|
28 Şubat davası şov mu?

28 Şubat Darbesi’nin 18’nci yılında, dönemin Genelkurmay Başkanı Karadayı, İkinci Başkan Çevik Bir ve Harekat Başkanı, Çetin Doğan’ın da aralarında bulunduğu 103 üst rütbeli asker TSK içinde ancak hiyerarşik yapı dışında, Batı Çalışma Grubu’nu kurarak, Refah-Yol iktidarını cebir ve şiddet yoluyla iktidardan, antidemokratik bir şekilde uzaklaştırarak darbe yapma suçlaması ile yargılanıyorlar.

28 Ekim 2014 tarihinde, davaya bakan Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, BÇG ve darbeyi deşifre ederek, BÇG darbe belgesini devletin hiyerarşik kuralları içinde hükümete ulaştıran bir devlet görevlisi olarak davacı-tanık sıfatı ile verdiğim ifade yaklaşık 8 saat sürmüştü.

28 Şubat darbesini gerçekleştiren bazı darbeci askerlerin, Psikolojik-Harp ve İstihbarat faaliyetlerindeki beceri ve maharetlerini, davayı ve kamuoyunu etkileme stratejileri çerçevesinde kullanarak, davacı veya tanıklara subjektif bir bakış açısıyla sordukları soru ve değerlendirmelerin, 28 Şubat ve paralel yapı medyasında abartılarak yer alması kamuoyunda davanın geleceği ile ilgili tereddüt ve endişelere sebebiyet vermişti.

Üstelik, 28 Şubat Darbesi’nin, BÇG üzerinden yalnızca asker ayağının yargılanması, iddianamede ’’sivil ayaklara yönelik soruşturmaların’’ devam ettiği şeklinde açıklamalara rağmen günümüze kadar bu ayaklara bir operasyon yapılmaması kamuoyunda, davanın göstermelik bir şov olduğu, paralel yapı yargısının, 28 Şubat soruşturmasını da sulandırdığına yönelik güçlü bir algının yerleşmesine neden olmuştu.

Mahkeme tarafından dava ile ilgili bilgi ve görgüme başvurulmak üzere 27 Ekim 2014 tarihinde duruşma salonunda hazır bulunmam tarafıma tebliğ edilmişti, ancak bir sanığın ifadesinin alınması nedeniyle o gün ifade verememiş ancak duruşmayı tanıklara ayrılan bölümde izlemiştim. Duruşmalarda o güne kadar fazla söz almamış, iki numaralı sanık Çevik Bir sanığın ifadeleri sırasında heyetten söz alarak BÇG için özellikle ‘’çalınan belge ‘’ ifadesini kullanması şahsımı hedef alan açık bir psikolojik harekata işaret ediyordu.

Ertesi gün 28 Ekim'de duruşmada mahkeme huzurunda bu konuyu gündeme getirerek davada yargılanan, TSK’nın üst düzey mensuplarının, ülkede darbe şartları yaratarak meşru bir şekilde seçimle işbaşına gelmiş, Refah-Yol hükümetini antidemokratik bir şekilde iktidardan uzaklaştırmak amacıyla bir cunta yapılanması olan Batı Çalışma Grubu'nu oluşturduklarını, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı olarak PVSK Kanunu 7 Maddesi çerçevesinde BÇG’nin deşifre edilerek darbeyi hükümete bildirdiğini ifade etmiştim.

Kanunlar çerçevesinde ifa edilen bu tür görevlerde asıl amacın, demokrasiye karşı tehdit oluşturan, TSK içindeki darbeci zihniyete son verilmesi olduğu, ancak dünkü duruşmada Çevik Bir’in ‘’Çalınan belge’’ ifadesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılandığı davada neden yargılandığı hususunu bilmediği veya kasıtlı gözardı ederek darbeci tavrı ve zihniyetini açık bir şekilde mahkeme huzurunda devam ettirdiğini de ifade etmiştim.

Sanıklardan Çetin Doğan ise 28 Şubat Davası’nın açılması için Erbakan Hoca'nın ölmesinin beklendiğini, sağlığında bu dava açılsaydı dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ın, 28 Şubat darbecilerinden davacı olmayacağı yönündeki enteresan sorusu, doğrusu 28 Şubatçıların psikolojik harekat konusunda sınır tanımadıklarını, hesap vermeme adına, niyet okuma dahil her yolu deneyebileceklerini ortaya koyuyor.

Mahkemede de belirttiğim gibi dönemin Başbakanı Erbakan'ın, kendisine gelen BÇG darbe belgesini, Cumhurbaşkanı Demirel’e iletmesi darbeciler hakkında gereğinin yapılmasına yönelik bir tavır ve işaret anlamını taşır. Eğer Erbakan 28 Şubat darbecileri hakkında iddia edildiği gibi bir tutum ve davranış içinde olsaydı, herhalde BÇG’yi deşifre eden belgeyi Demirel’e vermezdi.

Sanık müdafileri içinde bulunan asker kökenli ve paralel yapı ile iltisaklı olduklarını tahmin ettiğim bir grup avukat adına tarafıma yöneltilen ’’ 28 Şubat sürecinde sizin başınıza gelenler şu anda, Emniyet İstihbaratı başta olmak üzere Türkiye genelinde polis tutuklamalarına ve tasfiyeye dönüşmüş durumda bu konuda ne düşünüyorsunuz’’sorusu ise hayli ilginçti!

Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı 28 Şubat sürecinde milli iradeyi temsil eden hükümetin yanında dik durmuş, Cumhuriyet tarihinde bir ilk olarak darbe bilgisi ve belgesini hükümete bildirerek demokrasi karşıtı vesayetçi yapılara karşı bir tavır sergilemişti.

Paralel yapıya mensup polise sızmış unsurlar ise milli iradeyi temsil eden hükümete karşı üst akıl’ın koordinesinde 17-25 Aralık darbe girişiminde bulunarak var olmayan kurgu bir örgüt üzerinden devletin üst katlarını bakanları, illegal dinleyerek devletin kozmik bilgilerini elde ederek bu bilgileri dış ülkelere sızdırmışlardı. Bu nedenle polise sızmış paralel yapıya mensup unsurların illegal ve casusluk faaliyetleri nedeni ile tutuklanmaları doğru ve hukuki bir karardır.

12.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 25 Şubat’ta, ’’18’inci yılında farklı bir 28 Şubat yaşayacağız’’ açıklamasının ardındaki önemli gelişmenin ‘’Çözüm Süreci için tarihi bir gün sayılabilecek bir gelişme olduğu anlaşıldı. Öcalan PKK’ya yaptığı çağrıda, silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik ve tarihi kararı vermek için PKK’yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet etti.

Hayırlı olsun.

#28 Şubat Darbesi
#Çevik Bir
#Çetin Doğan
9 yıl önce
28 Şubat davası şov mu?
Tukidides Tuzağı..
Var tartışmaları
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!