|
“Kurda kuşa arıya oy yok”

Ak Parti kurulduktan hemen sonra seçim mitinglerine başladı. Bir taraftan teşkilatlar kurulurken bir taraftan da miting hazırlıkları yapılıyordu. Her miting, heyecan-dua-şükür duyguları içinde geçiyor, her türlü zorluk aşılıyordu. Sayın Erdoğan liderliğinde Ak Parti’nin miting yapmadığı il neredeyse kalmamıştı. Aynı dönemde ve dahi sonraki dönemlerde muhalefet partilerinin miting yapabildiği il sayısı onlu rakamları bile geçemezken Ak Parti’nin mitinglerine gelen kalabalıkları -televizyonlar ne yaparlarsa yapsınlar- yok edemiyorlardı. Ardahan’dan Balıkesir’e, Siirt’ten Batman’a, Rize’den Yozgat’a Ağrı’ya kadar, yapılan bu mitingler fotoğrafçımız Yasin Aras’ın çektiği fotoğraflarla “Meydanların Dili “ ismiyle albüm haline getirilmişti. Arşivimi düzenlerken albümü buldum ve masamın üzerine koydum. Bugünlerde gelip gidip ona bakıyorum. Albüme bakarken kat ettiğimiz yolun önemini, insanların yüzlerindeki umut ve sevginin ne büyük bir hak emaneti olduğunu idrak etmemek mümkün değil. Yukarıdaki sloganı o günlerdeki bir pankarttan aldım. Meydanların Dili, aslında Ak Parti’yi iktidara getiren ve bugünlere kadar ulaştıran asıl duygunun ne olduğunu çok iyi resmediyor.

Ak Parti kurulduğunda erdemli bir siyaset idealini birinci plana almıştı. Halk, sözüne güvenebileceği bir lider arıyordu. İşsizlik, yoksulluk, yetersiz siyasetçiler halkı bezdirmişti. Devlet gelirlerinin % 60 civarı batık bankalara ve borç ödemelerine gidiyordu. Devlet yönetimi kilitlenmiş ve Ak Parti kitlelerin tek umudu olmuştu. Osmaniye’de taşınan bir pankarttaki “Kurda kuşa arıya oy yok” sloganı da o günlerde halkın hiç kimseye güveninin kalmadığını çok iyi özetliyor. “IMF’nin piyonları geleceğimizi kararttınız / Tek umudumuz sen kaldın Sayın Tayyip Erdoğan”

O günlerin gazete manşetleriyse tam tersi umutsuzluk aşılıyordu... Kasetler, açılan davalar, özetle ”Tayyip’e devlet yönettirmeyeceğiz” yorumlarıyla doluydu. Onlar ne derse desin meydanlar kendi manşetlerini atıyordu. Kaldık kurda kuşa arıya, lokmamız düştü yarıya, geleceksen gel artık, benzimiz dönmeden sarıya... Derdimiz Geçim Hemen Seçim... Kara Yazımız Sizinle Ak Oldu... İş Ekmek Adalet Ak Parti Hükümet... Fabrikalarımızı Yeniden Aç Başbakan... Kalkınmak İstiyoruz Sürünmek Değil... Üzülme Tayyib’im Meyve Veren Ağaç Taşlanır... Ülkeyi Sana Seni Allah’a Emanet Ettik...Tabaklar Boş Mutfaklar Boş İmdadımıza Koş... İstanbul’un Gururu Türkiye’nin Umudu... Tek Umudumuz Sen Kaldın...

“Yoksulluk, umut ve sevgi” miting resimlerine bakarken gördüğüm ortak şeyler oldu. Ne raporlar, ne analizler ne de soğuk siyaset taktikleri... Tayyip Erdoğan liderliğinde Ak Parti kadrolarını hep bu umut ve sevgi canlı tuttu, yol gösterdi. 2002’den bu yana Türkiye’de çok şey değişti. Bu değişim, mükafatını yine meydanların coşkusunda buldu. Meydanların görünümü değişti, kalabalığı giderek arttı, ancak yüzlerindeki umut ve güven hiç değişmedi.

Bu halk hala “Kurda kuşa arıya oy yok Ak Parti’ye oy var” diyor. Bu umut ve sevgiyi boşa çıkarmaya kimsenin hakkı yok.

YEMEN’DEKİ GELİŞMELER KADINLAR İÇİN NE İFADE EDİYOR?

Yemen‘deki siyasi gelişmeleri izlerken ülkenin kadınlarını düşünmemek mümkün değil. Arap baharı öncesi ve sonrası, iki farklı zaman diliminde Yemen’e gittiğimde bambaşka iki resim görmüştüm. 2005 yılında tablo umutsuzdu. İnsanda kadınların hayatının değişmesi için bir yüzyıl daha geçmesi gerekir duygusu uyandırıyordu. 2013 yılında gittiğimde ise daha umutlu bir tablo ile karşılaştım. Kadınların özgüveni gelişmiş, toplumsal ve kültürel değişim başlamıştı. Üç kadın bakan göreve getirilmiş, kadınların toplumdaki, her şeyden önce de erkeklerin gözündeki algısı değişmeye başlamıştı. Ulusal Komitede yer alarak, kadınlar için %30 kota getirme çabası içine girmişlerdi. Nobel Barış Ödülü sahibi Tevekkül Karman çok umutluydu: “Sadece siyasi diktatörlüğe değil, aynı zamanda sosyal diktatörlüğe de karşı mücadele ettik. Gençlerin, kadınların sesini yükselttik, yepyeni bir kültür kurduk. Yemenliler daha önce problemlerini silahla hallediyorlardı. İnsanlar, sorunların çözümü için, haklarını elde edebilmek için yeni bir ufuk kazandılar. Bu ufuk sayesinde, hayalini kurdukları sivil devletin kurulmasında etkin bir rol oynayabilecekler...”

Yemen için bu değişim çok şey ifade ediyordu. Yemen’den söz ediyorsak, kabile geleneklerinin her şeyin üzerinde tutulduğu, dini taassubun çok yüksek olduğu, erkeklerin gat alışkanlığıyla uyuştuğu, yoksulluğun tutsak aldığı; dünyadan ve 21. yüzyıldan kopuk bir ülkeden söz ediyoruz demektir. Kadınlar için okuma-yazma oranı hâlâ yüzde otuzun altında seyrediyor. Kırsal bölgelerde kızlar için bir okul ya da kadınların doğum yapabileceği bir hastane yok. Kadın-çocuk ölüm oranları çok yüksek. Erken evlilik ya da küçük kız çocuklarının komşu ülkelere kaçırılması gibi birçok olayda kadınları koruyacak hiçbir mekanizma yok. Böyle bir ortamda, iç savaş kadınların durumunun daha da kötüye gitmesi anlamına geliyor. Bugün bu umutlar tamamen heba edilmiş durumda. Husilerin San’a, ardından Taiz ve Aden’e ulaşmasıyla ortaya çıkan durum Yemenli kadınların umutlarını bir kez daha inkıtaya uğrattı.

#AK Parti
#Erdoğan
#Davutoğlu
#CHP
#seçim 2015
9 yıl önce
“Kurda kuşa arıya oy yok”
Hakikatin bilgisine ulaşmak…
Testi kırılmadan önce uyarımdır…
Nitelikler ve nicelikler
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor