|
Önce TÜRK-METAL şimdi ise DİSK kınadı

Bir gün o dönem Sanayi ve Ticaret Bakanı olan Zafer Çağlayan''ın toplantısına katılmıştım. Toplantı bitimine yakın gazeteden bir arkadaş aradı:

"Kahveci, istersen buraya gelişini biraz geciktir ki olaylar artmasın. Gazetenin önünde TÜRK-METAL sendikası üyeleri olduğunu söyleyen kişiler seni protesto ediyor. Bir de panzerler eşliğinde çevik kuvvet polisleri var. Kısaca ortalık kaynıyor" demişti.

TÜRK-METAL Sendikasının protestosundan bir gün sonra haber toplantısı esnasında bu sefer gazetenin önünden yine sesler yükselmeye başlamıştı. Herkes cama koşarak ne olduğuna bakıyordu. Gazetede bir gün önceki sendikanın protesto tedirginliği sürüyordu.

Bu sefer işçi dostu olduğunu söyleyen o sendika değil, gazetenin önüne gerçek UZEL İŞÇİLERİ gelmişti. O işçiler Yeni Şafak gazetesinin önüne, uğradıkları haksızlık karşısında haklarını savunduğumuz-seslerine kulak verdiğimiz için teşekküre gelmişlerdi.

Bugün o işçilerin nerede ise tamamına yakını hakları olan tazminatları, kıdem dâhil beş para alamadan sokağa atılmış durumdalar. Maillerime nerede ise her gün bir UZEL işçisinin mağduriyeti noktasındaki haykırış yazısı geliyor.

Ne bir sendika,

Ne bir devlet kurumu

Kimse sahip çıkmadı UZEL işçisine.

O mücadele esnasında ve sonrasında Yeni Şafak gazetesinde işçi hakları üzerine çıkan haberlerin sadece bir kaçı okunsa olaylara bakış açımızın ne olduğu çok net anlaşılırdı.

* * *

Türkiye''de gerçek bir sendikacılık yapıldığına maalesef inancımı yitirmiş durumdayım. Bunu TÜRK-METAL sendikası olayında yaşayarak gördüm. Gerçekte sermaye destekli ama görünüşte işçi dostu bir sendikal yapılanma olduğu izlenimim oluştu.

TEKEL işçileri için verilen mücadelenin acaba yüzde kaçı UZEL işçileri için verildi? Hele sendikalar TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ... Uzel işçileri sokağa atılırken en azından bir destek, bir açıklama beklenirdi. Maalesef sesleri çıkamadı...

Ama ücret almaya devam eden TEKEL işçileri söz konusu olduğunda –ki bence işin gerçeği siyaset söz konusu olduğunda- yer yerinden oynadı.

Bugün o UZEL işçileri ne maaş ne de tazminat alamadılar. Aileleri, eşleri, çocuklarının ne durumda olduğunu kimse sormuyor.

DİSK''in hakkımda yapmış olduğu açıklamayı özetleyerek veriyorum. Nasıl bir anlayış için çalıştığımı ve buna karşılık ne bulduğumu okurlarımın anlayışına bırakıyorum:

DİSK (Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu):

"Bizi her daim hedef tahtasına koyan iktidar yanlısı yazarların alışık olduğumuz yöntemlerine başvurarak, zorlama iddialar, iftira ve çamur atma teknikleriyle DİSK''i okur kitleniz karşısında güya "küçük düşürürken" kendinizi emekçiler karşısında aklamaya çalışmanızın nedenini çok iyi anlıyor fakat dersine iyi çalışmayan bir öğrenci edasıyla yalan yanlış bilgi kırıntılarına ihtiyaç duymanızı da oldukça "gülünç" buluyoruz. Doğrusunu isterseniz, sendikal alanı takip eden ortalama bir üniversite öğrencisinin bile gülüp geçeceği bilgisizce sarfedilmiş iddialarınız yerine "nitelikli" bir eleştiriyi, sizin gibi "deneyimli" gazetecilerden hak ettiğimizi düşünüyorduk. Bunu da anlarız!.. Siyasi iktidara yakın olmanın nimetlerinden yararlanmak, muhaliflerini gelişigüzel tokatlayarak "aferin" almak isteyen, sırtını sıvazlatırken istikbalini de düşünen ilk ve tek gazeteci siz değilsiniz. İstikbalinizin yegane yolu olarak meslek etiğini ve vicdanınızı arşive kaldırmayı uygun bulmanıza diyecek bir sözümüz yok...

Sermayenin bir örgütü olarak sadece TÜSİAD "esnek çalışma sistemini" savunmuyor. Başta neoliberal ekonomiyi iştahla uygulayan ve özelleştirmeyi, esnek çalışma sistemini, güvencesizliği, taşeronlaşmayı emekçilere zorla dayatan AKP hükümeti olmak üzere, MÜSİAD''ın da içinde bulunduğu serbest piyasacı bütün çevreler savunmaktadır.

Siz hiç, emekçilere saldırısından dolayı AKP hükümetini kınamış mıydınız Sayın Kahveci? Özel İstihdam Büroları''nın faaliyete geçmesi, kiralık işçilik, işsizlik Fonu''nun amaç dışı kullanılması konularıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Krizin çalışanları acımasızca vurduğu bir dönemde adeta emekçi kesimlerle alay edercesine krize karşı çare olarak "Alışveriş yapın!" deme cüretini gösteren, krizin boyutlarını "ciklet satarak" atlatılacak düzeye indirgeyen, "Türkiye''nin Yüzü Gülsün Diye" kampanyaları açan, sizin de çok yakından tanıdığınız işçi ve işveren örgütlerini kınamış mıydınız? Söyler misiniz? Biz söyleyelim: Bunların hiçbirini yapmadınız!"

14 yıl önce
Önce TÜRK-METAL şimdi ise DİSK kınadı
Bir köşk yangını
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından