|
“Kutlu Doğum Haftası” ve tebliğ dilinin sekülerleşmesi...
Geçtiğimiz hafta Perşembe akşamı Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez basın mensupları ile bir araya geldi ve başlangıcından itibaren “Kutlu Doğum Haftası”nın kamuoyundaki etkilerine değinen bir sohbet gerçekleştirdi. Kutlu Doğum Haftası bilindiği gibi 25 yıl önce kutlanmaya başlandı.

2015 yılı itibariyle Almanya'da 20 bini aşkın gurbetçimizin katılımı ile dünyaya “Kutlu Doğum” üzerinden ses verildi.

Sayın Görmez haklı olarak Türkiye çapında yoğun olarak gerçekleşen Kutlu Doğum Haftası kutlamalarına vatandaşların teveccühünden ve hafta münasebetiyle yapılan çalışmaların öneminden bahsetti.

İlim, hikmet ve marifet üzere dini yaşamamız gerektiğinin altını çizdi.

Klasik geleneğimizde ilim ile hikmet birlikte yürür. Ne var ki “tv dindarlığı” sürecine girmemizle birlikte; ilim sahibi olanların ekran önünde performans gösterme gayreti/telaşı içine düşmeleri, ilim, ilim sahibi olmanın gerektirdiği sorumluluktan arındırılarak/boşandırılarak “ben neler biliyorum neler, bende kitleleri şaşırtacak ne bilgiler var” şovuna dönüştü.

“Takipçi” belası din adamlarını da ele geçirdi ve olabildiği kadar geniş kitlelere hitap etmek için interneten bütün mecraları kullanılmaya başlandı.

Teknolojinin ürettiği dili bilmeden “dini hassasiyet” efekti ile internet mecralarında yer bulmaya/ yer almaya çalışan din adamlarının bazılarının yaptığı tahribat, IŞİD belası ile kuşatıldığımız şu günlerde, başa çıkamayacağımız sorunların tohumu için mümbit bir atmosfer oluşturuyor.

Hafızası kuvvetli okuyucularımız bendenizin başından itibaren Kutlu Doğum kutlamalarına koymuş olduğum mesafeyi hatırlayacaktır.

“Kutlu Doğum Kutlamaları”na başından itibaren mesafe koymamın sebebi, henüz din dilinin güncellenmesine dair temel meselerimizi tasvir düzeyine bile eriştirememiş olduğumuz için, dinin dilini ilim ve marifet dilinden arındıran/boşandıran “faaliyet alanı” içine düşme tehlikesini öngörmem ile alakalı idi.

Bazı çevreler geniş katılımlı bir “kutlama”yı birincil hedef olarak aldıklarından, kutlama vesilesiyle dinin dilinin hızlı bir şekilde seküleleşme tuzağına düşeceğinden duyduğum endişe idi.

Bu endişeleri hala taşıyorum.Bir takım çevreler Kutlu Doğum Haftası'nı “doğum günü etkinliğine”, şık paylaşım ortamlarına çevirmeye devam ediyor.

Diğer taraftan hem DİB hem de çeşitli vakıflar her yıl çok ciddi sempozyumlar organize ediyor.

Kurucuları arasında Sayın Sare Davutoğlu'nun da bulunduğu Meridyen Derneği çok önemli çalışmalar gerçekleştiriyor.Nitekim bu yıl gerçekleştirilen ve üç gün süren sempozyumda popüler kültür ve dini mesajlar konusunda birbirinden güzel tebliğler yer aldı .

Bu konuya çarşamba günü devam edelim inşallah. Sizlerden “Kutlu Doğum” etkinlikleri ile ilgili olarak dikkatinizi çeken hususları www.nihayet.com adresine yazmanızı bekliyorum.Konu bölümüne lütfen Kutlu Doğum Haftası yazmayı ihmal etmeyin.

Haftaya aşk ile şevk ile başlayanlardan olalım inşallah.

Biliyorsunuz aşk kanatları kırılıncaya kadar uçmak, şevk ise kanatları kırıldıktan sonra bile uçmaya devam etmektir.
#Kutlu Doğum
#tebliğ
#din
#İslam
9 yıl önce
“Kutlu Doğum Haftası” ve tebliğ dilinin sekülerleşmesi...
IŞİD-PKK eylem birlikteliği mantık dışı (1)
Bazı ticaret şekilleri ve tövbe
FETÖ’nün Meclis’e ilk saldırısı Nisan 2012
Dijital uygarlık: Miyoplaşma ve uygar barbarlık
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi