Meselenin karışık bir yanı yok…
Ben o tarihte ne diyorsam bugün de aynı şeyi söylüyorum.
Bu tür konularda dün nasıl tavır almışsam, Susurluk’ta ne demişsem, darbe girişimlerinde ne yapmışsam bugün de aynı şeyi yapıyorum. Şimdi de bir başka vesayetin tehlikesinin altını çiziyorum. Bu durum ne hükümeti eleştirmemi engelliyor, ne de dindar-siyaset ilişkisine bakışımı…
“3 Mayıs 1972 tarihinde üç İtalyan jandarması Peteona köyünde bir araçta arama yapmak için bagajı açtıklarında bir patlamayla ölmüşlerdi. Bu olaydan sonra yapılan operasyonlarda, toprağa gömülü 127 silah, tahrip kalıbı ve patlayıcı madde deposu ortaya çıkarıldı. Bunların İtalyan gizli servisi SİSMİ’nin denetiminde olduğu tespit edildi. SİSMİ’nin arşivlerine girildi ve yapılan araştırma sonunda 26 Kasım 1956 tarihinde İtalyan ve Amerikan gizli servisleri tarafından Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı’ndan gelecek bir istila olasılığına karşı, bir direniş örgütü oluşturulduğu tespit edildi. CIA ile İtalyan Gizli Servisi, üsler ve silah depoları oluşturmak, antikomünist kriterlere göre seçilen yüzlerce kişiyi eğitmek amacıyla Gladyo adında gizli ve yasa dışı bir örgüt kurmuştu. Yer yerinden oynadı… İtalya’nın ardından Fransa, İspanya, Belçika, Yunanistan, Hollanda, Avusturya, İsviçre, İsveç'te, çoğu karanlık işlere karışan, tahriklerin odağı olan benzer örgütlerin kurulmuş olduğu ortaya çıktı. Bu örgütler bulundukları ülkelerde ya hükümetler eliyle dağıtıldı ya da hukuk yoluyla teşhir edilerek ortadan kaldırıldı. Bu temizlikten tek bir ülke, Türkiye muaf kaldı... Bizim Özal Harp o dönemden kalmadır, anlayacağınız… Ecevit daha 1974’te Özel Harp Dairesi’nin varlığından söz etmiş; 1977’de maruz kaldığı suikasttan sonra fail olarak ‘devlet içindeki güçlere’ işaret etmiş, ‘bir noktadan sonra izlerin kaybolduğunu, bu olayın kendisine Özel Harp Dairesi’ni çağrıştırdığını’ söylemişti.”
Evet aynen böyle…
Hala böyle…
Değişeceğini umduk, değişmedi…