|
Zihinlerde yumrular, saçaklarda kumrular

Kritik soru şu: Sonradan öğrendiğimiz bunca şeyi bilerek mi daha iyi insan olduk, yoksa hiç bilmeseydik daha mı iyi insanlar olurduk?

Daha fazlası için attığımız adımlar, bilgi için bile olsa, bizi ‘insan’a yaklaştırıyor mu, yoksa ondan uzaklaştırıyor mu?

Belki tarih boyunca daha kötü şeyler yaşanmıştır yeryüzünde ama kötülük hiç bu kadar sıradanlaşmamış, kötülükten kişi başına düşen pay hiç bugünkü kadar büyümemişti!

Sık sık ellerimizi açıp içlerine bakalım; gerçekten kalmıyor avuçlarımızda hiçbir şey!

Bizim sıkıntımız neyi yanlış yaptığımızı bilmiyor oluşumuz değil; yanlışlarımıza zamanla alışıyor olmamız!

Kadim olanı modern durum üzerinden anlamaya ve anlamlandırmaya çalışmak nasıl da beyhude bir çaba!

Yalın halimize bir türlü dönemediğimiz için, takılarla yaşamaya mahkum olmuş durumdayız.

Bir tek cümle vardı, hepimize yetiyordu. Kalktık milyarlarca başka cümle kurduk o cümlenin üstüne. Yetmiyor şimdi, hepsini üst üste koysak bile!

“Hep bu anı beklemiştim!” cümlesi saçmadır, çünkü bu cümleyi söylemek en az yirmi ‘an’ sürer ve biz o ‘an’ın hangisi olduğunu asla bilemeyiz!

Yürürken gölgesine basıp canını acıtmaktan korktuğu için atacağı her adımı uzun uzun düşünüyordu.

“Anne kuşluk vakti ne vakit?” diye sordu küçük ve meraklı olan. “Bizim için her vakit!” diye cevapladı büyük ve anne olan. Birlikte uçup gittiler sonra daldan.

Gam çekme gönül, konuşulmayanı da bir bilen, söylenmeyeni de bir duyan var.

Sanır mısın ki her yolcu da bir yol, her hancı da bir yolcu değildir!

İçinde duramaz hale gelen her şey dilinin ucunda birikmişti; dışına çıkmasınlar diye ağzını sımsıkı kapalı tutuyordu.

Hoparlörü pencerenin dışına çıkardım ve saçağın altında birbirine sokulan iki kumruya “Baharı bekleyen kumrular gibi” şarkısını çaldım, çok duygulandılar.

“Tek bir kişinin hoşuna gitmek için yazın. Pencereyi açıp bütün dünyayla aşk yaşamaya kalkarsanız, zatürre olursunuz!” demiş Kurt Vonnegut.

Söylenene göre, yazarlar çok okunuyormuş şimdilerde. Peki kitaplar da okunuyor mu?

“Artık sana ulaşamıyorum!” dedi biri. “Belki de artık yerinden kıpırdamadığın içindir” diye cevapladı diğeri.

Vaktiyle ‘makine nakışı’ diye bir kavram ortaya çıktığında bile uyanamadık; şimdi bit pazarında yana yakıla estetik arıyoruz.

Üstünde fiyat etiketi olmayan bir şey kaldıysa, bilin ki onun bedeli hayatla ödenmiştir.

Vaktini pişmanlıklarla geçirenler çok da üzülmesin, pişman olmayarak kazanılmış vakitlerin hiç hayrı olmuyor insana!

Yana yana pişer, yanıla yanıla bilir, yenile yenile olur insan!

“Geceye geç kalmışsan” dedi meczup, “sabahın erkencisi ol!”

#kuşluk vakti
#hancı
#Kurt Vonnegut
9 yıl önce
Zihinlerde yumrular, saçaklarda kumrular
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’