir örselenme olmadığını göreceksiniz..."

Başbakan farklı düşünüyordu. Seçim kazanmak sadece genel ve ortalama bir tercihiyle ilgili değildi ona göre. Tartışılan tüm sorunlara, ortada dolaşan tüm iddialara, tüm dosyalara, tüm meşruiyet tartışmalarına seçmenin doğrudan müdahale etmesi ve bu konuda hüküm vermesiydi.

Seçmen elbet önemli.

Bugün 70 ilin üzerinde yüzde 50'yi geçen oy oranıyla AK Parti için seçmen, kendi ifadesiyle “millet" doğal olarak ana meşruiyet kaynağı olmanın ötesinde, siyasetin sırtını dayadığı “tek" unsur.

Bu da demokratik siyasetin olmazsa olmazı, “gerekli koşulu"dur.

Ama bu koşul demokratik işleyiş için her zaman “yeterli koşul" olmuyor.

Peki bugün hangi noktadayız?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Tayyip Erdoğan yüzde 52 gibi oranla kazandı.

Evet, kimi tartışmalar seçmenin AK Parti'ye verdiği güç üzerinden marjinalleşti, ikinci plana itildi. Ancak AK Parti Mahçupyan'ın altını çizdiği örselenmeyi aşabildi mi?

Bugün içinde bulunduğumuz derin ve kuşatıcı toplumsal ve siyasal gerginlik bu örselenmenin bırakın aşılmayı, tersine derinleştiğini gösteriyor. Siyasi algı bu kutuplaşmadan besleniyor, güvensizlik korkusu her yeri kaplıyor. Çağlayan baskını, Ağrı olayları sadece oluş biçimleri ve nedenleriyle değil, algılanmalarıyla bile bu gergin ve taraf, husumet kokan ortamı derinleştiriyorlar.

Neden?

İlk neden ortada…

Çoğunluk güce işaret eder.

Ancak dokusu çoğulcu bir toplumda, ihtiyaç olan siyasi güç kadar toplumsal meşruiyettir. Sandığın, seçimin ürettiği olmaz olmaz'ın, asli meşruiyetinin yanında uygulamanın, söylemin, vurguların, gündelik hayatın, karar süreçlerine fiili ve sembolik katılımın, sembollerin üreteceği meşruiyet de önemlidir.

Bunu ise sadece demokratik bir iklim, özgürlük çıtasının her kesime değdiği bir ortam sağlar. Nitekim AK Parti son 12 yılda meşruiyetini sadece seçmen desteğinden almamıştır. Reformcu politikalarıyla yol almış, kriz anlarından demokratik çıtayı yükselterek çıkmıştır.

İkinci neden "eksik demokrasi" krizidir.

Eksik kelimesinin altını özellikle çizmek gerek.

Zira Türkiye'nin son 12 yılını özetleyen sınıfsal dönüşümü ve sosyolojik eşitlenme çabalarını ifade eden iklim varlığını olduğu gibi koruyor. Sosyoloji ve ekonomide göstergeler bu alanların iç dinamikleriyle eşitlenmeye, istikrara ve demokratik başarıya işarete devam ediyorlar. Bunları görmezden gelmek Türkiye'yi ve Türkiye'de olup biteni anlamamakla aynı anlamı taşıyor.

Ancak anlamak ve görmek gereken, diğerleriyle bir bütün oluşturan bir başka nokta daha var. Nitekim bugün mesele ve kriz üçüncü ayakta, siyasette karşımıza çıkıyor, siyasetin toplumu kendisine hapsetme girişimleriyle belirginleşiyor.

Bu açıdan sorun siyasi iktidarın sorunlar ve talepler karşısında özgürlükçü değil, güvenlikçi, açılımcı değil, temkinli ve kapalı bir dil tutturmasındadır. Meydan okuyucu iktidar dilinin dün olduğu gibi sadece bir zihniyete değil, farklı toplumsal kesimlere yönelmesinde, komplo teorilerinin, dış düşman fikrinin siyasi arenayı kaplamasında, her sorunu açıklamasında, basın özgürlüğünün bu dile ve engele takılmasında, kurumsal ve katılımcı mekanizmaları geriye itmesindedir…

Ve gerginlik tütüyor.
#Erdoğan
#ak parti
#seçimler
9 yıl önce
Gerginlik tütüyor…
Var tartışmaları
Kemalizm’le yüzleşmeden ve hesaplaşmadan yol alamayız! Ama şimdi değil!
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!