|
Tarih barışı getirenleri ve savaşı savunanları yazacak

Demokratik Açılım, Kürt Açılımı, Kürt Meselesi, Çözüm Süreci…

Adına ne derseniz deyin, Türkiye tarihindeki tarihi adımlardan birinin arifesinde, neredeyse bir asırlık Kürt meselesi, 30 yıllık terör/savaş meselesi sona ermek üzere…

Türkiye yalnızca siyasi bir hamlenin arifesinde de değil, Türkiye en temel insani hamlesinin arifesinde…

Medeniyet tarihi, müesseseler üzerinden okunur. Mevcut bir müessese size o medeniyetin tarihsel resmini çizer, bu anlamda bir müessese olarak devlete bakalım:

Dünün Türkiye’sinin, eski Türkiye’nin devleti, resmi ideoloji güdümüyle “insan, devlet içindir” anlayışını güdüyordu. Ancak bugünün yeni Türkiye’si “devlet, insan içindir” anlayışıyla kuruluyor. Kürt meselesinde gelinen nokta bunun en bariz örneği…

Dün, “En iyi Kürt ölü Kürt’tür… Kart-kurt-Kürt” diyerek tanımlanan bir halk, bugün olması gerektiği gibi “Kürt vatandaşlarımız” ifadeleriyle anılıyor.

Dün, “Kürt” kelimesi anılmazken, bugün bu ülkenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürtçe demeç yayımlıyor.

Elbet bunlar kolay yahut kolaylıkla olabilecek hayırlı dönüşümler değil, ancak kararlılık ve azimle ve ayrıca toplumun artık hazır olmasıyla, hazır hale getirilmesiyle sağlandı. Tahmin edilenden çok daha kısa bir süre zarfında Türkiye barışa kollarını açtı.

Aklı başında, insani ve vicdani değerlere sahip herkes bu ülkede barış için uğraştı; bu insanlık adına, bu ülke adına az bir şey değil.

Ve tarih…

Tarih, barış için çalışanları yazacak: Çözüm Süreci konusunda bu hayırlı işin ilk adımını atan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, “Çözüm Süreci boynumuz borcudur” diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu, dönemin MİT Başkanı Hakan Fidan’ı, Yalçın Akdoğan’ı, ülkeyi karış karış gezen Akil İnsanlar Heyeti’ni, Barışa Bak kampanyasını düzenleyenleri, Pervin Buldan’ı, Sırrı Süreyya Önder’i… Ve her şeyden önemlisi bir asır boyunca eğitim ve medya yoluyla zihinlerine “ırkçılık” kazınmış, her gün “Ne mutlu Türk’üm” diye bağırttırılan ancak Çözüm Sürecine kollarını açan, zemin olan Türkiye halkını yazacak… barıştan yana olduklarını yazacak, elbet bunun bir de bizim dahil olmayacağımız Allah’ın rızası boyutu var, onu da Kirâmen Kâtibin yazacak.

Bir de bu işin barışa karşı olanları, savaşı savunanları var elbet.. İsim isim yazacağım, tarih de yazacak… Selahattin Demirtaş, Nuray Mert, Ece Temelkuran, Aslı Aydıntaşbaş, Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli, Paralel Örgüt başı ve elemanları, Diyarbakır'da yaşayan Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink, Ahmet Altan, Mehmet Altan, logosunda “Türkiye Türklerindir” yazan yayınlar, onların uzantısı olan kurumlar işte bunlar tarihe bu ülkede savaşı savunanlar olarak yazılacak. Siyasi ve bencil hesapları uğruna, kendi vesayetleri devam etsin ve ideolojik bağlantıları kopmasın diye bu ülkeden ve bu ülkenin insanlarından geçen savaş yandaşlarını tarih satır satır yazacak.

Ziya Gökalp vaktiyle “Medeniyet değişir ancak kültür değişmez” demiş. Elbet bunu diyecek, zira Osmanlı gibi bir medeniyet ile tüm bağlar kopartılıp yeni bir ülke kurulurken, bunu “ırk” üzerinden bina ettiler. Gökalp de bir Kürt olmasına rağmen Türk milliyetçiliği noktasında bunun en azimli savunucusu oldu. O savunucu, değişmeyeceğini iddia ettiği “kültür”ün ırka has; değişeceğini iddia ettiği “medeniyet”in ise o günün coğrafyasında İslam’a has olduğunu biliyordu. Yeni kurulan ülkenin arka planındaki medeniyetinin çöpe atılması isteniyordu ve ayrıca kültürünün korunması “ırk” birliği üzerinden sağlanmak isteniyordu, işte bu Kürt meselesindeki bir asırlık kaybın kilit noktası “İslam” çatısı altında toplanabilecek Türkleri ve Kürtleri, “ırk” çatısı altında bölen anlayışta yatıyor. O sorunlu anlayış çözülünce mesele de doğal olarak çözülme yoluna girdi. Temennimiz sonunun da hayır içinde gelmesidir, hiçbirimiz tarihe “savaş yandaşı” olarak kaydedilmek istemeyiz, savaş yandaşı olarak iş görenlere de hala geç olmadığını, o yanlış yoldan dönülebileceğini hatırlatırım zira hiç kimse böyle kara bir lekeyle anılmak istemez.

#Barış Süreci
#PKK
#Silah Bırakma
9 yıl önce
Tarih barışı getirenleri ve savaşı savunanları yazacak
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi