|
Soykırımdan hayat çıkmaz
Herkes bir soykırımdan bahsediyor. Her millet kendine bir soykırım icat ediyor. Dünyadaki katliamları soykırımlar üzerinden okumaya başlıyoruz. Soykırımlar rekabeti ve soykırımlar çatışması yaşanıyor. Toplumlar varlıklarına böyle anlam bulmaya çalışıyor. Toplumlar gün geçtikçe kendilerine soykırım hikayeleri buluyor. Soykırım onların yaratılış hikayesine dönüşüyor. Çok sorunlu bir yaratılış hikayesi bu. Çünkü bu “yaratılış hikayesi” acı ve trajediyi önde tutuyor. Bu bağlamda Ermeniler soykırım ile kendilerine yaratılış hikayesi kurguluyorlar. Ermeniler, dünyadaki varlıklarını buna dayandırıyorlar. Onunla bugüne uzanmak, onunla hayata bakmak ve onunla ayakta kalmak. 1915 ve onunla yaşanan acılar, Ermeni toplumunun ana hikayesidir artık.

Dünyanın farklı bölgelerinde etnik çatışmalar ve travmalar üzerine çalışan psikiyatr Volkan Vamık'a göre her toplum bir seçilmiş travmaya sahip. Toplumlar tarih içinde büyük acılar yaşadığı bir travmayı seçiyor ve onun etrafında kimliğini kuruyor. Dünyada bunun birçok örnekleri var. Yahudilerin Holocaust'u ve Şiilerin Kerbela'sı gibi. Ancak seçilmiş travma, toplumun kendini yanlış bir yaratılış hikayesi kurgusuna götürüyor. Son yıllarda çoğalan soykırım anlatıları bunun açık örneği.

Ermeniler bu yaratılış hikayesi ile kendilerini yeniden var etmeye çalışıyorlar. Başlangıç haline getiriyorlar kendilerini. Her şeyleri bu sürgün, acı, kayıp ve dağılma ile başlatılıyor. Tehcir, bir toplumun sıfır noktasına dönüşen bir anlatısı haline geliyor. Soykırım denerek tehcir daha da dramatize, trajik ve travmaya dönüştürülüyor. Ermeniler, bütün tarihlerine buradan bakarak yeniden inşa ediyorlar kendilerini. Kollektif hafızalarını 1915'i odağa alarak kuruyorlar. Kimlikleri buradan besleniyor. Kendi “ötekileri” olarak Türkleri kurguluyorlar. Tarihin gerçekliğinden koparak tarihin yeniden yapılanan kurgu içine yerleşiyorlar.

Özellikle yurtsuzluğu yaşayan Ermeni diasporası için bu “yaratılış hikayesi”, çok dafa fazla anlamlı. Çünkü kendilerini ne Amerikalı, ne Kanadalı, Ne Fransız görüyorlar. Bir yurt özleminin derin arayışına yöneliyorlar. Bir millet olmanın ortak kimliğine özlem duyuyorlar. Zaten diaspora fenomeni derin bir parçalanmayı, tarihsizliği ve yurtsuzluğu anlatır. Bütün bunları gidermek üzere soykırım dolaşıma sokuluyor. Soykırım bunları giderecek biçimde kurgulanan bir anlatıdır. İçinde kendilerine yurt, tarih ve birlik bulacakları bir anlatı… Böylece yurtsuzluk, tarihsizlik ve parçalanma çeşitli yüceltmeler ve ütopyalar aracılığıyla aşılır. Bütün tarih arayışı ve yurt arayışı bununla giderilmeye çalışılır. Adeta soykırım onların ana yaşam hikayesine dönüşür. Müslüman için Adem ve Havva yaratılış hikayesi nasıl önemli ise onlar için de aynı anlama geliyor. Elbette bu hikayenin gerçekliği önemli değil, onun Ermeni diasporasına sağladığı sembolik anlam önemli. Bu bakımdan tarihsel ve sosyolojik anlamsızlığı gidermeye çalışırlar. Peki bu mümkün mü? Bu kurgusal yüceltmelere dayalı travmatik “yaratılış hikayeleri” anlam sağlayabilir mi? Can alıcı soru budur.

Travmatik yaratılış hikayesi, hiç bir topluma sağlıklı anlamlar sağlayamaz. Çünkü içinde muhabbet yok. İçinde ne zafer, ne müjde, ne de sevindirici bir alt hikaye var. Toplumun bunlarla sağlıklı bir sosyolojiye ulaşması çok zor. Varlığa yöneliş hikayesinde saf acı, ancak travmatik ruh hallerine yol açar. Soykırım da böyle bir yaratılış efsanesidir. Oysa saf acıdan saf hayat çıkmaz!

Türkiye, makule çağrı yapıyor. Barış, tehcir ve adil hafıza diyor. Taziye diyor. Taziye acıyı çoğaltmaz, acıyı paylaşarak azaltır. Taziyede acı yeniden üretilmez. Bunun yerine acı dağıtarak huzur çoğaltılır.

Biz ölülerimize şifa için koşarız. Türbe ziyaretlerinin manası budur. Ölülerimizle barışmaya başlamak, kendimizle barışmaktır! Bunu Ermenilerle beraber neden yapmayalım?
#ermeniler
#Ermeni diasporası
#soykırım
9 yıl önce
Soykırımdan hayat çıkmaz
İnsanlar bitkilere benzer: Işığa doğru büyürler
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?