|
Kendi yabancılığının yerlisi olmak

Hemen herkes tereddütlerine fazla takılmadan ‘Modern Dünyanın Bunalımı’ aşamasını geride bırakmış görünüyor; anlaşılan o ki şimdi hepimiz az ya da çok ‘Modern Dünyanın Salınımı” moduna geçmiş durumdayız!

Fena halde yabancılık hissetmemiz gereken bir yerde; kendimizi derme çatma bir yerlilikle donatmak için ne kadar yersiz bir çaba içindeyiz.

“Ben bu yeni zamanlara pek alışamadım” dedi biri, “Nasıl alışacaksın ki, zaten her şey sürekli değişiyor!” dedi gamsızca diğeri.

Nefret her yere bu kadar çok bulaşınca, kimin nerede durduğunun pek de bir önemi kalmıyor.

Üç günlük dünyayı beş günlük kavgayla doldurmayı da başardık, bravo bize!

Sanal dünyanın, gerçek dünyada benzeri olmayan büyük dönüştürme gücüyle insanın imitasyonunu üretmesine az kaldı!

Ata binmenin insana kendini ne kadar özgür hissettirdiğini saatlerce anlatabiliriz birbirimize; yazık ki biz yine de geveze rodeoculardan başka bir şey değiliz!

“Sürüklenirsek hiçiz, dayanırsak varız. Çünkü saman çöpü değiliz.” diyor Peyami Safa ‘Yalnızız’da.

İple ne yapacağımıza dair bir fikrimiz yoksa, düğümlerini çözmekle boşuna uğraşıyoruz!

Bir gün kendi içinde yaşadığı büyük bir çatışma sırasında duygularına esir düştü ve bu esaretten bir daha asla kurtulamadı.

“Benim ötesine geçemeyeceğim kırmızı çizgilerim var!” dedi kararlı olan. “Benim de iri mavi puantiyelerim” dedi dalgacı olan.

Ali topu at. Ayşe ip atla. Yaşa İpek yaşa... Berk bilgisayarı kapa! Burcu test çöz! Çağrı kumandayı ver! Cenk geç oldu, yat artık!

Hayat bir imtihandı, teste dönüştü.

Bugüne kadar girdiği sayısız testin bir tekinden bile geçer not alamamıştı; çünkü soru ne olursa olsun o ısrarla hep aynı şıkkı işaretliyordu: d) hiçbiri

Karşı pencereden dalgın gözlerle etrafı seyreden duman renkli kedi, muhtemel ki hangi ayda olduğunun farkında değil!

“Galiba bahar geliyor” dedi kadın heyecanla. “Kış lastiklerini değiştireyim o zaman!” dedi adam. İşte bunlar temkinsiz bir romantiğin en zor anları!

Balı yapan arı ama özünü çiçekten alıyor.

Gençken kurdukları uçarı hayalleri, ileri yaşlarında taşınmaz ağırlıklar gibi gelmeye başlıyor insanlara.

Bu asır bittiğinde hepimiz, jenerikte adı kimsenin okuyamayacağı kadar küçük puntolarla yazılmış meçhul figüranlara dönüşmüş olacağız çoktan!

Bir an durup düşündüm, sonra hep düşünüp durdum.

Çayını karıştırırken kendisi eriyip giden insanlar da var.

“Gözünü aç, avcunu aç, kalbini aç” dedi meczup, “rahmeti ıskalama!”

#Modern Dünyanın Bunalımı
#Modern Dünyanın Salınımı
#Peyami Safa
9 yıl önce
Kendi yabancılığının yerlisi olmak
Şaşırdınız mı?!
Eleme İslam ideolojidir, İslam değildir
We Love Erdoğan
15 Temmuz Destanı
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1