|
Ekonomik meselelerin temelinde üretim var
Türkiye ekonomisinde geçmiş dönemlerde yaşadığımız ekonomik krizlerin, borç ötelemelerinin, IMF ile imzalanan stand-by anlaşmalarının ve daha birçok ekonomik meselenin
temelinde üretim eksikliği olduğu tartışma götürmez.
Üretim
eksikliği ya da düşük üretim bir yandan neden olduğu arz-talep dengesizliği nedeniyle tükettiğimiz malların fiyatlarında artışa sebep olmakta. Aynı zamanda bu malların ithal edilmesi ile
dış ticaret açığının oluşmasına ve dolayısıyla cari açığın en önemli kaynağı haline gelmesine neden olabiliyor.
Artan cari açık, özellikle de dışardan finansman zorluklarının yaşandığı dönemlerde, yani dış kaynak bulmanın maliyetinin arttığı zamanlarda ekonomi için stres oluşturuyor.
Çünkü yüksek cari açığın neden olduğu kaynak ihtiyacı, zorunlu olarak ekonomik büyümeden vazgeçmeyi de beraberinde getirmektedir.
Bu zorunlu fedakarlığın maliyeti de
düşük üretim, düşük GSYİH ve dolayısıyla düşük kişi başı gelir olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu durum üretim açısından meseleyi daha da karmaşık hale getirmektedir.
Diğer yandan,
üretim yetersizliğinin neden olduğu
cari açığın artışı sürekli olarak dışardan finansman ihtiyacını arttırması nedeniyle de kurlar üzerinde baskı oluşturmaktadır. Kur artışını önlemek için sürekli kullanılan faiz artırımı yönteminin de üretimin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu söylemekte fayda var.
Bazen de bu durum sürekli bir hal alabiliyor.
Bununla beraber, kur artışı olduğunda üretimi dışarıya
bağımlı olan ya da üretim için gerekli olan girdiyi yurtdışından sağlayan birçok ekonomi için maliyet artışı
sürekli fiyat artışına yani
enflasyona, artan enflasyon ise kurlarda dalgalanmaya neden oluyor.

Kısaca bunların sonucu olarak, sürekli olarak bahsettiğimiz kur-enflasyon-faiz döngüsü oluşmakta. Üretim yetersiz kaldığında ekonomiyi kilitleyen bu döngüyü sürekli olarak yaşamak zorunda kalabiliyoruz.

Aslında daha önce yaşadığımız ya da
sonuç olarak ortaya çıkan ve son günlerde piyasalarda ger
çekleşen bu dalgalanmanın sebebi de budur.
ÜRETİM AMA NASIL?
Üretimi arttırmak ya da üretimin önünü açmak aslında
birçok ekonomik meseleyi
çözme anlamına geliyor.
Bu nedenlerden dolayı,
Türkiye üretim meselesini çözmesi gerekiyor.

Ancak, üretimi arttırmak ve kısa sürede bu yapısal meseleyi çözmek hiç de kolay değil.

Yapısal bir mesele olan üretimde artış,
uygulanacak para ve maliye politikalarına bağlı olduğu kadar, bu dönemlerde üretim için çok kritik bir yere sahip olan uluslararası doğrudan yatırımların ülkeye girişi ile de ilişkilidir.

Uluslararası doğrudan yatırımlar, belki de kısa sürede bu meselenin üstesinden gelmek ve bu sürecin başarılı olmasının temel şartıdır.

Çünkü, uluslararası doğrudan yatırımların ülkeye girişi, üretimin artmasına, ülke algısının iyileşmesine,
risk priminin ve faizlerin düşmesine,
üretim için kaynak
ihtiyacının azalmasına, istihdamın artışına ve
en önemlisi de piyasadaki dalgalanmaların azalmasına önemli ölçüde katkı yapacaktır.
Dolayısıyla, bu dönemde
uluslararası doğrudan yatırımlar için yeni bir yol haritasının çizilmesi ya da yeni bir söylemin geliştirilmesi,
ekonomik ve parasal göstergelerde yaşadığımız birçok dalgalanmayı azaltacağı gibi olası şokların da yaşanmaması için önemli bir tampon görevini yerine getirebilir.
#IMF
#GSYİH
#cari açık
2 yıl önce
Ekonomik meselelerin temelinde üretim var
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti