|
Rekora giden çekirge
Ahlaken birbirinin aynı olanların, kendilerini farklı farklı kimliklerle tanıtıyor olmaları sadece bir fantezidir.

Arkasında insan gibi bir insan bulunmayan bütün sıfatlar kartondan imal edilmiştir.

Niceliğin niteliği her yakaladığı yerde fena halde patakladığı bir hayat yaşıyoruz.

Bir fikrin ya da duygunun 'satılabilir'liği, çoğu zaman ve zeminde yaşanabilirliğinden çok daha fazla avantaj sağlar hale geldi sahiplerine.

İçinden geçen her şeyi o kadar uzun zamandır kendine saklıyordu ki, başkaları için artık tümüyle görünmez hale gelmişti.

Bugünün insanı evinden dışarı adımını atar atmaz bir imitasyona dönüşüyor.

Mesellerden kaçabilmek için ne çok masal icat ettik!

“Bu söylediklerine sen kendin inanıyor musun gerçekten?” diye sordu biri. “Hayır ama seni inandırabilirsem, belki sonra sen de beni inandırabilirsin...” dedi safça diğeri.

Son zamanlarda bitmek tükenmek bilmeyen efektler yüzünden asıl filmi göremez olduk!

Birtakım insanlar yüzlerinden yaşlanmanın görünürlüğünü silebilmek adına çirkinleşmeyi bile göze alıyor.

Herkes, en aldırışsız görünenlerimiz bile, nasıl da kimseye hissettirmeden kök salmaya çalışıyor usulca dünyaya.

Kıkırdayarak hızlı hızlı kanat çırptı Amazon ormanlarında iki anarşist kelebek. “Kahrolsun Amerika!” diye bağırdı üçüncüsü.

Bir sıçradı, iki sıçradı, üç sıçradı, dört, beş, altı, yedi... Kendisine güvenmeyenleri fena halde mahcup eden inatçı çekirge rekora gidiyor.

Havalar iyiden iyiye ısındı, pencereleri açalım da dışarısı biraz havalansın!

Kişisel gelişim kitaplarının bir tek faydası var; bir gün etiketlerindeki rakamları toplayarak aptallığın kendisine nasıl bir bedel ödettiğine dair bir fikir edinebiliyor insan!

Bazıları ancak bir yığın şey yaptıktan sonra, hiçbir şey yapmayanlarla aynı yere gelebiliyor.

“Görmeyi öğreniyorum. Her şey içimde daha derinlere gidiyor ve her şey içimde evvelce sona varmış gibi göründükleri yerde kalmıyor. Evvelce varlığından hiç haberdar olmadığım bir iç alemim var” diyor Rainer Maria Rilke.

Asıl yoksulluk, içinden yoksun yaşamaktır.

İnsanın iç ömrünün bir yaşı yok; dışı kocadığı halde her Allah'ın günü içinin çiçekli bahçelerine salıncak kuran insanlar da var.

“Nasıl bu kadar bütün kalabiliyorsun?” diye sordular. “Bütün parçalarımla tek tek barışıp kaynaşarak!” diye cevapladı.

Kavrulan bütün gönülleri tek tek serinlettiği halde sıcaklığından hiçbir şey kaybetmiyordu.

Bazen bir “amin” çıkıp kapı kapı kendi niyazını arar.

“Çöl suyu ister” dedi meczup “su çölü istemez mi?”
#anarşist kelebek
#Rainer Maria Rilke
#Rekora giden çekirge
9 yıl önce
Rekora giden çekirge
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi