|
Son anket ne diyor?

Mak Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı; Mehmet Ali Kulat"la sohbet ediyordum. Meydana gelen olaylarla ilgili dumanı üstünde bir araştırmadan bahsetti. Sonuçları ilginize sunuyorum.

Mak Danışmanlık olarak; Gezi Parkı eylemleri süreciyle ilgili dün itibarıyla ağırlıklı olarak sabit telefonlarla olmak üzere; şehir / seçmen sayısı dengesini gözeterek 10.000 telefon numarasını aratarak bir PİAR çalışması yapmışlar.

Her şeyden önce bu süreçte vatandaş, ağırlıklı olarak Başbakan"ı, hükümeti suçlamıyor. % 60 provokatörleri, marjinal grupları, yerli ve yabancı ajanları ve CHP"yi suçlu görürken, iktidarı eleştirenlerin oranı % 30"larda…

Hükümeti anti-demokratik buluyor musunuz? Sorusuna evet diyenlerin oranı % 27, hayır diyenler % 61 olarak çıkıyor.

Size göre bu olayların dış bağlantısı var mı? Varsa hangi ülkeler? Sorusuna % 52 evet derken, evet diyen denekler İsrail, Suriye, Rusya, İran, Avrupa vs. diyorlar.

Polisin orantısız güç kullanıp kullanmadığına inanma konusunda evet diyenler %40 hayır kullanmamıştır diyenler % 44, karasızlar %16

Bu eylemlerde asıl hedef kimdir / nedir? Sorusuna özellikle ciddi bir oran % 64 Başbakan, % 14 hükümet, % 8 ekonomi demiştir.

Bu çalışmanın da ışığında Mehmet Ali Kulat"la tespitlerimiz ise üç aşağı beş yukarı aynı oldu.

Son yıllarda her seçimle oy oranı gittikçe artan Ak Parti karşısında; muhalefetin çaresizliği, demokratik sistemle Ak Parti"yle baş edemeyeceğine inanan dış ve iç güç merkezleri muhalefet olarak sokaktan medet bekliyor.

BU KEZ ORDU GÖREVE GELMİYOR!

Alışılmış kötü bir adet; geçmişten beri ülkede her istikrarlı dönem asker botuyla bozdurulmuşken; bu kez Ordu Göreve(!) gelmiyor. Bu eylemlerle kışlayı harekete geçiremeyen odaklar, sokakları hareketlendiriyor. Bir dostumun ifadesiyle "Sincan tanklarından umut kesildi, yerine sokaklara gözler dikildi."

Ekonominin düze çıkma yoluna girdiği her dönemde illegal yollarla ekonomik dengeleri bozan güçler; Türkiye"yi sokak çatışmaları yaşanan bir moda sokmak istediler. Sermayenin güvenilir liman görmeye başladığı ülkemizi, karıştırıp sermayenin kaçması için bu eylemleri destekliyorlar.

Turizm sezonunun en önemli sürecinde uluslararası ajanslara servis edilen haberlerle rezervasyonların iptalini hedef aldılar.

Tüm süreçte asıl yapılmak istenen dünya çapında söz sahibi lider Başbakan"ın karizmasını çizmek olmuştur. Halk da bunu böyle kabul etmektedir.

SIRADA TAYYİP ERDOĞAN MI VAR?

Ancak; kamuoyu yoklamasında da görüldüğü gibi; sokaktaki sınırlı sayıda grupları saymazsak toplum geneli bunu tam da şöyle okuyor: Menderes"i asan, Özal"ı zehirleyen, Muhsin Yazıcıoğlu"nu şehit eden güç odakları şimdi de R. Tayyip Erdoğan"ı hedef almıştır.

Özellikle bazı sermaye baronlarının sokaktan medet bekleyen tavırlarla televizyonlarda arz-ı endamları enteresan ve rahatsız ediciydi. Olayların abartılı yayıncısı hatta yönlendiricisi olan medya kuruluşlarının çabaları da hafızalarımızda yer etti.

Türkiye"de terör sorunu ya da diğer adıyla Kürt Sorunu"nun çözülmeye başlaması, Doğu ve Güneydoğu"dan tabutların gelmemesi birilerini cidden rahatsız etmiş görünüyor. IMF borcunun bitirilmesi, İsrail"in özrü, kredilendirme kuruluşlarının Türkiye"ye adeta not yağdırması, dünyada yakalanan prestij… Tüm bunların mimarı görünen R. Tayyip Erdoğan ve yakın arkadaşlarını boy hedefi yapmış görünüyor.

SANSÜR DEĞİL AMA HUKUK OLMALI

Bu eylem süreci; ayrıca özellikle sosyal medyanın (twitter, facebook vs.) önemini, yalan haberlerle nasıl bir manipülasyon yapılabildiğini göstermektedir. Bu anlamda da ciddi çalışmalar yapılmalı, asla sansür uygulama olamamalı ama kişi hak ve özgürlükleri gözetilirken, yalan, iftira, küfür vb. içerikli yazıların sahipleri mutlaka hesap vermeli… Suç tanımı net olmalı, ceza dengeli olmalı ve en önemlisi de bu tür suçların cezası olabildiğince hızlı verilebilmeli…

MECLİS KAPALI MI Kİ?

Demokrasinin en ileri düzeyini yaşıyorken, Türkiye Büyük Millet Meclisi bütün kurum ve organlarıyla çalışıyorken ve üstelik daha tatile de girmemişken görevi bu sorunları TBMM"de gündeme getirmek olan milletvekillerinin sevenlerini sokaklara davet etmeleri de tuhaflığın zirvesi oldu. Öyle ya bu Meclis temsil kabiliyeti açısından bugüne kadarkilerin en güçlüsü. Ülkedeki her çeşit oy, düşünce ve yaşam biçimi bu Meclis"te yer alıyor. Hal böyle iken Meclis ve kürsüsünü değil de sokakları tercih etmek anlaşılır gibi değil.

SİZE BİR SÖZÜM VAR…

TBMM kapatıldığında, Anayasa yok edildiğinde, Atatürk"ün partisi CHP dahil bütün siyasi partilerin kapılarına birer kilit asıldığında, özgürlüğün ve emeğin sembolü olan sendikalar kapatıldığında, milletin seçtiği Başbakan ve siyasi parti liderleri Zincirbozan"larda demir parmaklıklar arasında esaret altında yaşatıldığında;

Ey! Benim özgürlük diye haykıran kardeşlerim, tencere ve tava çalan bacılarım nerelerdeydiniz?

11 лет назад
Son anket ne diyor?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset