|
Dün taş atanlar 7 Haziran’da oy atacak
HDP'lilerin Sinop ve Samsun'da saldırıya uğradıkları 2013 Şubat ayında Anadolu Ajansı Samsun Bölge Müdürü olarak görev yapıyordum. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) adı altında Karadeniz'e gelen HDP'liler önce Sinop Öğretmenevi'nde taşlı saldırıya uğradı. HDK'nın ziyareti öncesi ortam gergin olduğu için Samsun'dan Sinop'a ekip gönderdim. Olaylar çıkınca da ben de arkadaşlarla Sinop'a geçtim. Olaylar büyümüş, Sinop gerilmişti. Sinop'un girişinde beklerken aralarında Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder, Levent Tüzel ve Sebahat Tuncel'in de yer aldığı HDP heyeti gece yarısı zırhlı araçlarla Samsun'a doğru yola çıktı. Biz de HDP'lileri taşıyan konvoyla Samsun'a doğru hareket ettik. Yolda en çok özellikle milletvekillerinin hangi araçta olduğunu merak ettik. Çünkü konvoyda hem panzer hem de akrep diye tabir edilen zıhlı araçlar vardı. Yol boyu milletvekillerinin hangi araçta olduğunu öğrenememiştik. Samsun'a yaklaştığımızda ise bu kez heyetin nerede kalacağını merak etmeye başladık. Çünkü benzer bir gerilim gece yarısı olmasına rağmen Samsun'da vardı. Nihayet Samsun'un girişine geldiğimizde heyetin kalacağı yeri öğrendik. Samsun'un girişinde Ondokuzmayıs Üniversitesi'ne ait Omtel adlı bir otel var. Heyetin orada konaklamasına karar verildi. İddiaya göre Samsun'da hiçbir otel HDP heyetini kabul etmediği için hükümet yetkililerinin araya girmesiyle üniversitenin oteline karar verildi.

Konvoy otelin önünde durur durmaz gazetecilik refleksiyle hemen araçtan indim, milletvekillerinin hangi araçla geldiğini öğrenmek için açılan her aracın kapısına bakıyordum. Tam o sırada akrepin kapısı açıldı. Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel'i gördüm. Doğrusu biraz üzüldüm. TBMM'de milleti temsil eden bir vekilin bu şekilde seyahat ediyor olması üzücü bir durumdu. Gece yarısına ve otelin şehir merkezinden uzak olmasına rağmen protestocular etrafta toplanmıştı. Yoğun güvenlik önlemleri altında geçen gecenin ardından HDP heyeti ertesi gün Karadeniz programını yarıda keserek Ankara'ya dönmüştü.

Bütün bunları niye hatırlattığıma gelince, HDP artık Karadeniz'in bazı köylerinde bile seçim çalışması yapabiliyor. Gelinen nokta çözüm ve barış süreci açısından çok önemli ve sevindirici bir durum. İşte çözüm sürecinin meyveleri demek üzereyken, ilginç bir haber aldım. 2013'ün şubatında HDP'yi taşlayanlar, şimdi HDP'ye oy istiyormuş.

Nasıl olur demeyin. Şaşılacak bir durum yok aslında. Dün HDP'ye taş atanların derdi HDP olmadığı gibi bugün HDP'ye o isteyenlerin derdi yine HDP değil. Dün HDP'ye taş atarak kaos ve çatışma ortamı oluşturmak isteyenler, bugün oy atarak emellerine ulaşmaya çalışıyorlar. Taşla yapamadıklarını oy ile başarmaya çalışıyorlar.

Muhalefete yeni bahaneler

Seçimler yaklaştıkça muhalefet partilerini yine sandık korkusu sardı. Şimdiden bahaneler başladı. “Elektrikler kesilecek.” CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu önce “sandığa oturacağız”, daha sonra da “Şero (Kötü kedi Şerafettin) ile konuştum. Diğer kedilere de söyleyecek. Trafoya girmeyecekler” dedi. Bence muhalefet bahane üretmeden önce takvime bakmalıydı. Çünkü bu seçimin elektrik kesintisi ile hiçbir alakası yok. Türkiye'nin en doğusundaki il olan Iğdır'da akşam 19:38'de oluyor. Sandıkların 17:00'de kapandığını düşünürsek sandıklar kapandıktan 2 saat 38 dakika sonra güneş batacak. Yani oylar çoktan sayılmış olacak. Şero'nun yapabileceği bir şey yok anlayacağınız. Ama ben bahane buldum. Hem de ömürlük. Bu muhalefet anlayışına ömür boyu yetecek bir bahane. AK Parti bu seçim pusulalarını öyle ayarlamış ki AK Parti'den başka herhangi bir partiye evet mührünü bastığınızda o mühür yarım saat sonra kayboluyor. Ya da AK Parti'den başka bir parti için evet derseniz o pusula kendi kendini yok ediyor. Peki diğer partilere çıkan oylar ne olacak diye sorarsanız onu da muhalefet düşünsün. Benden bu kadar.

Paraleller de Aysun Kayacı hastalığına yakalanmış

Türkiye'de elitlerin yıllardır dillendirdiği “Benim oyum ile dağdaki çobanın oyu bir olur mu?” anlayışı paralellere de bulaştı. Cemaatin abla ve abileri seçim sathında aynen manken Aysun Kayacı gibi “Bizim oyumuz ile dağdaki çobanın oyu bir olur mu?” diye feryat ediyorlarmış. Onların anlayışına göre 5 çeşit seçim pusulası olacak. Profesörler için, doçentler için, lisans mezunları için, lise mezunları için ve ilkokul mezunları için. Profesörün oyu 4, doçentin oyu 3, lisans mezununun oyu 2, lise mezununun oyu 1, ilkokul mezununun oyu yarım. Diğerlerini sandığa bile yaklaştırmamak lazım.
#seçimler
#hdp
#seçim
9 yıl önce
Dün taş atanlar 7 Haziran’da oy atacak
Buzu çözülen çatışma bölgesi: Dağlık-Karabağ
"Mısır"da Osmanlı dönemi 1952"ye kadar sürdü"
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…