|
“41 Kere Maşallah Maltepe!”
Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu geçtiğimiz Pazar günü 41. seçim konuşmasını Maltepe'de gerçekleştirdi. 41. miting “41 Kere Maşallah” duaları ile nihayete erdi. Meydan insana, insanlar selama doydu.

Maltepeli bir seçmen olarak sizi ilçemize yaklaştıran, yakınlaştıran bir iki resim sunmak istiyorum.

Maltepe ilçe olarak İstanbul'un 10. büyük ilçesi.

Kültürel, sosyo- ekonomik gelişme olarak son yıllarda Anadolu yakasının öne çıkan ilçelerinden birisi.

Maltepe'de 7 adet üniversite, 43 ilköğretim okulu var. Özel okul sayısı 17. Benim bu satırları yazdığım sıralarda rakamlar değişmiş olabilir. Rizelilerin yoğunlukta olduğu Maltepe, sinerjisi yüksek bir ilçe.

Kartal'dan ayrılarak ilçe olan Maltepe'nin ilk yerel seçimleri 1992'de gerçekleşti. 1992'den 2004 tarihine kadar ANAP'lı Bahtiyar Uyanık Maltepe Belediye Başkanlığı'nı yürüttü. 2004'te AK Parti adayı Fikri Köse Belediye Başkanı oldu.

Maltepe'de mütedeyyin seçmen yoğun olmakla birlikte başarısız bir belediye başkanı olarak 2009 seçimlerinde Fikri Köse'nin ikinci defa aday gösterilmesi ile birlikte ilçe CHP'li seçmenin sevincine sahne oldu. Prof. Dr. Mustafa Zengin iyi bir yönetici değildi. CHP, AK Parti'nin yenilgisinden ders çıkararak 2014 seçiminde Ali Kılıç'ı aday gösterdi ve Maltepe sevincini perçinledi.

AK Parti 2009 seçimlerinde Fikri Köse'yi ikinci defa aday gösterme hatasını işleyerek, 2014 seçimlerinde kadın vekili aday göstererek Maltepe üzerindeki akıl tutulmasını sürdürdü.

Maltepeli mütedeyyin seçmen belediye seçimlerini kaybetmeyi içine sindiremediği için mitingler konusunda çok gayretli. Ekranlardan tanık olmuşsunuzdur, Maltepe mitingi muazzam bir katılım ile gerçekleştirildi.

Miting akşamından size sunmak istediğim kare, ferace giymiş (siyah pardesü ve büyük siyah başörtüsü kullanıyorlar) altmış yaşını devirmiş iki kadına ait. Ellerinde AK Parti bayrakları ile minibüse bindiklerinde yolculardan hiç kimse şaşırmadı. Kadınlar bayrakları çantalarını taşırcasına doğal bir şekilde taşıyordu.

Ellerinde bayraklarla ayakta durmaya çalışıyorlardı. Hiç kimsenin yüzüne hadi bize yer verin yaşlı kadınlarız buyurganlığında bakmıyor olmaları dikkatimi çekti.


Bayraklarına sıkı sıkı sarılmış iki yaşlı kadın fazla ayakta kalmadı, dershaneden dönmekte olan başörtülü iki genç kızın yer vermesi ile oturdular. Uzun boylu feraceli hanım, kendisinden bir hayli kısa boylu olan arkadaşına “Çok dua ettim Allah güç kuvvet versin diye” dedi. “Günde dört yerde bu kadar insana hitap etmek ne zor!” diye mukabele etti arkadaşı. “Zor deme!” dedi uzun boylu olan, “iman kuvveti ile zorlar hep kolay olur. Allah elimizi bırakmasın.”

Minübüs yolcularının kendilerini dinlediklerini düşünüp sustular birden. Ceplerinden zikirmatiklerini çıkarıp okumaya başladılar.

Yaşlı kadınlar zikirmatiklerinin temposuna kendilerini teslim etmişken onlara yerini veren iki genç kızın bakışı dikkatimi çekti. Anlayamadıkları bir dünyanın kodlarını çözmeye çalışan bir ifade vardı yüzlerinde.

“Ne kadar mutlular değil mi?” dedi sırt çantalı olan genç kız bez çantalı arkadaşına. “Hııı” dedi bez çantalı olan. “Yaşlılar ama çok mutlular. Bu kadar mutlu olmayı isterdim.”

İlim Yayma Cemiyeti'nin Maltepe şubesinde günü birlik Afyon'dan gelen öğrencilerle sohbet edeceğimiz için minibüsten inmek zorunda kaldım. Zorunda kaldım diyorum çünkü iki feraceli kadının şevki ve iki genç kızın yorgun ama aynı zamanda ninesi yaşında olan kadınların sahip olduğu bu heyecan karşısında duydukları şaşkınlığa daha uzun bir süre tanık olmak isterdim.

İlim Yayma Cemiyeti'nin yurdunda idarecilik yapan hoca hanımlar yaşları 19 civarında olan genç kızların 28 Şubat döneminde neler yaşandığını bile bilmediklerini söyleyerek biraz önce tanık olduğum sahne üzerinden açmış olduğum dosyaya adeta veri sunmaya devam ettiler. İşin acı tarafı mütedeyyin kesimin 28 Şubat öncesine dair hafıza kayıtlarının oldukça hasar görmüş olması.

Şevk ve hafıza, gayret ve hikaye arasında muazzam bir gecişkenlik var.

Televizyon bile seyretmediklerinden emin olduğum feraceli iki kadın için ellerinde taşıdıkları bayraklar sadece bir siyasi partinin bayrağı anlamına gelmiyordu. Başı acı, ortası sancılı geçmiş bir hikayenin sonucunun hayra doğru yol alması için belki de evdeki torunlarının ve çocuklarının itirazlarına rağmen bu mitinge katılmışlardı. Ev ahalisi o kalabalıkta ezilirsin diye itiraz etmişti belki.

Sıcak bir Mayıs gününde saatlerce meydanda bekleyen, beklerken zikirmatikleri ile dua etmeye çalışan bu kadınlar ile, “yükselen değer” olarak kazananın tarafında olmak için AK Partili olan, ne kadar AK Partili olduğunu ispat etmek için absürt tivitler atan “postmodern seçmen” arasında bir geçişkenlik var mı?

Geçişkenlik olmamasına bu iki yaşlı kadının itirazı var mıdır ya da?

Galiba yükü çekenler ile zaferin nimetlerini paylaşanlar giderek farklılaştığında başlıyor hafıza kaybı.
#maltepe mitingi
#ak parti
#İlim Yayma Cemiyeti
#seçimler
9 yıl önce
“41 Kere Maşallah Maltepe!”
Oyun ve eğlence
Kara dinlilerle milletin savaşı
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm