|
Sosyalistlerin eylemi üzerinden faşizmi dövmek!

Faşizmin de sosyalizmin de insan hakları karnesi kırık notlarla, sicili ağır insan hakları ihlâlleriyle dolu. Totaliterizmin bu iki modern yüzünün tarihi ağırlıklı olarak bir insan hakları ihlâlleri tarihi. Faşistler ve sosyalistler doğal haklar dediğimiz hayat, hürriyet ve mülkiyet haklarına da, sivil hak ve özgürlükler dediğimiz ifade, din, örgütlenme, seyahat, basın, yerleşme özgürlüğüne de yaklaşımında yer ve değer vermedi. Hukukun hâkimiyetini reddetti. Konut dokunulmazlığı, yargı kararı olmadan tutuklanmama, işkence ve kötü muameleye tabi tutulmama gibi hukukî güvenceleri de, âdil yargılanma ve masumiyet karinesi gibi temel ilkeleri ve kurumları da tanımadı.

Faşistler ve sosyalistler insan haklarına teorik muamelede de ortaklaştı. Faşizmin de sosyalizmin de önde gelen teorisyenlerinin yazılarında insan hak ve hürriyetleri bağlamdan bağımsız ve siyasî, iktisadî, hukukî sistemi şekillendirmesi gereken değerler olarak görülmez. Faşistler bu tavırda daha sade, düz ve doğrudandır; doğuştan gelen, vazgeçilmez ve devredilmez hak nosyonunu peşinen reddeder. Sosyalistler ise, çok yakın zamanlara kadar, insan haklarına teorilerinde ve akademik çalışmalarında hiç yer vermedi. Hatta demokrasilerdeki hak ve özgürlükleri “şeklî haklar” veya “burjuva hakları” diyerek dışladı, kınadı, çiğnedi. Kadife Devrim’in 1989- 1991’de neredeyse tüm sosyalist rejimleri çökertmesinden sonradır ki sosyalistler insan haklarını keşfetti. Her zamanki yüzsüzlükle sanki insan haklarının teorisi de pratiği de sosyalizmin ürünüymüş gibi bir tekelci sahiplenme havasına girdi.

Türkiye’de faşistler de var sosyalistler de, tüm ülkelerde olduğu gibi. Her iki kesim de zaman zaman insan hakları ihlâli yaratan eylemlere imza atıyor. Ancak, faşistler bundan dolayı her zaman ağır şekilde eleştirilip kınanırken sosyalistlere insan hakları ihlâlleri yüzünden neredeyse hiçbir zaman hiçbir şey söylenmiyor. Daha kötüsü ve trajikomiği sosyalistlerin insan hakları ihlâlleri muhayyel bir faşizme ve faşistlere yıkılarak temize çıkarılıyor.

Mart ayında bunun iki örneğine şahit olduk. Barışa Bak Platformu olarak 11 Mart’ta İstanbul- Pendik’ten kalkan ve 10 şehre uğrayarak 20 Mart’ta Diyarbakır’a varan bir Barış Treni faaliyeti düzenledik. Tren Kırıkkale ve Sivas’ta faşist görüşlü bazı kimselerin saldırısına uğradı. Bu illerin valileri de adeta bu saldırıları kolaylaştırdı. Bu saldırının vebali, saldırıların içinde yer alan faşistlere ait. Kimse bundan dolayı sosyalistleri suçlayamaz. 24 Mart’ta ÖDTÜ’de bazı sosyalist öğrenciler, daha önce de yaptıkları gibi, üniversite mescidinde bir faaliyet düzenleyen bir dindar öğrenci grubunu engelledi. Öğrencileri taciz etti. Sosyalist grup, tacizin ardından sert bir bildiri yayınladı. Bildiride bu tür “yobazlık” faaliyetlerine izin vermeyeceğini ve “akıl, bilim, eşitlik ve özgürlüğü savunmaya devam edeceğini” açıkladı. Muhafazakâr medyada, aralarında çok değer verdiğim Melih Altınok’un da bulunduğu bazı yazarlar, eylemi faşizme atfetti ve ÖDTÜ’de faşizmin kol gezdiğini yazdı.

Bu arkadaşlar yanlış görmüş olmasınlar! Sırf yukarda aktardığım söz bile eylemin sosyalistlerin eylemi olduğunu kanıtlamaya yeterli. Faşistler böyle bir söylem tutturmaz; liderliği, devleti, ırkın veya kültürün üstünlüğünü vurgular. “Aklı, bilimi, özgürlüğü ve eşitliği savunuyorum” tipik bir sosyalist jargonudur. Sosyalistler kurucu rasyonalisttir, aklı –tabiî kendilerininkini- Tanrılaştırır. Bilimi sosyalizm ile özdeş görür. Sosyalist jargonda bilimi savunmak sosyalizmi, sosyalizmi savunmak bilimi savunmaktır. Sosyalistlere göre sosyalizmin topluma hâkim olması demek bilimin topluma hâkim olması demektir. Gezi olayları sırasında Taksim Dayanışması’nın “bilime karşı referanduma (yani halka) gidilemez” retoriğini hatırlayın. Ortalama sosyalist ne özgürlüğün felsefi anlamını bilir ne de tepeden empoze edilen eşitlik ile özgürlük arasında bir çelişki olduğunun farkındadır. Ama özgürlüğün hedefi olduğunu söyler. Bu doğrudur, sosyalizm özgürlüğü hedef alarak yok eder.

Durum böyleyken, niçin sosyalistler üzerinden faşizm dövülüyor? Vallahi, bunu, bunu yapanlara sormak daha doğru olur. Ben şu kadarını söyleyeyim: Bu tavır yanlış olmakla kalmıyor, sosyalistlere de zarar veriyor. Onların kendi pozisyonlarını sorgulamalarını ve insan haklarına daha iyi bakan bir çizgiye yönelmelerini engelliyor. Başka bir deyişle, sosyalizme faşizm üzerinden sağlanan korumacılık sosyalizmin ve sosyalistlerin fikrî ve ahlâkî gelişimine zarar veriyor.

#Sosyalistler
#eylem
#devrim
#faşizm
#Türkiye
9 yıl önce
Sosyalistlerin eylemi üzerinden faşizmi dövmek!
Adalet dairesi
Halk takviminden hava durumuna geçerken geride bıraktıklarımız
‘1 gün savaşı’…
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek