|
Gençlik reçetesi
Dedik ki, cinsellik sınavını kazanmada ilk başvurulacak çare evlenmektir. Doğal olan budur ve İslam doğallık dinidir. Ama evlenince de bu sınav kazanılmış bitmiş olmaz. Aksine, “kişi evlenince dinin yarısını koruma altına almış olur, geriye kalan yarısı konusunda da Allah'tan korksun” denmiştir. Bu söze çok değer verilmiş olacak ki, bazı yerlerde Enes bin Malik'ten gelen bir hadis diye de nakledilir, ancak muhaddisler çok zayıf olduğunu, bunun için hadis denilemeyeceğini söylerler. Belki de Enes'in kendi sözü ve kendi kanaatidir. Ama öyle de olsa bir değer ifade eder ve anlattığı şeyde gerçeklik payı vardır.

Ben öyle inanıyorum ki, kişi samimi duygularla Allah'tan sürekli korunma talep ederse Allah da onu korur. Hz. Peygamber'in sabah akşam yaptığı dualardan biri, “Ya Rab, göz açıp kapayıncaya kadar bile beni bana bırakma” duasıdır.

Bunların yanında sadece cinsel dürtülerden değil, bütün günahlardan korunmanın en etkili çaresi, devamlı ve dosdoğru namaz kılmaktır. Çünkü insan çok unutkan ve çok nankör bir varlıktır. Günde beş kez Allah'ı hatırlayarak namaz kılmazsa davranışlarında nefse ve şeytana yanıltma imkân hazırlamış olur. Şu mealdeki ayeti kerime üzerinde ciddiyetle düşünmemiz gereken bir hakikattir: “Namazı dosdoğru kıl, işte bu namaz fuhşu ve diğer günahları engeller. Elbette en büyük mesele Allah'ı hatırlamaktır. Allah yapmakta olduklarınızı bilir” (29/45).

Yine iddia ediyorum ki, kişinin kabiliyet ve dikkatine göre, bir aydan birkaç aya kadar dikkatle ve Allah'ı düşünerek namaz kılanlar kötülüklerden nasıl engellendiklerini göreceklerdir. Ama kıldıkları namazın kesinlikle 'dosdoğru' kılınmış olması gerekir. Namazın dosdoğru olması, güzel bir abdestle, Allah ile konuşur gibi, hep O'nu düşünerek ve her rüknü küçük bir duruşla diğerinden ayırarak kılınmış olmasıdır. Ne yazık ki, imamlarımızın çoğu buna imkân vermemektedirler. Efendimiz, “Kişinin namazından nasibi, düşünerek kıldığı kadardır” buyurur.

Bir başka kurtuluş yolu, hep dürüst insanlarla beraberlikler kurmaktır. Kötü arkadaşlardan ve töhmet getirecek mekânlardan uzak durmak gerekir. Hz. Ömer der ki, 'töhmete sebep olacak yerlerde bulunmak, töhmet edilmeyi hak ettirir'. Şu mealdeki ayeti kerime meseleyi zaten bütünüyle anlatmıştır: “Ey iman edenler, Allah'a karşı saygılı olun ve dürüst insanlarla beraber bulunun” (9/119).

Hz. Peygamber bize dağda yolculuk yaparlarken yağmura tutulup bir mağaraya sığınan üç arkadaşın hikâyesini anlatır: Az sonra büyük bir kaya gelip mağaranın kapısın kapatır ve artık çıkabilme imkânları kalmaz. Yaptıkları iyilikleri vesile edinip Allah'tan kurtuluş istemeye karar verirler. Birisi bir akşam annesine babasına süt getirdiğini ve onları uyumuş bulunca başuçlarında sabaha kadar beklediğini söyler ve 'Allah'ım, bunu senin rızan için yaptıysam taşı kaldır' der. Taş biraz aralanır. Diğeri amcasının kızına göz koyduğunu, onu elde etmek için çareler aradığını, ama tam arzusuna nail olacağı zaman kızın, 'Allah'tan kork!' demesi üzerine bundan vazgeçtiğini söyler. 'Allah'ım, bunu senin rızan için yaptıysam taşı kaldır' der. Taş biraz daha aralanır. Üçüncüsü ise, birisini ücretle çalıştırdığını, ancak adamın ücreti az bulduğu için bırakıp gittiğini, kendisinin ise ona vereceği ekini ekip biçip değeriyle koyun aldığını ve bunları onun adına çoğalttığını, yıllar sonra geldiğinde koca bir sürüyü ona verdiğini söyler. 'Allah'ım, bunu senin rızan için yaptıysam taşı kaldır' der. Taş tamamen açılır ve kurtulurlar. (Müslim). Olay sadece Hz. Peygamber'in verdiği bir misal de olabilir. Ama bu amellerin ne kadar değerli olduğunu kesin anlatır. Meşru 'tevessül' de budur. Ayrıca çalıştırdığı işçinin hakkını tastamam vermenin diğerlerinden de önemli bir ibadet olduğu da anlaşılır. Çünkü taşın tamamen açılması bununla gerçekleşmiştir.

O halde özellikle gençlerimizin birkaç dakikalık zevk için dünyalarını da ahiretlerini de kirletmemeleri, akıllı olmanın gereğidir. Akıl zekâdan farklı bir kabiliyettir. İnsan zeki olabilir, ama hakikati görüp kabullenemezse akıllı sayılmaz. Onun için kâfirler diyecekler ki: “Eğer söylenenleri dinleseydik ya da akıllı olabilseydik şimdi cehennemliklerden olmazdık” (67/10).
#Gençlik reçetesi
#evlilik
#gençlik
9 yıl önce
Gençlik reçetesi
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’