|
Unutulmuş hayatlar: Sabra/Şatilla/Burj el Barajni
Beni şaşırtan şey, çarpık binalar, insanın zor geçtiği sokaklar, sefalet, pislik değildi. İnsan boyu hizasındaki binlerce kabloyu görünce çok şaşırdım. Elektrik, su, telefon, internet hepsi birbirine dolanmış, sokaklarda bir insan boyu yükseklikte açıktan geçiyordu. Bazı sokaklarda çocukların elinin değeceği şekilde alçalıyor, bazı yerlerde üzerine sular akıyor, ürkütücü dev bir örümceğin her yanı saran ağına benziyordu. Kaç kişinin bu kablolardaki kaçak elektriğe çarpıldığını bilmiyorlar. Ölen insan bile olmuş.

Burası Beyrut'ta, Filistinli mültecilerin kaldığı kamplar. Sabra, Şatilla, Burj El Baraji. Adını hep duyduğum ama hiç gitmediğim yerler. İsrail'in Filistin'i işgalinden sonra, 1948/1967'den itibaren sistematik olarak topraklarından sürgün ettiği Filistinlilerin, bir kısmının gelip yerleştiği Beyrut'un güneyindeki topraklar.

O gün bu gündür, elleriyle yaptıkları derme çatma evlerde, barakalarda yaşıyorlar. O günden beri orada unutulmuşlar aslında. Yüz binden fazla unutulmuş hayattan bahsediyorum.

Sabra, Şatilla katliamı

Lübnan'daki iç savaşta hatırlandılar en son. İsrail yanlısı aşırı sağcı, Hristiyan Falanjist milisler, sivillerin yaşadığı iki yer olan, Sabra ve Şatilla kampına girip yüzlerce insanı kurşuna dizdi. Yıl 1982. Ölenlerin sayısı tam olarak tespit edilemedi. 750 ile 3500 arasında rakamlar telaffuz edildi. Katliam emrini, o dönem Beyrut işgalini yöneten komutan, Ariel Şaron verdi. Şaron o tarihten sonra “Beyrut Kasabı" olarak anıldı ama İsrail Başbakanı da oldu.

O zaman dünya, Beyrut'ta bir kamp olduğunu, orada İsrail'in zorla topraklarından sürgün ettiği binlerce Filistinlinin yaşadığını tekrar hatırladı. Orada insani şartlardan yoksun, on binlerce hayatın olduğunu tekrar gördü herkes. İç savaş bitince yeniden unuttular.

Lübnan tarihinin en büyük katliamlarından birinin yapıldığı Şatilla kampında, arada kalmış bir küçük bahçeye giriyorum. Filistinlileri burada kurşuna dizmişler. Yaban otlarının bittiği kurumuş toprak, çirkin duvarlarında, “Sabra&Shatilla Massacre" (Sabra ve Şatilla Katliamı) yazan unutulmuş bir mekan. Söylendiğine göre öldürülenlerin bir kısmı buraya defnedilmiş, ancak mezarlarından iz yok.



Tabutların geçemediği sokaklar

Üç büyük mahalle burası aslında. Kamp deyince insanın aklında farklı bir şey canlanıyor. Gecekondu mahallesi, insanlar evlerini kendileri yapmış, yıkıldıkça, eskidikçe de kendileri tamir ediyor. Bu nedenle şehirleşme kurallarına tamamen aykırı kurulmuş. Dev örümcek ağına bezeyen kablolar, alt yapı olmadığı için üstten geçiyor. Zar zor yapılmış bazı kanalizasyon hatları kimi sokaklarda patlamış, caddelere akıyor. Sokaklarda iki insan yan yana zor geçiyor, o kadar dar.

Benimle beraber kampı dolaşan ve 16 yıldır Beyrut'ta olan AA Muhabiri Eyüp Coşkun, tabutların bazı sokaklardan geçemediği için evlerin çatılarından taşındığını söylüyor.

Suriye'den yeni gelen Filistinli göçmenler

Burj El Barajni'de 1 kilometre kare alanda, 26 bin insan yaşıyor. Dünyanın metrekareye düşen insan yoğunluğu en fazla bu kampta. Nüfus sayımı tam olarak yapılamıyor, belki daha fazla insan vardır o kampta. Her üç kampta yüz bine yakın Filistinli göçmenin yaşadığı tahmin ediliyor. Bu sayıya, Suriye iç savaşından sonra oradan kaçıp gelen, Suriye'deki Filistinli göçmenler de eklenince rakam iyice artıyor.


Bu kadar yoğun nüfusa rağmen, yeterli iş, sağlık, eğitim, barınma imkanları aynı oranda sağlanmamış. Çocukların ve gençlerin eğitimi, yaşlıların bakımı, ailelerin geçimi hep ayrı dert. Tüm bu yokluk, beraberinde hastalıklar, kavgalar, suç grupları, uyuşturucu, psikolojik sorunları da getirmiş. Lübnan hükümeti çalışma izni vermiyor, destek olmuyor, onlar da bu yüzden şehre girip, topluma karışamıyor.

Kimse hatırlamıyor onları. Topraklarından ve evlerinden zorla çıkartılmış, unutulmuş Filistinliler onlar. Sabra, Şatilla, Burj el Barajni. Tarihin içinde kalmış ve hatırlamamak için uğraşılmış yerler gibi.
#Sabra
#Burj El Barajni
#Şatilla
#Filistinli göçmenler
9 years ago
Unutulmuş hayatlar: Sabra/Şatilla/Burj el Barajni
Vakıflara ve derneklere zekat
Mehmet Âkif’ten ilgi çekici hatıralar
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından