|
Sesin inceldiği yer

İnsanlık birkaç beden küçüldü galiba, dışarıda kalan çok!

Nasreddin Hoca haklı, yeryüzünde gerçekten de taşların bağlandığı, köpeklerin salındığı yerler var.

Kabalıklar o kadar hükümran hale geldi ki, kalan azıcık insan da inceldiği yerden kopacak diye korkuyorum.

Bir tuşa basarak dünyayı ayağımıza getirebiliyoruz, keşke aynı şekilde geri de gönderebilsek!

Her sabah çöpçüler, bir önceki günün hükmü geçmiş gerçeklerini toplayıp götürüyor.

İnsanların bugün ihtirasla sarılıp baş tacı ettiği kimi kavramlar, muhtevalarını birkaç asır öncesinde bırakıp kuru birer rivayete dönüştükleri için fazlasıyla hafiflemiş durumda!

Sabah neyin doğru neyin yanlış olduğunu konuşuyoruz. Öğle neyin doğru neyin yanlış olduğunu konuşuyoruz. Akşam neyin doğru neyin yanlış olduğunu konuşuyoruz. Gece neyin doğru neyin yanlış olduğunu konuşuyoruz. Ve ertesi gün bir ‘doğru’ya sahip olabilmemiz için yine bir ‘yanlış’a ihtiyacımız oluyor.

Günleri farklı farklı isimlerle anmaya gerçekten ihtiyacımız var mı artık?

Bazen her şeyi okuyarak da hiçbir şey okumamış kadar olabiliyor insan!

“Sürekli her yeri dağıtıyorsun” diye bağırdı öfkesi kendinden büyük biri, “topla şu şiirleri!”

Kâğıda bir simit çizdim, üşüştü bütün martılar...

Ara sıra deniz kıyısında sessizce dolaşmak lazım, belki bir gün elimizden tutar.

Sanki asırlardır ucunu ele geçirdiği bir ‘ah’ı çeke çeke içinden çıkarmaya çalışıyordu.

Zaman zaman kime kavuşmamız gerektiğini hiç bilemediğimiz bir hasretlikle dolar taşarız.

“Yazık sevgime diyor birisi/ Güzel gözlü bir çocuğun bile/ O kadar korunmuş bir yazı yoktu” diyor Turgut Uyar ‘Acıyor’da. Yeri gelmişken, bir şiirin isminin sadece ‘Acıyor’ olması nasıl güzel bir şiir...

Galiba hayatı eskitmeyen tek yeni İkinci Yeni...

Serbest şiire geçişimizin tek sebebi, artık hayatın kafiye tutmaz bir hale gelmiş olmasıydı diyor bazıları.

Efkâr, gecenin bir vakti kapımızı usul usul çalan bir iflah olmaz hayta!

Ellerimi ceplerimde unuttuğum geceler oluyor!

Uzun bir cümleye başlamanın tehlikeleri var; bazen ortalarda bir yerde söyleme ihtiyacınız sizi terkedip gidiveriyor.

“Keder” diye geçirdi içinden, “bazen çok üstüme geliyor!”

Bir şey unutmuş endişesiyle ikide bir maziye dönüp bakmak zorunda kalıyorum.

Kalbim seğiriyor, bir şiir aklından beni geçiriyor olmalı!

Bazen muhabbet mürekkepten tecelli eder, bazen mürekkep muhabbetten...

“Gönül” dedi meczup, “mesafe nedir bilmez!”

#Nasreddin Hoca
#Keder
#Gönül
#meczup
9 yıl önce
Sesin inceldiği yer
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler