|
Bu yol nerede biter bilen var mı?

Yaşadığımız dünya nasıl bir yer?

İnsani ilişkilerin manevi boyutu, dijital zaman anlayışı ve algısı ile nasıl bir değişim gösteriyor?

Şiddeti besleyen en önemli etkenler nelerdir?

Bu soruların cevabı maalesef iktidar mesafesi üzerinden ya hayat tarzı savunuculuğu refleksiyle veriliyor.

Günlük siyaset için, iktidara olan uzaklığa ya da yakın temasa göre cevap üretmenin anlaşılabilir bir tarafı vardır. Fakat günlük siyaset, bu gün dün olduğunda biter. Dolayısıyla tarihçiler, siyaset bilimciler, sosyologlar, psikologlar, felsefeciler, ilahiyatçılar ve sanatçılar cevaplarını ve sorularını iktidar mesafesi ait olduğu sınıf bilincinin dışında bir yerden üretmek zorunda.

Henüz nasıl bir dünyaya doğru gittiğimizi kavrayacak durumda değiliz.

Aşırı hız içinde seyrettiğimiz için, bulunduğumuz kompartmanın penceresine bir an düşen bir görüntüyü, zihnimizde sabitleyerek, içinden geçip gittiğimiz dünyanın “öyle bir yer” olduğu vehmine kapılıyoruz.

Sorun şu ki, farklı pencerelerden görünmekte ve algılanmakta olan verileri bir araya getirerek tasviri bir gerçekliğe ulaşıp ne yaparız nasıl yaparız sorusuna acilen cevap aramamız gerekiyor.

Türkiye’nin sadece siyasi sorunlarına odaklanıp, gündelik hayatın sorunlarını yok sayıyoruz.

Yok sayıyoruz çünkü ya kaba bir nostaljinin ya da kaba bir zafer sevincinin içinde kilitli kalmak bazılarının bünyesine iyi geliyor.

Tarihi filmlerin ve tarihi romanların çok rağbet görmesi ile bugünün sorularından uzaklaşmak arzusu arasında doğru orantı olduğunu düşünüyorum.

Dünyanın dört bir yanından ahlaki ve ekonomik kriz haberleri geliyor.

Ekonomik kriz söz konusu olduğunda her ülke kendi krizini başka bir ülke üzerinden duyulmaz kılmaya çalışıyor.

Avrupa krizin içine demir atarken; Ortadoğu kaynarken; ABD ekonomik krizi aşarak yükselişe geçti. İşsizlik oranları hızla düşüyor. Dolar bütün dünyada yükseliyor.

Bauman, Antonio Gramsci’nin hapishanede geçirdiği uzun tutukluluk döneminde tuttuğu defterlerden birinden şu alıntıyı yapıyor: “Kriz özellikle eskinin ölmesi ve yeninin doğamaması olgusundan kaynaklanır. Bu ara dönemde türlü hastalıklı belirti ortaya çıkar.”

Hastalıkların salgın haline gelmemesi için her siyasi görüş ve meşrepten bilim insanının yaşadığımız dünyaya dair gündelik siyasetin dışındaki kaygılarını paylaşması gerekiyor.

İçinde yürüdüğümüz ya da yürüdüğümüzü sandığımız yolun nereye gittiğini bilen var mı?

#Günlük siyaset
#ABD
#Antonio Gramsci
9 yıl önce
Bu yol nerede biter bilen var mı?
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi