Dedik ki, Peygamber (sav) İslam ümmetinin en önemli kutsallarından biridir ve ona saldırı İslam’ın ve Müslümanların varlığına saldırı olduğu için bir savaş sebebi sayılmıştır. Bunda farklı düşünen yok. Ama bireylerin ve grupların savaş ilan edemeyeceği de kesin. Devletin bir fonksiyonunu bireyler ya da gruplar yapmaya kalkışırsa bu, savaş değil terör olur.
Terörün bir savunma aracı olarak kullanılmamasının iki önemli sebebi vardı: Bir, terör sadece hak edenleri değil, hatta çoğunlukla hak etmeyenleri cezalandırır. İki, özellikle günümüzde terör daha çok yapana zarar verir, kimin yaptığını kimin yaptırdığını bilemezsiniz. Oysa savaş zarar vermek için değil, zararı def etmek için meşrudur.
Nijerya gibi yarı Müslüman ülkelerin recm başta olmak üzere bazı had cezalarını uygulamalarının Hz. Peygamber’in siyasetine uygun olmadığını düşünüyorum.
Uzmanlar derler ki, bir terör olayını kimin yaptırdığını anlamanın en kestirme yolu, bu olaydan kimin kârlı çıktığına bakmaktır. Çünkü hiçbir terör olayında operasyonu yapanlar, bunu neden yaptıklarını ve üst halkaların kimler olduğunu bilemezler. O halde en azından dört işlemle toplama çıkarma yapıp sonucu görebiliriz.
İslam dünyasının son uyanış döneminde en ölçülü, bireyi cemaate feda etmeyen, bireyin yetişmesine de cemaat kadar önem veren en kaliteli hareketi olan İhvan hareketi Suriye’de silaha başvurma hatası işlediği için Mısır’ı da kaybetti.
O halde Peygamber'e ya da diğer kutsallara yapılacak menfur saldırılara ihkak-ı hak yoluyla karşılık vermek Müslümanlara her zaman zarar verecektir. İslam dünyası bu tür hareketlerden artık bitap düştü. İhkak-ı hak, kişinin hakkı olduğunu düşündüğü bir şeyi kendi yöntemleriyle elde etmeye çalışmasıdır.