|
İnsanlık sürükleniyor bir liman arıyoruz
İçinde açlıktan birbirini öldüren, gözlerinde dehşet, zihinleri şoka girmiş Myanmarlı Müslümanların olduğu gemilerin demirleyeceği, bir liman arıyoruz.

Çocuklarına verecek sütü kalmamış, göğüsleri sönmüş balona dönen, gözlerinde yaş, yüreğinde isyan çığlığı, çaresiz anaların olduğu gemilerin gireceği bir liman arıyoruz.

Babasının, annesinin çaresiz ağlamalarına, bağırmalarına, çıldırmalarına korku içinde bakan, ürkmüş ruhunu, minik bedeninin içinde saklamaya çalışan, küçük yürekleri korkudan hızla atan çocukların olduğu gemiler için bir liman arıyoruz.

Açlık denen, insanoğlunun dayanamadığı, tüm insani değerlerini kaybetmesine neden olan, vahşileştiren açlık yüzünden, birini öldürüp denize atan, tahtadan yumuşak her şeyi yemeğe kalkan, derisi kemiklerine yapışmış, aklını oynatmış insanların bulunduğu gemilerin, yanaşacağı bir liman arıyoruz.

Susuzluktan dilinin ağzının içinde dönmediği, dudaklarının kuru yaprağa döndüğü, belki faydası olur diye tuzlu deniz suyunu her ağzına değdirdiğinde, çığlıklarla parçalamış dudağının yandığı, zihni melekelerini kaybeden, halüsinasyonlar görmeye başlayan insanların yaşadığı gemilerin su alacağı limanlar arıyoruz.

İçinde bizim Allah'ımıza, bizim Peygamberimize, bizim kitabımıza inan ve bizim gibi Kabe'ye yüzünü dönüp namaz kılan Müslümanların olduğu, dua için elini kaldıracak dermanının olmadığı, feri sönmüş gözlerle, göklere bakıp, Allah'a yalvaran Müslüman kardeşlerimizin yaşadığı, gemilerin sığınacağı bir liman arıyoruz.

Denizin ortasında, havası ıslak Asya'nın kıyılarında hurdaya dönmüş gemilerde, mürettebatı, taşıdığı kadın, çocuk yaşlı herkesi ölüme terk ettiği bir gemiyle beraber insanlık sürükleniyor, sığınacağı bir liman arıyoruz.

Dünyanın zengin ülkelerinden sayılan, topraklarında bereket olan, petrolü, madeni olan, sürüklenen bu gemilere ve açlıktan ölen Müslüman kardeşlerine yardım etmeyen, bu Müslüman ülkeleri yönetenlerin ölen vicdanlarının terk edileceği bir liman arıyoruz.

Adına Birleşmiş Milletler denen, sadece 5 ülkenin tüm dünyayı yönettiği, haksız ve adaletsiz tüm kararların altına imza atan, zalimin zulmüne ses çıkarmayan, çıkarları için insani tüm değerleri yok edebilen, şimdi denizin ortasında çocukların açlıktan ölümünü izleyen Güvenlik Konseyi üyelerinin, her türlü ahlaktan yoksun ruhlarını gömeceğimiz bir liman arıyoruz.

Arabasının kapısına elmasla adını yazdıran, zenginlikten aklını yitirmiş, israf ve lüksten azgınlaşmış, merhametini ve sevgisini faizlerde tüketmiş, Allah korkusunu, Müslüman duygusunu kaybetmiş zenginlerin; bebeklerin, kurumuş anne memesinde, açlıktan öldüğü gemileri görmeyen gözlerini, terk edeceğimiz bir liman arıyoruz.

Suçu sürekli başkalarında arayan, gemilerin sorumluğunu başkalarına yıkan, ancak yanı başında Müslüman kardeşinin gıybetini yapan, sevgisini kaybetmiş, tahammülsüz, aç gözlü, ağlamayı unutmuş, makam ve zenginlik peşinde koşan Müslümanların, aklını başına getirecek bir liman arıyoruz.

Bir liman arıyoruz, içinde girip saatlerce ağlayacağımız.

Bir liman arıyoruz, günlerce secdeye kapanıp, bizi kendimize ettiğimiz bu zulümlerden dolayı helak etmemesi için yalvaracağımız.

Bir liman arıyoruz, bize insanlığımızı, vicdanımızı, merhametimizi, sevgimizi, Müslümanlığımız yeniden hatırlatacak bir liman arıyoruz.

İnsanlık sürükleniyor, bir liman arıyoruz.
#Myanmarlı Müslümanlar
#göçmen sorular
#güvenlik konseyi
9 yıl önce
İnsanlık sürükleniyor bir liman arıyoruz
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…