|
Bu TÜSİAD kimin TÜSİAD'ı?
Yıl 2012, dönemin TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner: "Araştırdım, TÜSİAD 28 Şubat'a destek vermedi" diyor.

Acaba mevzu Ümit Boyner'in söylediği gibi mi; bu ifade burada dursun, devam edelim ve görelim…

28 Şubat sürecinde TÜSİAD Başkanı olan Muharrem Kayhan'ın "Genelkurmay ile diyalog içindeyiz" ifadeleri gazete arşivlerinde mevcut. Ayrıca dönemin TÜSİAD Başkanı Kayhan'ın açıklamaları ve icraatları bununla da sınırlı değil. Kayhan'ın, "İrtica bir tehdittir", "Bu Meclis'ten - Refahyol'a- alternatif hükümet çıkar" ve daha Necmettin Erbakan yönetimindeki 54'üncü hükümet görevi bırakmadan evvel "Kurulacak 55'inci hükümet için Mesut Yılmaz'a güvenoyu veriyorum" şeklindeki açıklamaları, Ümit Boyner'in ifadelerini net bir şekilde yalanlıyor.

Bitti mi, elbette hayır.

Henüz 1995 seçimleri olmadan, dönemin TÜSİAD Başkanı Halis Komili, Refah Partisi'nin sistem dışı olduğunu söylüyor, buna ek olarak "Refah yönetime gelemez" açıklamasında bulunuyor.

Ümit Boyner, “meslektaşlarının” ismini Google'a dahi yazsa bu bilgilere ulaşabilirdi, “araştırdım” şeklindeki açıklaması maalesef gerçeği yansıtmıyor.

TÜSİAD, bir “İstanbul sermayesi” olarak, patronlar kulübü olarak, ekonomiyi elinde tutan, yönetimi de elinde tutar felsefesince bu ülkede uzun yıllar boyunca dilediği gibi gidişata yön verdi. Yukarıda da örneklediğim darbeye destek veren, darbeden, darbenin getirisi olan siyasi ve ekonomik krizden nemâlanan üyelerinin olduğu bu kuruma daha önce göz açtırmadıkları alternatif bir sermaye çıktı: MÜSİAD.

Açılımı Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği olmasına rağmen, bu ülkeyi değil kendi rantını düşünen, sık sık krize yönelik açıklamalarla gündeme gelen TÜSİAD, bu toprağın özgünü olan, Anadolu sermayesi diyebileceğimiz MÜSİAD'a yıllarca yaptığı ayrımcılık sonrası, bugün artık çok çirkin bir şekilde saldırmaya başladı. TÜSİAD Başkan Yardımcısı Şükrü Ünlütürk'ün İzmir'de düzenlenen bir toplantıda "TÜSİAD'ın misyonunda hukuk devletine, evrensel nitelikli demokrasiye, kişisel hak ve özgürlüklere dair bir vurgu var. MÜSİAD'ın böyle bir kaygısı yok" dedi. Bunun üzerine MÜSİAD Başkanı olan Nail Olpak ise TÜSİAD'a karşı içimizde tutuklarımızı konuşmasında net bir şekilde ifade etti.

TÜSİAD Başkan Yardımcısı Şükrü Ünlütürk'ün İzmir'de düzenlenen bir toplantıda "TÜSİAD'ın misyonunda hukuk devletine, evrensel nitelikli demokrasiye, kişisel hak ve özgürlüklere dair bir vurgu var. MÜSİAD'ın böyle bir kaygısı yok" nevinden, saldırgan ve gerçekten oldukça uzak ifadelerine gereken yanıtı verdi. MÜSİAD Başkanı Nail Opak bu çirkin ithamlara, geçmişinde her kriz döneminde bu ülkenin kazanımlarına aykırı tavır alan bu kuruma karşı şu ifadeleri kullandı: “MÜSİAD için kazanırken hukuki ve meşru olmak kadar, harcarken de hukuki ve meşru olmanın önemli. Bilançolarındaki faaliyet dışı gelirleri, faaliyet gelirlerinden fazla olan hırçın toprak sahibi sendromundaki TÜSİAD'dan farkımız budur."

28 Şubat darbesini destekleyen, Gezi, 17-25 Aralık darbe girişimlerinde belgesel moduna geçen, faiz mevzusu üzerinden bu ülkede olmadığı halde kriz varmış havası yaratan, bu ülkenin bir diğer kurumu MÜSİAD'a savaş açan, bu ülkeye kendi bir avuç patronları ile kader çizmeye çalışan TÜSİAD, acaba kimin TÜSİAD'ı?

Bu ülke kime ait olduğu belli olmayan maddi sermaye ile kurulmadı, bu ülke Anadolu'ya ait manevi sermaye ile kuruldu. Ancak bu ülkeyi, bu toprağı var eden Anadolu ruhu bir dönem uyutuldu, bugün o uyutulan dev bir şekilde uyanıyor, bu toprağa kaybettirenlerin anlayamayacağı bir sorumluluk ile kaybettiklerini kazanmaya çalışıyor, neye ve kime hizmet ettiği şaibeli kurum ve kuruluşlar, eski Türkiye'nin patronları da artık diğer yaverleri gibi bunu görmek ve kabul etmek zorunda, aksi halde eski Türkiye'nin kurumlarının gömüldüğü yere gömülecek.
#cemile bayraktar
#cemile bayraktar yazı
#yeni şafak yazar
9 yıl önce
Bu TÜSİAD kimin TÜSİAD'ı?
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü