|
Gece yarısı yayımlanan “Amerika/NATO bildirisi”

Her şey gözümüzün önünde oluyor. Türk Hükümeti, Amerika’daki seçim sonrası yeni duruma “uyum” için başından bu yana “iyi niyet”li davrandı. Amerikan Hükümeti ile ilişki kuracak kadrolarını yenilemekten tutun da “Birlikte çalışabiliriz” diye başlayan, bölgesel ve küresel sorunlarda “stratejik ortaklığın” gereğine vurguya kadar. Washington Büyükelçisi’nin değiştirilmesi dahil. Birçok adım atıldı. Buna rağmen Amerikan Hükümeti her fırsatta niyetini izhar etti.

BİDEN İLE BAŞLAYAN 3’NCÜ OBAMA DÖNEMİ, DAHA DA SIKINTILI GEÇECEK
Daha seçilmeden,
“Türkiye’de muhalefeti destekleyerek hükümeti düşürmek”
ten söz etti Biden. Dış İşleri Bakanı Blinken yemin bile etmeden,
“Sözde stratejik ortak”
diyerek Türkiye’ye karşı tavır aldı! Gara’da 13 silahsız insanımızı katleden PKK’yı bile kınamak için
“Şayet doğruysa”
ifadesi kullanıldı.

***

Biden iktidarının Amerika’da 3’ncü Obama dönemi olduğunu başından bu yana söylüyoruz.
Ve Obama’nın özellikle ikinci döneminin Türkiye-Amerikan ilişkilerinde nasıl da gerildiğini hiç unutmuyoruz.
Hendek-çukur olaylarından, Türkiye içinde patlayan bombalara, 15 Temmuz darbe ve işgal girişimine kadar bütün kötü olaylar Obama döneminde yaşandı.

***

Biden’a akıl verin düşünce kuruluşlarının raporlarında Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hep hedefe kondu. Hatta, Türk Hükümeti anti-demokratik ilan edilip,
“Batı ile ilişkilerin normalleşmesi, ‘demokratik hükümet’in kurulmasına kaldı”
bile dendi.
NATO’YA GİRDİĞİMİZDEN BU YANA İÇİMİZDEKİ APARATLARLA TESLİM ALIYORLAR
Amerika ve Batı, Türkiye’nin NATO üyeliğinden sonra dış işlerimizden tutun da içeride üretim biçimimize, eğitim sistemimize kadar bütün alanlarda müdahil oldu.
İstiklal Savaşı
vermiş bir millet, özellikle son 75 yılda NATO şemsiyesi altında “
müstemlekeleştirilmek
” istendi.
Milletin tamamı olmasa da “
elitler
”in epeyce bir kısmı maalesef
müstemlekeleştirildi
.

Edebiyat dünyasından, sanayiye, siyasetten üniversitelere, odalardan askeriyeye kadar birçok kesimden, “Batıcı”, öykünmeci, kompleksli bir çevre oluştu.

***

Türkiye’nin milli ordusunun içine NATO kaçtı! Türkiye’deki örgütlere (Dernek, vakıf, birlik vb) Batı düşüncesi hakim oldu. “İslamcılıktan devrimciliğe, sağcılıktan solculuğa, Kemalizm’den Marksizm’e ideolojik olarak ayrıştırılan kampların her birinin içinde Batı’nın
“karar verici”
unsurları yerleşti.

Türkiye’de ilkokuldan üniversiteye adar bütün eğitim kademelerinde “Batıcı”, Amerikancı müfredat bu millete dayatıldı.

Yaşam biçimleri “taklitçi”, öykünmeci ve kompleksli hale getirildi.

***

Düşünsel dünyanın bütün formlarına, yaşam biçimlerinin neredeyse tamamına… “Karşıt” gibi görünen neredeyse bütün düşüncelere de NATO’cu akıl sirayet etti.

NATO’CU SUBAYLARLA TSK’NIN İÇİNE SIZDILAR

En fazla da maalesef Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) içine sızdı Amerika ve ortakları.

Darbelerin tümünün arkasında NATO ve Amerika olduğunu biliyoruz.
Çok ilginçtir,
1960
darbesini “
ilerici
” diye ifade edenler oldu. O darbenin arkasında Amerika vardı. 1971 Muhtırası’nın ardında Amerika vardı.
1980
darbesini “
gerici
” bir darbe diye niteleyenler vardı ama yine “Bizim çocuklar başardı” diyenler Amerikalılardı.
28 Şubat
1997 “Post modern darbesi”ni yapanlar TSK içindeki Batı Çalışma Grubu’ydu. İlginç olan o darbeciler için rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu,
“Türkiye’de Suriye tipi bir rejim isteyenler”
demişti. İlginç olan Çevik Bir gibi NATO subayları o işin içindeydi.
15 Temmuz 2016
’da ise sözüm ona
“cemaat”
kisveli
bir örgüt kullanıldı. FETÖ’cü alçaklar kullanılarak yapılan bir darbe ve iç işgal girişimiyle karşılaştık. İlginç olan o gece ve akabinde NATO’dan ve Amerika’dan
“Paydaşlarımız, gözaltında”
diyen açıklamalar geldi. NATO’da görevli birçok
FETÖ’cü asker Amerika ve Batı ülkelerine iltica talebinde bulundu. O gece yayınlanan korsan bildiride her darbe bildirisinde olduğu gibi NATO’ya bağlılıktan söz edildi.

İlerici denen darbenin arkasında NATO ve Amerika var. Gerici darbenin arkasında Amerika ve NATO var. Suriye tipi rejim isteyenlerin giriştiği darbenin arkasında NATO ve Amerika var. FETÖ’Cü alçakların giriştiği darbe ve iç işgal girişiminin arkasında NATO ve Amerika var.

Ve biz bugün sahil kasabalarının en güzel yerlerine kondurdukları villalarında günleri gün eden, Ordu Evleri’nde konfor içinde keyif süren, emekli amirallerin gece yarısı yayımladıkları bildirinin arkasındaki motivasyon ve gücü arıyoruz! Aslında ayan beyan ortada.

AMERİKA’NIN PKK TERÖR KORİDORUNA DESTEK VEREN İMZACI AMİRAL
O emekli askerlerden birine
CHP grubunda Kılıçdaroğlu tarafından rozet takıldı.
Ve o aynı isim yani emekli amiral Türker Ertürk, CHP’nin yayın organı Tele1’de, aynen şöyle dedi:
“O bölgede (Suriye’nin kuzeyi) radikal İslami örgütler olacağına, iyi ilişkilerimizi geliştireceğimiz güçlü merkezi otoritenin egemen olduğu
federatif yapının içinde ‘Kürtler’ olsun daha iyi. Kuzeyde bir -laik yapısını da biliyoruz zaten PYD’nin…”

Şimdi anladık mı son bildirinin de en azından zihinsel arka planında Amerika ve NATO’nun olduğunu.

Bağımsızlık çok kolay elde edilmiyor.

İyi niyetimiz, jestlerimiz karşılık bulmadı. Kurt, kuzuyu yemeyi kafasına koyduğuna göre…

Direneceğiz, başaracağız. Başka da bir seçenek kalmadı.

NATO’cu Amerikancı imzacılar bunu böylece bilsin.

Haksız mıyım?

#Bildiri
#CHP
#Kemal Kılıçdaroğlu
#PYD
#NATO
#ABD
3 yıl önce
Gece yarısı yayımlanan “Amerika/NATO bildirisi”
"Alevi mi Sünnü mü?"
Kara dinlilerle milletin savaşı
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!