Öne geçip gol yemek Galatasaray'ın bu sezonki kronik hastalığı. Ligde öne geçtiği maçların 11'inde gol yemiş, bazılarında bu sebepten puan kaybetmiş sarı-kırmızılıların bu soruna bir çözüm üretmesi gerekir. Bir takım Mart ayında savunma öğrenemeyeceğine göre, çözümü öne geçtiği ve rakibi oyundan düşürdüğü anlarda aramalı. Kayseri Erciyes karşısında da örneklendiği gibi, özellikle iç saha maçlarında öne geçtiğinde hücumda daha ciddi davranmalı ve farkı arttırmalı. Maç dengeye oturduğunda her takımın potansiyeli, o potansiyeli ortaya koyamasa bile skoru değiştirecek kaliteli ayakları var. Dün de Galatasaray daha beşinci dakikada golü buldu, rakibini oyuna ortak etmedi ama Drenthe'nin mükemmel pasına Vlemincx'in harika vuruşu maçı dengeye getirdi. Sonrasında da Galatasaray gol bulma mecburiyetinden dolayı baskısını kurdu ama maçın başında her şey daha kolay bir hale gelebilirdi.

Galatasaray'da Hamit'in performansına değinmemek olmaz. Melo'nun sezonu kapatmasının konuşulduğu bugünlerde, onun gösterdiği performans ve saha içinde ortaya koyduğu akıl çok büyük bir gediği kapatıyor. Şöyle bir gerçek var ki, sarı-kırmızılılar kendi içinde bir "Şubat transferi" gerçekleştirdi.

Galatasaray adına Fenerbahçe deplasmanına önde gitmek önemli bir detaydı. Sarı-kırmızılı futbolcular kendileri zora soktuğu Erciyesspor maçını kazanarak bunu başardı. Puan tablosundaki baskıyı daha az hissedecek olan Galatasaray'ın derbide kayıp kredisi artmış oldu.