|
Geçici menfaatler, kalıcı anlamlar

Bir işyeri düşünelim. Yirmi beş yıllık olsun. Buna karşılık, en eski çalışan birkaç senelik. Sürekli değişiyorlar. Biri giriyor, diğeri çıkıyor. Bu işyeriyle ilgili fikrimiz, yorumumuz ne olur? Oranın huzurlu bir müessese olmadığını, hakkaniyete uyulmadığını, kul hakkının yenildiğini söyleriz. Dolayısıyla, kötü.

Bu ölçü, insanlar için de geçerlidir. Sözgelimi yirmi yıldır edebiyatın içindesiniz; dergiler çıkardınız, editörlük yaptınız. Fakat en eski arkadaşınızla bir-iki senedir berabersiniz. Sürekli çevreniz ve ilişkileriniz değişiyor. İlk söylenecek şey, ortada marazi bir durumun olduğudur. Bir insanın, başka insanları kullanarak, kırarak, kandırarak ilerlediğidir. Vefa ve iyilik gibi kıymetlerden nasibini hiç almadığıdır.

İşte böyle kimseler, yani kendileriyle dost olunamayanlar, insanları arkadaş edinemeyenler, güven vermeyenler; “Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz” hükmünü yerine getirenleri başka şeylerle suçlarlar. İnsanların birbirine düşkünlüğünü karalamaya, kardeşlik hukukunu zedelemeye, dostluk ahlakını lekelemeye çalışırlar. Bunlar şu, şunlar bu diyerek.

Bir kere, kabul etmek gerekir ki, menfaatin birleştirici unsur olduğu yerde, münasebetler uzun sürmez, olgunlaşamaz. Daha ham iken, çürüyüp dalından düşer. Doğrusu, menfaat varsa, arkadaşlık, kardeşlik yoktur. Birliktelikler sürekli yıkılır, değişir. Kadim dostluklar kurulamaz.

İnsan nasılsa, karşısındakini de öyle görür, görürmüş. İyiyse iyi, kötüyse kötü. Menfaat peşinde koşuyorsak, kişisel ikbalimiz için çırpınıyorsak; herkesin böyle olduğunu sanırız. Oysa değil.

Yeri ve zamanı gelmişken, şunu da söyleyelim: Menfaatçilik ve bencillik, ortalık hastalığı gibi, hızla yayılıyor. Edebiyattan siyasete ve ticarete kadar hayatın her alanında.

***

Güzel ahlakın pek çok düşmanı vardır. Konumuzla ilgili olan iki tanesini verelim: Duyduklarıyla hüküm vermek ve hiç tanımadığı insanlara düşmanlık etmek.

Onunla oturup bir çay içmemişsin, iki kelime etmemişsin, üç metre yürümemişsin. İnsanın burada kendisine şunları sorması gerekir: Nereden biliyorum ve neden böyle yapıyorum?

Feridüddin Attar ne güzel söylemiş: “İnsaf, insanı her şeyden kurtaran bir padişahtır.”

Devam edelim: Yanlı ve yanlış sözler, cümleler, kimseyi iyi bir yere götürmez. Kötü yere götürüp geri getirmediği ise çok olmuştur. Bir de bu: Nezaket ve incelik, asla korkaklık değildir. Görüntü kimseyi yanıltmasın.

Bir soru daha: Hepimiz ölümlü dünyanın hayatlarını yaşıyoruz. Bu hırs niye, bu ihtiras niçin?

İnsan, birçok güzel şeyin, özetle, yaratılışın anlamıdır. Onun kalbine dokunmak, o büyük anlama dokunmaktır. Geçici menfaatler için kalıcı olanı incitmeye değer mi? Hayır. Değmez.

Tam burada diyelim ki, bazı şeyleri konuşarak değil, ancak susarak anlatabiliriz. Yazılmaz, fakat okunurlar. O halde, sükût.

#edebiyat
#marazi
#kardeş olunuz
9 лет назад
Geçici menfaatler, kalıcı anlamlar
Yeni sisteme göre örneklerle maaş hesabı
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim