|
Tarihin hatrı
Dünya tarihinde nasıl bir yere sahip olduğumuzun pek farkında değiliz. Sanki dün kurulmuş gibi davranıyoruz. “Doksan yıllık cumhuriyet tarihinde…”

Rusya, İngiltere, İtalya, Fransa, Sırbistan, Macaristan, İran, Mısır, Yemen, Libya, Sudan, Suriye… Liste, onlarca ülkeyi içine alarak uzayıp gidiyor. Türk milleti anılmadan, bu devletlerin hikâyesi tam olarak yazılabilir mi? Elbette hayır. Çok sayıda ülkenin / milletin tarihinde mühim rol oynamışız. Öyle bir mücadeledir ki bu, hiç deniz görmemiş insanlar, denizlerin hâkimi olmuş. ‘Yüksek kader’ diyelim.

İşin sonunda, aziz milletimiz, evlatlarını bıraka bıraka Anadolu’ya sığınmış, çekilmiştir. İç kaleye. Şimdi, burada da birbirimizle uğraşıyoruz. Millî meselelerde bile ayrı dünyaların insanlarıyız. Devletin neredeyse savaş halinde olduğu bir ülkeye, ana muhalefet partisi dostluk heyeti gönderebiliyor. Garip ama gerçek.

Atalarımız, ‘dirlik olmayan yerde varlık olmaz’ demiş. Varlığı maddiyat olarak anlayanlar için sorun yok, her şey yolunda. Ekonomi büyüyor, rakamlar çoğalıyor. Biz ise hâlâ şuradayız: ‘Güzellik bir varlıktır.’ Evet, güzelliğimizi kaybetmek üzereyiz.

Ercan Yıldırım’ın Anadolu’da İslâm Ruhu isimli kitabında derdimizi anlatan bir cümle var. Şöyle: ‘Türkler, manevi hiçbir hâsılayı içlerinde tutmamışlar, onu bir şekilde yaşanabilir kılığa büründürmüşlerdir.’ (Sayfa 218) Biraz açarsak; kuş evleri, sebiller, şadırvanlar, imarethaneler, çiniler, hat ve ebru sanatı, minyatürler, ahilik ahlâkı, komşuluk hukuku… Günümüze gelirsek; bu güzelliklere ekleyecek yeni bir şeyimiz bulunuyor mu? ‘Mevcudu korumak’ bahsine hiç girmeden soruyorum.

Hemen burada, bir gazete haberini paylaşalım: “Tarihi surların restore edilen bölümleri çöktü.” Gülmeyin.

***

Yurt dışındaki şehitliklerimizin sayısı, memleketimizde bulunanlardan çok daha fazladır. Hangi birini sayalım? Sadece Yunanistan’da yirmi altı şehitliğin olduğu biliniyor. Her ne kadar önemli bir kısmı yok edilmiş olsa da. Yunanlılar, İstiklâl Harbi’ndeki yenilgilerinin hıncını bu şehitliklerden çıkarmışlardır.

Filistin’de kırk yedi, Irak’ta otuz iki, Hicaz’da on altı, Yemen’de yedi şehitliğimiz var. Suriye’de ise nelerin yaşandığı tam manasıyla bilinemiyor. Çözülme sırasında geride kalanlar… Hastalar, yaralı askerler, subayların eşleri, çocukları… Sükût.

Sibirya’dan Polonya’ya, Birmanya’dan Trablusgarp’a kadar devasa bir coğrafyada, milletimizin aziz evlatları yatıyor. İsimsiz, işaretsiz, duasız. Çünkü hem sahip çıkılmamış, hem de ecdadımızın izleri hızlı bir şekilde yok edilmiş. Sadece dirilerimize değil, ölülerimize de tahammül edememişler.

Yanı sıra, nice kadim şehrimizden geriye, birkaç içli türküden başka bir şey kalmamıştır. Bütün o kutlu hatıralar, hiç yaşanmamış gibi kaybolup gitmiştir.

Bunları niçin anlatıyoruz?

Üzerinde yaşadığımız topraklarda milyonlarca insanın hakkı ve hatrı vardır. Emeği, çilesi, fedakârlığı. Dolayısıyla, hor kullanamayız. Yanya’nın bilinmeyen bir köşesinde kitabesiz yatan, Filibe’de üzerine bina dikilen o şehitler yokmuş gibi davranamayız.

Şöyle söyleniyor ve doğrudur: Vefa, insana verilmiş en büyük nimettir. Vefalı olmak ve çekilen cefayı unutmamak zorundayız.

Bu bölümü yazarken, İhsan Ilgar’ın Tarih Boyunca Türk Şehitlikleri (Ekim 1968) kitabından faydalandım. Allah ondan razı olsun.

Kitabın sunuş yazısından: İngilizler, insanlara ilâveten, kendilerine hizmet etmiş katırları bile yazmak suretiyle, kıymet bilirliklerini göstermişlerdir.

***

Vefa, bize iki şey birden anlatır: Birincisi, bu toprakların değerini. Birbirimize karşı daha dikkatli ve rikkatli olmamız gerektiğini.

İkincisi, parçalarımızı bırakarak ayrıldığımız yerlere kayıtsız kalınamayacağını. Hem dinî, hem millî nedenlerle. Bu ilgi sonucunda, kazançlı çıkmamız şart değil.

Nerede okuduğumu şimdi hatırlayamadım. Bir baba, tarlaya çalışmaya giderken hep şu türküyü mırıldanıyormuş. Oğlunun aklında ve kalbinde kalmış: “Kadir mevlâm senden bir dileğim var / Beni muhannete muhtaç eyleme.”

Muhannet, bakınız muhannat: İhanet eden, aldatan, namert.

Son bir şey söyleyip bitirelim: Vefalı kimse, ‘milyonlarca insanın hakkı ve hatrı’ için, vatanın / milletin aleyhinde olmaz, olanlarla iş tutmaz.
#Ercan Yıldırım
#Türk Şehitlikleri
#İhsan Ilgar
9 yıl önce
Tarihin hatrı
SGK’nın faaliyet raporu acı gerçekleri ortaya çıkardı
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak