Taha Akyol Meral Akşener’e iltifat ediyor ama...

Nasrettin Hoca misali önce testi kırılmadan uyarımı yapayım: Aşağıda okuyacağınız satırlar siyasete değil, ahlaka dair.

Bu uyarıyı yapma ihtiyacı hissediyorum, çünkü seçim atmosferinin gergin ortamında söylenen değil söyleyenin kimliğine odaklanılıyor.

Türkiye her daim bir seçim atmosferi gerginliği taşıdığı için, hayatımız mevsim normallerinin dışında seyrediyor. Gerginlik ve güvensizlik kimliğimizin ayrılmayan yapı taşları olmak üzere (İyimser olabilmek için olmak üzere ifadesini kullandığımı belirtmeliyim).

Sadece söyleyenin kimliği değil aynı zamanda yazının nerede yayınlandığı merkeze alınarak suni bir refleks ortaya konulmaya çalışılıyor. Suni refleks alanımız malum sosyal medya.

Acilen bir alınganlık ve güven haritası çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum.

Alınganlık ve güven haritası üzerine konuşmak için geçtiğimiz Cuma yayınlanan Sayın Meral Akşener'in konuk edildiği Taha Akyol'un programına götürmek istiyorum sizi.

Sayın Akşener donanımlı, bilgili ve kendisine atılan iftira yüzünden de bütün Türkiye'nin şahit olduğu üzere, Türkiye'nin her kesimi tarafından takdir edilen, saygı duyulan bir siyasetçi. En sevilen kadın siyasetçiler adı altında bir çalışma yapılacak olsa, ilk ona gireceğini öngörmek mümkün. Dirayetli, sorun çözücü, dayanışma ruhunu ortaya çıkaran özellikleri ile sevilip beğeniliyor.

Meral Akşener, program sırasında önemli tespitlerde bulundu. Türkiye'nin verim ekonomisine yönelmesi gerektiğini, bütün partilerin bu seçimlerde ekonomi üzerinden proje ürettiğini, dolayısıyla Haziran seçimlerinden sürpriz sonuçlar beklediğini söyledi.

Bu konularda aklı başında olan herkes aşağı yukarı hem fikir.

Bendenizi okumakta olduğunuz yazıyı yazmaya sevk eden iki husus var. Bugün birinci hususu dikkatinize sunacağım.

Taha Akyol'un, Akşener'in zikrettiği sosyal bilimciler üzerinden Akşener'e yaptığı iltifatları duyunca okumakta olduğunuz yazıyı yazmaya karar verdim.

Meral Akşener'in Habermas'a atıfta bulunarak sürdürmekte olduğu konuşması, Taha Akyol'un heyecanı ile mini bir kesintiye uğradı ve Akyol'un şu cümlelerine şahitlik etti kulaklarımız: “Habermas'ın adını sizden duymak ne güzel!”

Akşener, Akyol'un iltifatını tebessüm ile kabul edip konuşmasına devam etti. Konuşmanın ilerleyen bölümlerinde gençlerin özellikle okumasını istediği yazarlara atıfta bulunurken, Ayşe Buğra'nın kitaplarını özellikle zikretti. Ayşe Buğra isminin Taha Akyol'u ne kadar heyecanlandırdığına şahit olamadım çünkü dinleme eylemim cevap vermek zorunda olduğum bir telefon konuşması yüzünden kesintiye uğradı.

Söyleşiye tekrar döndüğümde Taha Akyol'un bütün bu isimleri sizden duymaktan çok mutlu oldum ifadelerine tanıklık etti kulaklarım.

Malumunuz Taha Akyol'un yol hikayesinin başlangıcı Akşener ile aynı frekansta seyrediyor. Hikayenin ayrışan kısmı, Akyol'un muhafazakar meşrebine liberal düşünme kodlarını dahil etmesi ile gerçekleşiyor. Değişik vesilelerle Taha Akyol'un milliyetçi gençlerin kitap okumamasından duyduğu üzüntüye tanık oldum. Bu noktada sorum şu: Tarih doktorasına sahip olan Meral Akşener'in Habermas'a atıfta bulunması Taha Akyol'u niye şaşırtıyor?

“Sizden bunları duymak ne güzel” derken muhatabını incitme telaşı taşımamasını nasıl açıklayacağız?

Akşener, Akyol'un bendeniz için iltifat olmayan ama seyircinin büyük kısmı için iltifat kategorisinde değerlendireceği ifadeleri derhal kabul etti. Bu satırların yazarı aynı iltifata maruz kalsa derhal şu cevabı verirdi: Siz insanları ilk bakışta ikiye mi ayırıyorsunuz Habermas okuyabilecekler ve Habermas okuyamayacaklar olarak?

Soruyu sorduktan sonra bu defa bu tepki ile muhatabımın nezdinde alıngan bir profil inşa edip etmediğimi düşünür sonra da kendime dönerek alınganlık kodlarımın haritasını çıkarmaya ceht ederim...

Size de düşünme imkanı vermek için meseleyi neticeye kavuşturmadan şimdilik nihayetlendiriyorum. Çarşamba günü devam ederiz inşallah.

Not: Mektuplarınızı nihayet.com adresine gönderebilirsiniz.

#Nasrettin Hoca

#Meral Akşener

#Taha Akyol