|
2015 büyümesi için ‘seçim sonrası’ geç olabilir
9 Mart günü açıklanan 2015 yılının ilk ayına, ocak ayına ait sanayi üretim verisi, yüzde -2,2 ile, yeni yıla iyi bir başlangıç yapmadığımızı gösterdi. Gerek TCMB’nin Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) ve İktisadi Yönelim Anketi sonuçları, gerekse de MÜSİAD’ın Satın Alma Müdürleri Endeksi (SAMEKS), 2015 yılının ilk iki ayı için sanayi kesimi açısından iç açıcı bir tabloya işaret etmiyor. TCMB’nin mart ayı RKGE verileri de, imalat sanayindeki keyifsizliği gözler önüne sermekte. 2011 yılının son çeyreğindeki yüzde 0,93’lük artış sonrasında, sanayi üretimi açısından en düşük ikinci artışı 2014 yılının son çeyreğinde gözlemledik.

2014 yılının son, yani 4. çeyreğinde sanayi üretiminde gözlenen yüzde 1,9’luk artış sonrasında, önümüzdeki salı günü, yani 31 Mart günü açıklanacak olan 4. çeyrek GSYH büyüme verisini yüzde 1,65 ile 2 arası bekliyorum. Bu da bizi, 2014 yılının bütününde büyüme hızı olarak yüzde 2,6 ile 2,7 arası bir artış oranına getiriyor. Bu rakam, Türkiye’nin potansiyel büyüme performansı olan yüzde 5,4 ile, Cumhuriyet tarihi ekonomik büyüme ortalaması olan yüzde 4,7’nin çok altında. 2010 yılında yüzde 9,2, 2011 yılında ise yüzde 8,5 büyüyerek, küresel krizin tüm dünya ekonomisini vurduğu 2009 yılının acısını fazlasıyla çıkarmayı bilmiş olan Türk ekonomisi, 2012’de 2,2, 2013’de 4,1 büyüyerek, ciddi bir fren etkisi gösterdi. 2014’de de ekonomik büyümenin yüzde 2,7 düzeyinde kalması, Türk ekonomisinin 3 yıldır büyümeyi çok kontrollü götürdüğünü göstermekte.

2012-2014 dönemindeki, ortalama yüzde 3’e gelen büyüme performansının ana gerekçesini, enflasyon ve cari açık riskinin kontrolü ve yönetimi oluşturuyor. 2011 yılında yüzde 10’a dayanan cari açık/GSYH oranı ve iki haneli enflasyon süreci, Türkiye açısından ciddi risk oluşturmaktaydı. 2012 yılı sonunda, “yumuşak iniş” modeli ile, Türk ekonomisinde büyüme yüzde 2,2’ye çekilirken, cari açık ve enflasyon normalleştirildi. 2013 yılındaki yüzde 4’lük büyüme, cari açık ve enflasyonu yeniden kabartınca, Ekonomi Yönetimi 2014 yılında, 2012 yılındaki “yumuşak iniş” modeline geri döndü. Bunun doğal sonucu olarak, yıl başında yüzde 4 olarak hedeflenmiş olan GSYH büyümesi, 2014 yılının sonunu yüzde 2,6-2,7 düzeyinde göğüslemiş gözüküyor.

2015’in büyüme hızı yüzde 3’ü geçmeli
Bu şartlar altında, eğer işsizlik verileri sinyal veriyorsa, sektörlerin güven endeksleri sinyal veriyorsa, Ekonomi Yönetimi’nin 2015 için en az yüzde 3-3,5 büyüme için çabalarını hızlandırması gerekiyor. Eğer, Türk halkına para harcattırmadan, hane halkına yüklenmeden büyümemiz gerekiyor ise, özel sektörün de şu anda, 7 Haziran genel seçimlerinin sonuçlarını görene kadar yatırım harcamalarına yüklenmeleri mümkün olmadığına göre, büyüme için kamu harcamalarının devreye alınması gerekiyor. AB mali disiplin kriterlerini aşmadan, GSYH büyümesi için mutlaka kamu harcamalarının bir nebze devreye alınması gerekmekte.

Çünkü, hane halkı tüketim harcamaları büyümüyorsa, özel sektör yatırımları büyümüyorsa, net ihracatın da büyümeye bir katkısı yok ise, Türk ekonomisinin 2015 yılında yüzde 3 ve bir miktar üzerinde büyümesi için elimizdeki en önemli kalem kamu harcamaları. Örnek vermek açısından, Ekonomi Yönetimi›nin vadeli ithalata uyguladığı yüzde 6 KKDF kesinlikle ithalatı yavaşlatmadı. Tersine, peşin ithalatı ve bu nedenle ithalat ödemeleri için döviz talebini arttırdı ve maliyetleri arttırarak, enflasyon yükü getirdi. 1400’ün üzerinde adım hayat bulana kadar, 4-5 başlıkta atılacak pratik adım var. 2015 büyümesini kurtaralım.
#sanayi üretim
#MÜSİAD
#Türk ekonomisi
9 yıl önce
2015 büyümesi için ‘seçim sonrası’ geç olabilir
Poshlost/Paçozluk mu?
Gel Ey Hilâl Kaşlım
Kimden aferin aldınız?
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor