|
Mültecileşen Müslümanlar ve Türkiye
Toplumlar mültecileşiyor. Topraklarından ve asırlarca üzerinde yaşadıkları mekanlardan savruluyorlar. Kopuş sadece coğrafya ve vatandan yaşanmıyor. Aileden, kocadan , komşudan, kardeşten ve anneden de kopuyorlar. Mülteci toplum ortaya çıkıyor. Büyük bir dram. Dünyadaki kültürlerin, dinlerin ve insanların alt üst oluşudur bu. En fazla Müslüman toplumlar bundan etkileniyor. Dünyanın dört bir yanında Müslümanlar mülteci toplum haline geliyorlar. Uzak Asya'da, Hindistan da, Ortadoğu de ve Afrika'da mültecileşiyorlar.

Müslüman mülteciler ölüm ve umudu iç içe yaşıyorlar. Sadece Akdeniz'de bu yıl iki bin insan öldü. Avrupa ve ABD'ye sığınmaya gidiyorlardı. Uzak Asya denizinde Rohingyalılar ve Bengalliler günlerce denizde aç ve susuzlukla boğuştular. Endonezya ve Malezya gibi ülkeler onları kabul etmek istemedi. Onlar gibi Müslüman olmalarına rağmen mültecileri kardeşleri olarak görmediler. Ulus devlet bilinçleri ağır bastı. Müslümanlığın kardeşliği, ulus devlet sınırlarına ve bu sınırların kafadaki bloklarına takıldı. Dünyanın baskılarına daha fazla dayanamayarak geçici konaklama ve ölümle burun buruna gelen hastaları tedavi şartıyla kabul ettiler.

AB'den insanlık dışı karar

AB, geçen hafta mültecilere karşı insanlık dışı bir karar aldı. Bu karara göre mültecileri engellemek için gerektiğinde onlara her çeşit müdahalelerde bulunulabilecek. Karadan, denizden ve havadan silahlarla çatışmaya girilecek. Yani insanlar katledilecek. Bu karar modern Avrupa'nın ölümüdür. Özgürlük ve ekmek için onlara koşanlara yıllarca kucak açmış bir Avrupa bilincinin ölümüdür bu. Demokrasi ve insan haklarının evrensel parametrelerinin ölümüdür bu. Aynı zamanda barış ve adaleti, demokrasi ve adil paylaşımı sadece kendi topraklarında uygulamanın yetersizliğini kanıtlar. Bana değmeyen yılan bin yaşasın denemeyecek. Çünkü yılanın huyunda değmek var! İslam toplumlarında diktatörler ve darbecileri desteklemenin bedeli, Batıya terör ve göç dalgası olarak yansıyor. Bunu önlemenin ilk yolu Batının, İslam dünyasında demokrasi ve adaletten yana olanların yanında yer almasıdır. Sisi yerine Mursi'yi desteklemesidir.

Tek ses Türkiye

Mültecileşen Müslüman toplumlara karşı tek ses var: Türkiye. Bütün dünyaya seslenen, Birleşmiş Milletler'i göreve çağıran, insanlık ve Müslümanlık için yardımı vurgulayan bir Türkiye. Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç gün önce Akdeniz'de ölen mültecilerin feci durumu için Balkanlar'da Batılılara seslendi. Dün de Uzak Asya'ya çağrıda bulundu: “Türkiye olarak bizim ne işimiz var Uzakdoğu'da” demeye hakkımız yok. Biz her şeyden önce insanız, Müslümanız. Bizim üzerimizde insanlığa yönelik bazı sorumluluklar var. Bu sorumluluklar sadece Müslümanlara yönelik sorumluluklar değil”.

Türkiye Afrika, Akdeniz, Ortadoğu ve Uzak Asya'daki mülteci akınlarına karşı duyarlı davranıyor. İnsanlık ve Müslümanlık için bunlara sahip çıkmaya çalışıyor. İki şey yapıyor. Bir yandan Suriye'den gelen iki milyon insana kapılarını açıyor. Kürt, Arap, Sünni, Yezidi, Türkmen vs. tüm gruplara ev sahipliği yapıyor. Öte yandan da dünya ölçeğinde yaşanan büyük mülteci sorununa insani açıdan bakarak dünyayı buna karşı uyarıyor. Dünya düzeninin sahiplerini göreve çağırıyor.

Türkiye, mülteciler ile kurulan ilişki tarzıyla dünyaya bir adalet, insanlık ve kardeşlik dersini veriyor. Mülteci topluma sahip çıkıyor. Mafya'yla, ölümle ve yoksullukla pençeleşen bir topluma el uzatıyor. Erdoğan “onların lideri benim” diyor. Nedir ki Türkiye? Ekonomisi, gücü ve coğrafyası açısından “dünya büyükleri” ile mukayese edildiğinde belki bir hiç! Ama bu ahlaki duruşuyla en büyük ülke Türkiye, en büyük devlet Türkiye, en büyük millet Türkiye!
#Türkiye
#mülteciler
#Afrika
#Akdeniz
#Ortadoğu
9 yıl önce
Mültecileşen Müslümanlar ve Türkiye
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi